
veḳâlû eâlihetünâ ḫayrun em hû. mâ ḍarabûhü leke illâ cedelâ. bel hüm ḳavmün ḫasimûn.
Arapça:
وَقَالُوا أَآلِهَتُنَا خَيْرٌ أَمْ هُوَ ۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًا ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ
Türkçe:
Dediler ki: "Bizim tanrılarımız mı hayırlı, o mu?" Bunu sana sadece çekişme olsun diye örnek verdiler. Çekişmeyi seven bir toplumdur onlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlıdır, yoksa İsâ mı?" Bu misâli sırf seninle tartışmak için ortaya attılar. Doğrusu onlar çok kavgacı bir topluluktur.
Diyanet Vakfı:
Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.
İngilizce:
And they say, "Are our gods best, or he?" This they set forth to thee, only by way of disputation: yea, they are a contentious people.
Fransızca:
en disant : "Nos dieux sont-ils meilleurs, ou bien lui ? " Ce n'est que par polémique qu'ils te le citent comme exemple. Ce sont plutôt des gens chicaniers.
Almanca:
Und sie sagten: "Sind unsere Götter besser oder er?" Sie prägten es dir nur zum Disput. Nein, sondern sie sind streitsüchtige Leute.
Rusça:
Они говорят: "Наши боги лучше или он?" Они приводят его тебе в пример только для того, чтобы поспорить. Они являются людьми препирающимися!
Açıklama:
