Nuzul 4691

 
00:00

âḫiẕîne mâ âtâhüm rabbühüm. innehüm kânû ḳable ẕâlike muḥsinîn.

Arapça:

آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُحْسِنِينَ

Türkçe:

Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.

Diyanet Vakfı:

Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

İngilizce:

Taking joy in the things which their Lord gives them, because, before then, they lived a good life.

Fransızca:

recevant ce que leur Seigneur leur aura donné. Car ils ont été auparavant de bienfaisants :

Almanca:

sie nehmen das, was ihr HERR ihnen zuteil werden ließ. Gewiß, sie pflegten vor diesem Muhsin zu sein.

Rusça:

получая то, что даровал им их Господь. До этого они были творящими добро.

Açıklama:
Nuzul 4691 beslemesine abone olun.