
ẕâliküm feẕûḳûhü veenne lilkâfirîne `aẕâbe-nnâr.
Arapça:
ذَٰلِكُمْ فَذُوقُوهُ وَأَنَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابَ النَّارِ
Türkçe:
İşte gördünüz! Hadi tadın onu! Küfre sapanlar için ateş azabı da var.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte gördünüz ya, şimdilik siz bunu tadın, şu da kesindir ki, ahirette kâfirlere cehennem azabı vardır.
Diyanet Vakfı:
İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kafirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.
İngilizce:
Thus (will it be said): "Taste ye then of the (punishment): for those who resist Allah, is the penalty of the Fire."
Fransızca:
Voilà (votre sort); goûtez-le donc ! Et aux mécréants le châtiment du Feu (sera réservé).
Almanca:
Dies ist (die Peinigung), so erfahrt sie! Und für die Kafir ist gewiß noch die Peinigung des Feuers bestimmt.
Rusça:
Вот так! Вкусите же его! Воистину, неверующим уготованы мучения в Огне.
Açıklama:
