
feelḳav ḥibâlehüm ve`iṣiyyehüm veḳâlû bi`izzeti fir`avne innâ lenaḥnü-lgâlibûn.
Arapça:
فَأَلْقَوْا حِبَالَهُمْ وَعِصِيَّهُمْ وَقَالُوا بِعِزَّةِ فِرْعَوْنَ إِنَّا لَنَحْنُ الْغَالِبُونَ
Türkçe:
Bunun üzerine onlar, iplerini ve değneklerini ortaya attılar ve dediler: "Firavun'un onur ve yüceliği aşkına biz, evet biz galip geleceğiz."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz" dediler.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve: Firavun'un kudreti hakkı için elbette bizler galip geleceğiz, dediler.
İngilizce:
So they threw their ropes and their rods, and said: "By the might of Pharaoh, it is we who will certainly win!"
Fransızca:
Ils jetèrent donc leurs cordes et leurs bâtons et dirent : "Par la puissance de Pharaon ! ... C'est nous qui serons les vainqueurs".
Almanca:
Dann warfen sie ihre Seile und Stöcke und sagten: "Bei der Würde von Pharao! Gewiß, wir sind doch die Sieger."
Rusça:
Они бросили свои веревки и посохи и сказали: "Во имя могущества Фараона! Мы непременно одержим верх!"
Açıklama:
