
ḳul mey yerzüḳuküm mine-ssemâvâti vel'arḍ. ḳuli-llâhü veinnâ ev iyyâküm le`alâ hüden ev fî ḍalâlim mübîn.
Arapça:
۞ قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ قُلِ اللَّهُ ۖ وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَىٰ هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Türkçe:
De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır, herhalde ya biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz."
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
İngilizce:
Say: "Who gives you sustenance, from the heavens and the earth?" Say: "It is Allah; and certain it is that either we or ye are on right guidance or in manifest error!"
Fransızca:
Dis : "Qui vous nourrit du ciel et de la terre ? " Dis : "Allah. C'est nous ou bien vous qui sommes sur une bonne voie, ou dans un égarement manifeste".
Almanca:
Sag: "Wer gewährt euch Rizq von den Himmeln und der Erde?" Sag: "ALLAH! Und gewiß, wir sind oder ihr seid doch entweder in Rechtleitung oder im eindeutigen Abirren."
Rusça:
Скажи: "Кто наделяет вас уделом с небес и земли?" Скажи: "Аллах! Воистину, одни из нас либо на прямом пути, либо в очевидном заблуждении".
