Nuzul 471

velâ yaḥsebenne-lleẕîne keferû ennemâ nümlî lehüm ḫayrul lienfüsihim. innemâ nümlî lehüm liyezdâdû iŝmâ. velehüm `aẕâbüm mühîn.

Türkçe:
Küfre sapanlar, onlara süre tanımamızın kendileri için hayırlı olduğunu asla düşünmesinler. Onlara, biraz daha günah işlesinler diye süre veriyoruz. Yere geçirecek bir azap var onlar için.
İngilizce:
Let not the Unbelievers think that our respite to them is good for themselves: We grant them respite that they may grow in their iniquity: But they will have a shameful punishment.
Fransızca:
Que ceux qui n'ont pas cru ne comptent pas que ce délai que Nous leur accordons soit à leur avantage. Si Nous leur accordons un délai, c'est seulement pour qu'ils augmentent leurs péchés. Et pour eux un châtiment avilissant.
Almanca:
Und diejenigen, die Kufr betrieben haben, sollen nicht denken, daß wenn WIR ihnen Zeit gewähren, daß dies für sie besser sei. WIR gewähren ihnen Zeit nur, damit sie noch mehr Verfehlungen begehen. Und für sie ist eine erniedrigende Peinigung bestimmt.
Rusça:
Пусть неверующие не думают, что предоставленная Нами отсрочка является благом для них. Мы предоставляем им отсрочку для того, чтобы они приумножили свои грехи. Им уготованы унизительные мучения.
Arapça:
وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ ۚ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُوا إِثْمًا ۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet Vakfı:
İnkar edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Nuzul 471 beslemesine abone olun.