
faḫtelefe-l'aḥzâbü mim beynihim. feveylül lilleẕîne żalemû min `aẕâbi yevmin elîm.
Arapça:
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ ۖ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ
Türkçe:
Böyle iken, aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Korkunç bir günün azabından vay haline o zulmedenlerin!
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat aralarından çıkan gruplar, İsâ hakkında ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!
Diyanet Vakfı:
Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilafa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
İngilizce:
But sects from among themselves fell into disagreement: then woe to the wrong-doers, from the Penalty of a Grievous Day!
Fransızca:
Mais les factions divergèrent entre elles . Malheur donc aux injustes du châtiment d'un jour douloureux !
Almanca:
Dann wurden die Parteien unter ihnen uneins. Also Niedergang ist für diejenigen, die Unrecht begingen, bei der Peinigung eines qualvollen Tages bestimmt.
Rusça:
Но секты разошлись во мнениях между собой. Горе же тем, которые поступали несправедливо, от страданий в Мучительный день!
Açıklama:
