
veṣaddehâ mâ kânet ta`büdü min dûni-llâh. innehâ kânet min ḳavmin kâfirîn.
Arapça:
وَصَدَّهَا مَا كَانَت تَّعْبُدُ مِن دُونِ اللَّهِ ۖ إِنَّهَا كَانَتْ مِن قَوْمٍ كَافِرِينَ
Türkçe:
Daha önce Allah dışında ibadet ettikleri, onu engellemişti. Çünkü o, küfre sapmış bir topluluktandı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Diyanet Vakfı:
Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkarcı bir kavimdendi.
İngilizce:
And he diverted her from the worship of others besides Allah: for she was (sprung) of a people that had no faith.
Fransızca:
Or, ce qu'elle adorait en dehors d'Allah l'empêchait (d'être croyante) car elle faisait partie d'un peuple mécréant.
Almanca:
Und das, dem sie anstelle von ALLAH zu dienen pflegte, hielt sie zurück. Gewiß, sie gehörte zu Kafir-Leuten.
Rusça:
Ей мешало то, чему она поклонялась вместо Аллаха, ведь она принадлежала к неверующему народу.
Açıklama:
