
inne hâẕâ kâne leküm cezâev vekâne sa`yüküm meşkûrâ.
Arapça:
إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا
Türkçe:
İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur."
Diyanet Vakfı:
(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükafattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.
İngilizce:
Verily this is a Reward for you, and your Endeavour is accepted and recognised.
Fransızca:
Cela sera pour vous une récompense, et votre effort sera reconnu.
Almanca:
Gewiß, dies ist für euch eine Belohnung. Und euer Bestreben wurde reichlich belohnt.
Rusça:
Таково ваше воздаяние, и ваше усердие отблагодарено.
