
feenceynâhü veehlehû ille-mraeteh. ḳaddernâhâ mine-lgâbirîn.
Türkçe:
Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. Onu, arkada kalanlardan biri olarak takdir etmiştik.
İngilizce:
But We saved him and his family, except his wife; her We destined to be of those who lagged behind.
Fransızca:
Nous le sauvâmes ainsi que sa famille, sauf sa femme pour qui Nous avions déterminé qu'elle serait du nombre des exterminés.
Almanca:
Dann erretteten WIR ihn und seine Familie außer seiner Ehefrau, sie bestimmten WIR unter den Untergehenden.
Rusça:
Мы спасли его вместе с его семьей, кроме его жены. Мы предопределили ей оказаться в числе оставшихся позади.
Arapça:
فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik.
