
veleḳad âteynâ dâvûde minnâ faḍlâ. yâ cibâlü evvibî me`ahû veṭṭayr. veelennâ lehü-lḥadîd.
Arapça:
۞ وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ مِنَّا فَضْلًا ۖ يَا جِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُ وَالطَّيْرَ ۖ وَأَلَنَّا لَهُ الْحَدِيدَ
Türkçe:
Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun ki, biz Davud'a tarafımızdan bir fazilet verdik. "Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve bunu kuşlara da (emrettik) ve ona demiri yumuşattık.
Diyanet Vakfı:
Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.
İngilizce:
We bestowed Grace aforetime on David from ourselves: "O ye Mountains! Sing ye back the Praises of Allah with him! and ye birds (also)! And We made the iron soft for him;-
Fransızca:
Nous avons certes accordé une grâce à David de notre part. ô montagnes et oiseaux, répétez avec lui (les louanges d'Allah). Et pour lui, Nous avons amolli le fer.
Almanca:
Und gewiß, bereits WIR ließen Dawud von Uns Gunst zuteil werden: "Ihr Berge! wiederholt nach ihm (die Lobpreisung), sowie ihr Vögel!" UndWIR ließen für ihn das Eisen weich werden:
Rusça:
Мы одарили Давуда (Давида) милостью от Нас и сказали: "О горы и птицы! Славьте вместе с ним!" Мы сделали железо мягким для него.
Açıklama:
