
velev enne ehle-lkitâbi âmenû vetteḳav lekeffernâ `anhüm seyyiâtihim veleedḫalnâhüm cennâti-nne`îm.
Türkçe:
Eğer Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık.
İngilizce:
If only the People of the Book had believed and been righteous, We should indeed have blotted out their iniquities and admitted them to gardens of bliss.
Fransızca:
Si les gens du Livre avaient la foi et la piété, Nous leur aurions certainement effacé leurs méfaits et les aurions certainement introduits dans les Jardins du délice .
Almanca:
Und hätten die Schriftbesitzer doch den Iman verinnerlicht und die Taqwa gemäß gehandelt, gewiß hätten WIR ihnen ihre gottmißfälligen Taten vergeben und gewiß hätten WIR sie in Dschannat des Wohlergehens eintreten lassen.
Rusça:
Если бы люди Писания уверовали и устрашились, то Мы простили бы им злодеяния и ввели бы их в Сады блаженства.
Arapça:
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَأَدْخَلْنَاهُمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer kitap ehli iman etmiş ve layıkıyla korunmuş olsalardı, onların kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardık.
Diyanet Vakfı:
Eğer ehl-i kitap iman edip (kötülüklerden) sakınsalardı, herhalde (geçmiş) kötülüklerini örter ve onları nimeti bol cennetlere sokardık.
