PUTPERESTLİKTEN PEYGAMBERLİĞE - Arif Tekin - Hz.Muhammed'in Hocaları
Böyle bir başlığın tutucu İslamcılara zor geleceğini, okuyunca irkileceklerini biliyorum. Bu yüzden de bu başlık üzerinde yeterince duracağım, konuya ilişkin İslam”da en sağlam kaynakları taramak üzere var olan bilgileri bir araya getireceğim.
Hadisin ravileri, sahabeden halife Ömer'in oğlu Abdullah, Sait b. Zeyd ve Zeyd b. Harise'dir. Kaynaklarda olay farklı versiyonlarla anlatılıyor. Hepsini anlatmaya çalışacağım. İlkin konu nedir kısaca özetleyeyim; daha sonra detayına geçeyim.
Bir gün Hz. Muhammed Mekke'de “Beldah” denilen semtte et yemeği yiyorken o sırada Zeyd b. Amr (Hz. Muhammed'in en çok yararlandığı kişilerden biri. Yeri gelince özel bir başlık altında onun hakkında bilgi vereceğim) oradan geçiyor. Kendisi Zeyd'e, “Gel sen de bizimle yemek ye” deyince; Zeyd, “Ben sizin kestiğiniz etten yemem. Çünkü siz hayvanları keserken Allah adına değil de; putlar adına kesiyorsunuz” diyor. Şunu da belirtmem gerekir ki, bu olay olurken Muhammed henüz peygamberliğini ilan etmiş değildi. Evet burada açık bir şekilde Muhammed putperestlikle suçlanıyor.
Peki, bakalım hadis külliyatında bu olayın yeri nedir, hadis uzmanları buna ne demişler görelim. İlkin Buhari'de geçen hadisle konuya başlayalım, sonra da farklı kaynaklar ve farklı rivayetlere geçelim.
Abdullah b. Ömer anlatıyor: “Hz. Muhammed Mekke yakınındaki Beldah vadisinin alt tarafında Zeyd b. Amr b. Nufeyl ile buluşuyor. O zaman kendisine henüz vahiy indirilmemişti. Hz. Muhammed o sırada Zeyd b. Amr'a pişirilmiş et yemeği takdim ediyor, “Buyur sen de gel ye!” diyor. Zeyd bundan yemediği gibi, “Ben sizin putlar adına kestiğiniz hayvanların etinden yemem; yalnız üzerinde Allah'ın ismi anılan etten yerim” diyor.”
Buhari bu olayla ilgili farklı bir rivayet daha anlatıyor. Özeti şöyle: Bunlar Beldah vadisinde buluşunca, o sırada Hz. Muhammed'e et yemeği geliyor; ancak kendisi yemiyor. O arada Zeyd, “Ben sizin kestiklerinizden yemem, çünkü siz Kureyşiler hayvanlarınızı putlar için kesiyorsunuz” diyor.
Bu rivayette “Muhammed yemedi” diye geçiyor. Ama niye yemedi sorusuna yanıt yok. Zeyd burada hiçbir neden yokken, ben siz Kureyşilerin kestiklerinden yemem. Çünkü siz putlar adına kesiyorsunuz diyor. Zeyd'e ikram edilmediği halde kalkıp böyle bir açıklama yapması mantıklı değildir. Peki, olay ne? Şu bir gerçek ki, Buhari bu hadisi bilerek bu şekle sokmuş ki Muhammed'in yiyip yemediği muğlâk kalsın. Ama konuyu yalnız Buhari değil; yüzlerce hadis uzmanı işlemiştir. Buhari o doğru olan rivayeti almıştır. Şüphe oluşturmak için de yanına o farklı cümleyi ilave etmiştir. Az sonra görüleceği gibi kaynaklar o kadar çok ve sağlam ki, Hz. Muhammed putlar adına kesilen etten hem yemiş hem de kendisi bizzat hayvan götürüp putlar adına kesmiştir. Böyle bir şey olmasaydı hadis âlimleri durup dururken bu bilgiyi kaynaklarında yazmazlardı!
Az önce İbni Ömer'in anlattığı, “Hz. Muhammed Zeyd'e et ikram etli, oda yemedi ve sizin etinizi yemem. Çünkü sizler putlar adına hayvan kesiyorsunuz” rivayetini, başta Buhari (h.256.ö) olmak üzere Bezar (h.292.ö), Nesai (h.303.ö), Esfehani (h.356.ö) ve Makdisi (h.643.ö) aktarmışlardır.
Bir de olayı Zeyd b. Harise'den dinleyelim. Çünkü az önce de geçtiği gibi bu olayın ravisi yalnız İbni Ömer değil. Malum bu Zeyd, Hz. Muhammed'in onun Zeynep isimli eşiyle evlendiği kişidir. Kur'an'da Ahzab suresinde hem Zeyd'in adı, hem de Muhammed'in nasıl onun eşi Zeynep'i aldığı konusu anlatılıyor.
Zeyd, az önceki yemek olayını şöyle anlatıyor: Bir gün ben ve Hz. Muhammed putlardan birinin yanına varıp onun adına bir keçi/koyun kestik ve etini pişirdik. O sırada Zeyd b. Amr yanımıza geldi. Muhammed sordu: Senin kavmin neden seni sevmiyor? O da dedi ki, bu konuda kusurum yok. Bunların dini bana göre değil. Bu yüzden ben Fedek'e (O zaman Yahudilerin yaşadığı yerleşim yeri) gidip gördüm ki onlar bir yandan Allah'a inanırlar, diğer yandan ona eş koşarlar. Durum böyle olunca ben onların inancını da kabul etmedim. Sonra Hayber'e (yine o zaman Yahudilerin yerleşim merkezi) gidip oradaki âlimlerle görüştüm. Baktım onlar da aynı: Bir taraftan Allah'a inanmak var, diğer taraftan ona eş koşmak. Araştırmalarımı sürdürdüm, Şam'a gittim. Baktım durum aynı. Oradan da bir şey çıkmadı. Zeyd bunları anlattıktan sonra Hz. Muhammed kendisine o pişirilen etli yemekten ikram etti. O sırada Zeyd, bu da ne diye sordu. Muhammed, biz bunu şu put için kestik dedi. Zeyd buna karşı, üzerinde Allah'ın adı anılmayan eti yemem dedi.
Elbette birçok kaynakta dini araştırmalar için Zeyd'in Irak/Musul'a bir kâhinin yanına gittiği de yazılı. Yani adam varoluşla ilgili hep arayışlar içinde. Zeyd b. Amr zaman içinde öldüğünde Hz. Muhammed henüz peygamber değildi diyor. Bu rivayeti İbrahim b. İshak Harbi (h.285.ö), Ebu Ya'li (h.307.ö), Taberani (h.360.ö), Hâkim Nisaburi (h.403.ö) İbni Asakir (h.571.ö), Bezar (h.292.ö), Nesai (h.303.ö), İmam Müzi (h.762.ö), Heysemi (h.807.ö), Zehebi (h.748.ö) gibi birçok İslam âlimi işlemişlerdir.
Sait b. Zeyd b. Amr da bu hadisi aktaranlar arasında. Şunları anlatıyor: Zeyd b. Amr (Bu Zeyd, aynı zamanda Sait'in babasıdır) Mekke'de Hz. Muhammed'le Zeyd b. Harise'nin yanından geçerken, bunlar onu yemek sofrasına davet ediyorlar. Ancak kendisi Hz. Muhammed'e hitaben, “Ey kardeşim oğlu! Ben putlar adına kesilen etten yemem? diyor. Onun bu açıklamasından sonra artık Muhammed'in putlar adına kesilen etten yediği görülmedi diyor. Bu rivayeti Teyalisi (h.204.ö), mezhep lideri Ahmet b. Hanbel (h.241.ö), Ebu Ya'li (h.307.6), Taberani (h.360.6), İbni Asakir (h.571.ö), Diyaüddin Makdisi (h.643.ö), Zehebi (h.748.ö), İbni Hacer Askalani (h.852.ö), el-Mütteki el-Hindi (h.975.ö) işlemişlerdir."
