
mâ eṣâbeke min ḥasenetin femine-llâh. vemâ eṣâbeke min seyyietin femin nefsik. veerselnâke linnâsi rasûlâ. vekefâ billâhi şehîdâ.
Türkçe:
İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
İngilizce:
Whatever good, (O man!) happens to thee, is from Allah; but whatever evil happens to thee, is from thy (own) soul. and We have sent thee as a messenger to (instruct) mankind. And enough is Allah for a witness.
Fransızca:
Tout bien qui t'atteint vient d'Allah, et tout mal qui t'atteint vient de toi-même . Et Nous t'avons envoyé aux gens comme Messager. Et Allah suffit comme témoin.
Almanca:
Was dich an Gutem traf, dies ist von ALLAH. Und was dich an Unglück traf, dies ist aufgrund eigener (Verfehlungen). Und wir entsandten dich für die Menschen als Gesandten. Und ALLAH genügt als Bezeugender.
Rusça:
Все хорошее, что постигает тебя, приходит от Аллаха. А все плохое, что постигает тебя, приходит от тебя самого. Мы отправили тебя посланником для людей. Довольно того, что Аллах является Свидетелем.
Arapça:
مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللَّهِ ۖ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ ۚ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولًا ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ شَهِيدًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey insanoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter.
Diyanet Vakfı:
Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.
