
veiẕâ raevke iy yetteḫiẕûneke illâ hüzüvâ. ehâẕe-lleẕî be`aŝe-llâhü rasûâ.
Arapça:
وَإِذَا رَأَوْكَ إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَٰذَا الَّذِي بَعَثَ اللَّهُ رَسُولًا
Türkçe:
Seni gördüklerinde, şu şekilde alaya almaktan başka şey yapmazlar: "Allah, resul olarak şunu mu gönderdi?!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Seni gördükleri zaman "Bu mu Allah'ın Peygamber olarak gönderdiği?" diye hep seni alaya alıyorlar.
Diyanet Vakfı:
Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar.
İngilizce:
When they see thee, they treat thee no otherwise than in mockery: "Is this the one whom Allah has sent as a messenger?"
Fransızca:
Et quand ils te voient, ils ne te prennent qu'en raillerie : "Est-ce là celui qu'Allah a envoyé comme Messager ?
Almanca:
Und wenn sie dich sehen, nehmen sie dich zu nichts außer zum Spott: "Ist dieser derjenige, den ALLAH als Gesandten entsandte?
Rusça:
Завидев тебя, они лишь насмехаются над тобой: "Неужели это - тот, кого Аллах отправил посланником?