Sait b. Zeyd'e mal edilen farklı bir rivayet daha var. O da şöyledir: Zeyd bir gün Hz. Muhammed'le Ebu Süfyan'ın bulunduğu bir yerden geçiyor. O sırada onlar yemek sofrasındaymış ve Zeyd'i de yemeğe davet ediyorlar; ancak Zeyd kabul etmiyor. Ey kardeşim oğlu! Ben putlar adına kesilen hayvanın etinden yemem, diyor. Onun bu açıklamasından sonra artık Muhammed bir daha putlar adına kesilen etten yemedi, diyor. Bu rivayeti de Muhibbüddin Taberi (h.694.ö) ve İbni Abdilberr (h.463.6) işlemişlerdir.12
Bu olayla ilgili kaynakları daha da artırabilirim; ancak gösterdiğim onlarca önemli eser yeterli. Bunlar İslam'da muteber kaynaklar. Dikkat edilirse gerek Sait b. Zeyd, gerek Abdullah b. Ömer ve gerekse Zeyd b. Harise rivayetlerine göre Muhammed'in artık Zeyd'in bu çıkışından sonra putlar adına kesilen eti yemediği ifadesi var. Yine çoğu kaynaklarda Muhammed'in şahsen putlar adına hayvan kestiği ve götürüp pişirdiği, Zeyd oradan geçerken, “Sen de gel ye” dediği bilgisi var. Ayrıca Zeyd'in açık bir şekilde, “Siz hayvanları putlar adına kesiyorsunuz. O yüzden ben etinizden yemiyorum” açıklaması var.
Tüm bu bilgilerden şu net ortaya çıkıyor ki, bu olaya kadar Muhammed putlar adına hem hayvan kesmiş, hem de onların etinden yemiştir. İfadeler çok açık ve nettir. Yani Zeyd'in bu itirazına karşı artık Muhammed putlar adına kesilen eti yemeyi bırakmıştır. Daha sonra peygamberliğini ilan ettiğinde ise, putlar adına kesilen et konusu Kur'an'a da taşınmıştır. Üstelik bir defa değil; dört ayrı ayette, “Allah'tan başkası adına kesilen hayvanın eti haramdır” denilmiştir. Bu örnek manidardır.13
Ayrıca bu hadise göre, Zeyd b. Amr'ın aslında Hz. Muhammed'den daha fazla Allah'ı kutsadığı, Muhammed'in ise normal bir Arap'tan hiç de farklı olmadığı görülüyor. Şunu da belirteyim ki, bu konuda bazı komik savunmalar yapılmıştır. Onlardan birikisini paylaşmak isterim. Vereceğim bilgiyi, hadis âlimi İbni Hacer Askalani, Buhari üzerine yazdığı şerh kitabında işlemiştir. “Hz. Muhammed nasıl putlar için hayvan kesmiş, bu olacak iş mi; peygamberler peygamber olmadan önce de günah işlemezler, bu gibi putperest yaklaşımlardan uzak kalırlar, Muhammed nasıl bunu yapar?” sorusuna karşı, şu yanıtı verenler olmuştur: “Evet; putlar adına kesilen et haramdır; ancak Muhammed kendisi putlar adına kesmemiştir. O, kendi hayvanını götürüp bir put yanında kesmiş; ancak bunu yaparken puta tapma niyetini taşımamıştır...” gibi savunma sözleri. Diyelim ki gidip put yanında hayvanını kesip orda piknik yapmıştır. Peki, bu yorum nerden çıkıyor? Bunun yanıtı yok.14 Diğer bir savunma yöntemi, raviyle ilgilidir. O da şöyledir: Raviler arasında Mes'udi adında bir kişi var. Sözde bu adam pek de o kadar güvenilir değilmiş. Durum böyle olunca hadisin güvenirliği pek kalmaz gibi laflar. İşte insanın bilgisi olmayınca din borazanları her düzmeceye başvurup İslam hakkında malumat sahibi olmayanları rahatlıkla kandırabilirler. Nasıl mı? Açıklayacağım. Yukarıda geçti ki bu olayı aktaran sahabiler İbni Ömer, Sait b. Zeyd ve Zeyd b. Harise'dir. İlkin İbni Ömer'in listesindeki ravilere bakalım kimler var. Bunu yaparken de evvela Buhari'de geçen hadisten başlayalım. İbni