
feḳad keẕẕebû bilḥaḳḳi lemmâ câehüm. fesevfe ye'tîhim embâü mâ kânû bihî yestehziûn.
Türkçe:
Böylece hakkı, kendilerine geldiği anda yalanladılar. Fakat yakında onlara, alay etmekte oldukları şeyin haberleri gelecektir.
İngilizce:
And now they reject the truth when it reaches them: but soon shall they learn the reality of what they used to mock at.
Fransızca:
Ils traitent de mensonge la vérité quand celle-ci leur vient. Mais ils vont avoir des nouvelles de ce dont ils se moquent.
Almanca:
Und bereits haben sie die Wahrheit (den Quran) verleugnet, als diese zu ihnen kam, so werden ihnen noch Mitteilungen gemacht über das, was sie zu verspotten pflegten.
Rusça:
Они сочли ложью истину, когда она явилась к ним, но до них дойдут вести о том, над чем они насмехались.
Arapça:
فَقَدْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ ۖ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنبَاءُ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hak, kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberi yakında kendilerine gelecektir.
Diyanet Vakfı:
Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
