
vekeẕâlike nürî ibrâhîme melekûte-ssemâvâti vel'arḍi veliyekûne mine-lmûḳinîn.
Türkçe:
Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.
İngilizce:
So also did We show Abraham the power and the laws of the heavens and the earth, that he might (with understanding) have certitude.
Fransızca:
Ainsi avons-Nous montré à Abraham le royaume des cieux et de la terre, afin qu'il fût de ceux qui croient avec conviction.
Almanca:
Und solcherart zeigten WIR Ibrahim die Zeichen der Himmel und der Erde und damit er zu denjenigen gehört, die über Gewißheit verfügen.
Rusça:
Так Мы показали Ибрахиму (Аврааму) царство небес и земли, дабы он стал одним из убежденных.
Arapça:
وَكَذَٰلِكَ نُرِي إِبْرَاهِيمَ مَلَكُوتَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلِيَكُونَ مِنَ الْمُوقِنِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.
Diyanet Vakfı:
Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk.