Ömer, Hz. Muhammed Zeyd b. Amr'a bir et yemeğini takdim etti ve buyur sen de gel ye dedi. Zeyd bundan yemediği gibi, “Ben sizin putlar üzerine kestiğiniz hayvanların etinden yemem; yalnız üzerinde Allah'ın ismi anılan etten yerim” dediği anlamında bir hadis aktarmıştı. Bu hadisin ravi Zinciri şöyledir: Mualla A. Aziz'den, o da Musa b. Ukbe'den, Salim”den, o da İbni Ömer'den aktarıyor. Görüldüğü gibi Buhari'nin aldığı hadisin raviler listesinde Mes'udi yok.5 Bezzar'ın aktardığı ve Usame b. Zeyd'e varan rivayetteki isimlerin sıralaması şöyledir: Bişr Ebu Usame'den, o da Muhammed b. Amr'dan, Ebu Seleme'den, Yahya'dan, Usame b. Zeyd'den ve o da Zeyd b. Harise'den aktardı şeklindedir. Burada da Mes'udi ismi geçmiyor. Üstelik en ağır rivayet de bu. Hani Muhammed Zeyd'e et ikram edince kendisi soruyor: Bu ne etidir diye. Muhammed, biz put adına kesmiştik diyor. Buna karşı Zeyd, ben putlar adına kesilen etten yemem diyor. Evet; en ağır rivayet ve raviler listesinde yine sözü edilen Mes'udi ismi yok.16 Nesai'nin listesi şöyledir: Musa Ebu Usame'den, Muhammed b. Amr'dan, Ebu Seleme'den, Yahya'dan, Usame b. Zeyd'den ve o da babası Zeyd b. Harise'den aktarmış şeklinde sıralanıyor. Burada da Mes'udi'nin adı yok. Bu rivayette, Muhammed, biz bu keçiyi/koyunu put adına kesmiştik diye geçiyor ve Zeyd b. Arar'ın, ben böyle bir etten yemem dediği ifade ediliyor.17
Makdisi'nin ravi listesi şöyledir: Mahmut Ebu Usame'den, Muhammed b. Amr'dan, Ebu Seleme'den, Yahya'dan, Usame b. Zeyd'den o da babası Zeyd b. Harise'den aktarıyor diyor. Bu rivayet zincirinde de Mes'udi adı geçmiyor ve burada deniliyor ki, Muhammed Zeyd'e et ikram etti; ancak yemedi ve ben Allah'tan başkası namına kesilen etten yemem dedi.18
Esbehani'nin listesine bakalım: Mas”'ab Dahhak'tan, oda A. Rahman?dan, Musa b. Ukbe”den, Salim”den, o da İbni Ömer'den aktarıyor şeklinde sıralıyor. Evet; bu listede de adı geçen şahıs yok. Bu rivayette, Hz. Muhammed et yemeğini Zeyd'e sunuyor; ancak kendisi kabul etmiyor ve ben ancak Allah adına kesilen hayvanın etini yerim diyor.19
İbni Asakir listesi de şöyledir: Ebu Abdullah İbrahim b. Mansur'dan, Ebubekir'den, Ahmet b. Ali'den, Muhammed b. Beşar'dan, Abdulvahap'tan, Muhammed b. Amr'dan, Ebu Seleme'den, Yahya'dan, Usame'den, o da babası Zeyd b. Harise'den şeklinde sıralanıyor. Burada da sözü edilen kişinin ismi yok. İbni Asakir'in aktardığı rivayette, Muhammed'in biz put adına kestik anlamında ifadesi ve Zeyd'in o etten yemeyip mazeretini belirtmiş olması var: Putlar adına kesilen etten yemem diyor.2
İbni Abdilberr, ravileri şöyle sıralamış: Ebu Zenad Musa b. Ukbe'den, İbni Ömer'den aktarıyor diyor. Burada Mes'udi diye biri geçmiyor ve rivayetin içeriği de şöyle: Hz. Muhammed yemek ikramında bulunuyor; ancak Zeyd, Allah dışında başkası adına kesilen etten yemem diyor.2!
Taberani'nin ravi listesi şöyledir: Abdullah, babası Ahmet b. Hanbel?den, Ebu Usame'den, Muhammed b. Amr'dan, Ebu Seleme'den, Yahya'dan, Usame'den, o da babası Zeyd b. Harise'den şeklinde bitiriyor. Burada Muhammed'in put adına hayvan kestiği ve bunu itiraf ettiği, bundan hazırladığı yemeği Zeyd b. Amr'a ikram ettiği ve Zeyd'in kabul etmediği bilgisi var.
