
veḥamelnâhü `alâ ẕâti elvâḥiv vedüsür.
Arapça:
وَحَمَلْنَاهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ
Türkçe:
Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle (çakılmış gemi) üzerinde taşıdık.
Diyanet Vakfı:
Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.
İngilizce:
But We bore him on an (Ark) made of broad planks and caulked with palm-fibre:
Fransızca:
Et Nous le portâmes sur un objet [fait] de planches et de clous [l'arche],
Almanca:
und WIR ließen ihn auf etwas von Planken und Nägeln tragen.
Rusça:
Мы понесли его в ковчеге из досок и гвоздей.
Açıklama:
