
bel keẕẕebû bilḥaḳḳi lemmâ câehüm fehüm fî emrim merîc.
Türkçe:
Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler.
İngilizce:
But they deny the Truth when it comes to them: so they are in a confused state.
Fransızca:
Plutôt, ils traitent de mensonge la vérité qui leur est venue : les voilà donc dans une situation confuse.
Almanca:
Nein, sondern sie verleugneten das Wahre, als es zu ihnen kam, so sind sie in einer verworrenen Situation.
Rusça:
Но они сочли ложью истину, когда она явилась к ним, и теперь они находятся в замешательстве.
Arapça:
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَّرِيجٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler.
Diyanet Vakfı:
Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