Listeyi daha da çoğaltabilirim; ancak bu kadarı yeterli. Mesela Ebu Ya'li (h.307.ö), Hâkim Nisaburi (h.403.ö) ve daha sayamadığım birçok hadis uzmanı bu olayı işlemiş ve sundukları ravi listesinde de Mes'udi yok. Bunların rivayetinde de Muhammed dile getiriyor ki kendisi put adına kesmiş ve adama ikram ederken de Zeyd kabul etmemiştir.2
İşte hadisin ravileri arasında bilmem falanca şahıs var, buna pek güven olmaz dedikleri senaryonun gerçeği bu. Yalnız şunu da belirteyim ki kimi zayıf rivayetlerde sözü edilen Mes'udi'nin adı var. Diyelim ki bu adam sağlam değil; ama onun içinde bulunmadığı farklı ve sağlam kabul edilmiş ravi listeleri var; bunları az önce sundum. Ayrıca bu adam hakkında aşırı derecede olumsuz bir eleştiri de yok. 14 asırdır çeşitli hadis âlimleri tarafından bu olay anlatılagelmiş, kimse bir şey dememiş; şimdi de kimileri kalkıp efendim falanca ravinin sicili bozukmuş, ona güven olmazmış gibi laflar ediyorlar. Peki, sormazlar mı madem bu adam güvensizmiş, o zaman niye bu kadar hadis âlimi bunu kaynaklarında işlemiş; hemen ilk başta neden kayıtlara geçirmişler bu olayı? Kaldı ki deminden beri sunmaya çalıştığım birçok sağlam rivayette Mes'udi adı yok: Başka birçok ravi olayı anlatıyor.
Şu da var ki, Kur'an'a göre en ağır günah Allah'a şirk koşmaktır. Ayetlerde, “Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bunun dışındaki günahları dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan gerçekten büyük günah işlemiştir!” diye geçiyor.
Bir şey daha var: İslam felsefesine göre peygamber olan kişiler peygamber olmadan önce de -en azından- büyük günahlardan uzak olmalılar. Ama belirtildiği gibi Hz. Muhammed peygamber olmadan önceki yaşamında en büyük günahı işlemiştir.
Tarihçi İbni”l Kalbi (h.204.ö), Hz. Muhammed'den şöyle bir hadis aktarıyor: “Ben bir gün Uzza putuna bir koyun sundum. Çünkü ben o zaman ecdadımın dini üzerindeydim” diyor.“
Bunun üzerinde daha fazla durmaya değmez. Çünkü bilgiler ortada, kaynaklar ortada, her şey gayet açık.
Burada haklı olarak şu soruyu sormak lazım: Bilindiği gibi İslam inancına göre peygamberlik çalışmayla elde edilmez; Allah vergisidir: İstediğine verir. Bunu yaparken de toplum içinde en saygına, doğuştan tanrının isteklerine yatkın olana verir. Hal böyleyken anlatılanlara göre Zeyd b. Amr, Kur'an'da vasıfları belirtilen tanrıyla daha uyumlu; ancak Allah peygamberlik görevini ona değil de Hz. Muhammed'e veriyor. Bu da sorgulanması gereken bir durum. Sadece Zeyd değil; o zaman Zeyd gibi birçok teolog vardı. Mesela yeri gelince anlatılacağı gibi Kuss b. Saide, Ümeyye b. Ebi Salt gibiler var.
Burada şu söylenebilir: Kur'an'da putlardan kaçının anlamında ayetler var. Durum bu iken nasıl denilebilir ki Hz. Muhammed daha önce putlar adına hayvan kesmiş veya etlerini yemiş! Aslında olay şu: Hz. Muhammed o süre zarfında Zeyd gibi kişilerden bilgi toplamaya çalışıyor ve bakıyor ki Zeyd'le birlikte toplumda saygınlığı olan şahsiyetler putlara karşılar; o da bunu yasaklayıp tanrı buyruğu olarak resmileştiriyor. Zeyd, Kuss, Ümeyye gibilerin dönemi Muhammed için bir nevi kalfalık, bilgi toplama dönemiydi. Bu şahısların Muhammed üzerindeki etkilerini özel başlıklar altında sunacağım. Diğer yandan, Hz. Muhammed'in daha önce dalalette olduğu ayetle de sabittir. Anlamı şöyle: Seni dalalette bulup sana doğru yolu göstermedi mi (Allah)?5
Ayet açık bir şekilde Hz. Muhammed'in daha önce dalalet-sapkınlık içinde olduğunu tescil ediyor. Durum bu iken hadise itiraz etmenin bir anlamı kalmaz. Kaldı ki hadisi ben yazmadım; İslami kesim nezdinde güvenilir sayılan onlarca kaynakta geçiyor.