Nuzul 3380

feküllen eḫaẕnâ biẕembih. feminhüm men erselnâ `aleyhi ḥâṣibâ. veminhüm men eḫaẕethu-ṣṣayḥah. veminhüm men ḫasefnâ bihi-l'arḍ. veminhüm men agraḳnâ. vemâ kâne-llâhü liyażlimehüm velâkin kânû enfüsehüm yażlimûn.

Türkçe:
Her birini kendi günahı ile yakaladık. Bazılarının üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Bir kısmını, o korkunç titreşimli ses yakaladı. Onlardan, yere batırdıklarımız da oldu. Bazılarını da boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi benliklerine zulmediyorlardı.
İngilizce:
Each one of them We seized for his crime: of them, against some We sent a violent tornado (with showers of stones); some were caught by a (mighty) Blast; some We caused the earth to swallow up; and some We drowned (in the waters): It was not Allah Who injured (or oppressed) them:" They injured (and oppressed) their own souls.
Fransızca:
Nous saisîmes donc chacun pour son péché : Il y en eut sur qui Nous envoyâmes un ouragan; il y en eut que le Cri saisit; il y en eut que Nous fîmes engloutir par la terre; et il y en eut que Nous noyâmes. Cependant, Allah n'est pas tel à leur faire du tort; mais ils ont fait du tort à eux-mêmes .
Almanca:
Und jeden richteten WIR wegen seiner Verfehlung zugrunde. Manchen von ihnen schickten WIR über ihnen einen Wirbelsturm, manche von ihnen richtete der Schrei zugrunde, manche von ihnen ließen WIR mit der Erde versinken und manche von ihnen ließen WIR ertrinken. Und ALLAH gebührt es nicht, ihnen Unrecht anzutun, doch sie pflegten sich selbst Unrecht anzutun.
Rusça:
Каждого Мы схватили за его грех. На некоторых из них Мы наслали ураган с камнями, некоторых из низ поразил чудовищный вопль, некоторых из них по Нашему велению поглотила земля, а некоторых из них Мы потопили. Аллах не был несправедлив к ним - они сами поступали несправедливо по отношению к себе.
Arapça:
فَكُلًّا أَخَذْنَا بِذَنبِهِ ۖ فَمِنْهُم مَّنْ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِ حَاصِبًا وَمِنْهُم مَّنْ أَخَذَتْهُ الصَّيْحَةُ وَمِنْهُم مَّنْ خَسَفْنَا بِهِ الْأَرْضَ وَمِنْهُم مَّنْ أَغْرَقْنَا ۚ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوا أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nitekim onlardan herbirini günahları sebebiyle suç üstü yakaladık: Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine yazık ediyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Nitekim, onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Nuzul 3380 beslemesine abone olun.