Sayfa 327

ḳâlû ḥarriḳûhü venṣurû âliheteküm in küntüm fâ`ilîn.

Türkçe:
Dediler: "Yakın bunu! Eğer birşey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin."
İngilizce:
They said, "Burn him and protect your gods, If ye do (anything at all)!"
Fransızca:
Il dirent : "Brûlez-le Secourez vos divinités si vous voulez faire quelque chose (pour elles)".
Almanca:
Sie sagten: "Verbrennt ihn und unterstützt eure Götter, solltet ihr dies tun wollen."
Rusça:
Они сказали: "Сожгите его и помогите вашим богам, если вы будете действовать!"
Arapça:
قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانصُرُوا آلِهَتَكُمْ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler.
Diyanet Vakfı:
(Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.

ḳulnâ yâ nâru kûnî berdev veselâmen `alâ ibrâhîm.

Türkçe:
Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!"
İngilizce:
We said, "O Fire! be thou cool, and (a means of) safety for Abraham!"
Fransızca:
Nous dîmes : "ô feu, sois pour Abraham une fraîcheur salutaire".
Almanca:
WIR sagten: "Feuer! Sei etwas Kühlendes und Salam für Ibrahim!"
Rusça:
Мы сказали: "О огонь! Стань для Ибрахима (Авраама) прохладой и спасением!"
Arapça:
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz: "Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol" dedik.
Diyanet Vakfı:
"Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.

veerâdû bihî keyden fece`alnâhümü-l'aḫserîn.

Türkçe:
Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.
İngilizce:
Then they sought a stratagem against him: but We made them the ones that lost most!
Fransızca:
Ils voulaient ruser contre lui, mais ce sont eux que Nous rendîmes les plus grands perdants.
Almanca:
Und sie wollten gegen ihn eine List planen, dann machten WIR sie zu den Verlierern.
Rusça:
Они хотели навредить ему, но Мы сделали так, что они оказались в наибольшем убытке.
Arapça:
وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
Diyanet Vakfı:
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.

venecceynâhü velûṭan ile-l'arḍi-lletî bâraknâ fîhâ lil`âlemîn.

Türkçe:
Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık.
İngilizce:
But We delivered him and (his nephew) Lut (and directed them) to the land which We have blessed for the nations.
Fransızca:
Et Nous le sauvâmes, ainsi que Lot, vers une terre que Nous avions bénie pour tout l'univers.
Almanca:
Und WIR erretteten ihn sowie Lut in das Land, das WIR mit Baraka für die ganze Schöpfung erfüllten.
Rusça:
Мы спасли его и Лута (Лота) и привели их на землю, которую Мы сделали благословенной для миров.
Arapça:
وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu da, Lût'u da, âlemler için bereketli ve kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık.
Diyanet Vakfı:
Biz, onu ve Lut'u kurtararak, içinde cümle aleme bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık.

vevehebnâ lehû isḥâḳ. veya`ḳûbe nâfileten. veküllen ce`alnâ ṣâliḥîn.

Türkçe:
Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık.
İngilizce:
And We bestowed on him Isaac and, as an additional gift, (a grandson), Jacob, and We made righteous men of every one (of them).
Fransızca:
Et Nous lui donnâmes Isaac et, de surcroît Jacob, desquels Nous fîmes des gens de bien.
Almanca:
Und WIR schenkten ihm Ishaq und Ya'qub als zusätzliche Gabe. Und beide machten WIR zu gottgefällig Guttuenden.
Rusça:
Мы даровали ему Исхака (Исаака), а вдобавок - Йакуба (Иакова), и сделали их всех праведниками.
Arapça:
وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً ۖ وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona (İbrahim'e) İshak'ı, üstelik bir de Yakub'u ihsan ettik ve herbirini salih kimseler kıldık.
Diyanet Vakfı:
Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini salih insanlar yaptık.

Sayfalar

Sayfa 327 beslemesine abone olun.