
ev yûbiḳhünne bimâ kesebû veya`fü `an keŝîr.
Türkçe:
Yahut onları, içindekilerin kazançları yüzünden mahveder. Ama birçoğunu affediyor;
İngilizce:
Or He can cause them to perish because of the (evil) which (the men) have earned; but much doth He forgive.
Fransızca:
Ou bien, Il les détruit en punition de ce qu'ils ont acquis [comme péchés]. Cependant, Il pardonne beaucoup.
Almanca:
Oder ER läßt sie zugrunde gehen wegen dem, was sie erwarben, Und ER vergibt vieles.
Rusça:
Он может погубить их (корабли) за то, что они (люди) приобрели, но Он прощает многих.
Arapça:
أَوْ يُوبِقْهُنَّ بِمَا كَسَبُوا وَيَعْفُ عَن كَثِيرٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yahut da Allah kazandıkları günahlar yüzünden onları helâk eder ve birçoğunu da bağışlar.
Diyanet Vakfı:
Yahut yaptıkları yüzünden onları helak eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).
