Nuzul 4155

ẕâlike biennehüm kânet te'tîhim rusülühüm bilbeyyinâti fekeferû feeḫaẕehümü-llâh. innehû ḳaviyyün şedîdü-l`iḳâb.

Türkçe:
Sebep şuydu: Resulleri onlara açık-seçik mesajlar getirirdi de onlar inkâr ederlerdi. Sonunda Allah hepsini yakaladı. O çok güçlüdür, azabı da şiddetlidir.
İngilizce:
That was because there came to them their messengers with Clear (Signs), but they rejected them: So Allah called them to account: for He is Full of Strength, Strict in Punishment.
Fransızca:
Ce fut ainsi, parce que leurs Messagers leur avaient apporté les preuves, mais ils se montrèrent mécréants. Allah donc les saisit, car Il est fort et redoutable dans Son châtiment.
Almanca:
Dies, weil zu ihnen ihre Gesandten mit den klaren Zeichen zu kommen pflegten, dann betrieben sie Kufr, dann richtete ALLAH sie zugrunde. Gewiß, ALLAH ist allkräftig, hart im Bestrafen.
Rusça:
Это произошло потому, что они не веровали, когда их посланники приходили к ним с ясными знамениями. Аллах схватил их, ведь Он - Всесильный, Суровый в наказании.
Arapça:
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانَت تَّأْتِيهِمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَكَفَرُوا فَأَخَذَهُمُ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ قَوِيٌّ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, şundandı: Onlara peygamberleri apaçık delillerle geliyorlardı. Ama onlar inkâr ettiler. Allah da tuttu kendilerini alıverdi. Çünkü O'nun kuvveti çok, azabı şiddetlidir.
Diyanet Vakfı:
Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçık mucizeler getirdikleri halde, inkar etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.
Nuzul 4155 beslemesine abone olun.