
veḳihimü-sseyyiât. vemen teḳi-sseyyiâti yevmeiẕin feḳad raḥimteh. veẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm.
Arapça:
وَقِهِمُ السَّيِّئَاتِ ۚ وَمَن تَقِ السَّيِّئَاتِ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهُ ۚ وَذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Türkçe:
"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları fenalıklardan koru. Sen her kimi fenalıklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarlığamışsındır. İşte asıl büyük kurtuluş da budur.
Diyanet Vakfı:
Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.
İngilizce:
And preserve them from (all) ills; and any whom Thou dost preserve from ills that Day,- on them wilt Thou have bestowed Mercy indeed: and that will be truly (for them) the highest Achievement.
Fransızca:
Et préserve-les [du châtiment] des mauvaises actions. Quiconque Tu préserves [du châtiment] des mauvaises actions ce jour-là, Tu lui feras miséricorde". Et c'est là l'énorme succès.
Almanca:
Und bewahre sie vor den gottmißfälligen Taten, und wen DU an jenem Tag vor den gottmißfälligen Taten bewahrst, dem hast DU bereits Gnade erwiesen. Und dieses ist der gewaltige Erfolg."
Rusça:
Защити их от грехов, ведь только тот, кого Ты защитишь в тот день от грехов, будет помилован Тобой. Это и есть великое преуспеяние".
Açıklama:
