Nuzul 4617

 
00:00

velev ennehüm ṣaberû ḥattâ taḫruce ileyhim lekâne ḫayral lehüm. vellâhü gafûrur raḥîm.

Arapça:

وَلَوْ أَنَّهُمْ صَبَرُوا حَتَّىٰ تَخْرُجَ إِلَيْهِمْ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ ۚ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Türkçe:

Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya dek sabretmiş olsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Diyanet Vakfı:

Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

İngilizce:

If only they had patience until thou couldst come out to them, it would be best for them: but Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.

Fransızca:

Et s'ils patientaient jusqu'à ce que tu sortes à eux, ce serait certes mieux pour eux. Allah cependant, est Pardonneur et Miséricordieux.

Almanca:

Und hätten sie sich doch in Geduld geübt, bis du zu ihnen herauskommst, wäre dies sicher besser für sie. Und ALLAH ist allvergebend, allgnädig.

Rusça:

Если бы они потерпели, пока ты выйдешь к ним, это было бы лучше для них. Аллах - Прощающий, Милосердный.

Açıklama:
Nuzul 4617 beslemesine abone olun.