
ferace`û ilâ enfüsihim feḳâlû inneküm entümu-żżâlimûn.
Arapça:
فَرَجَعُوا إِلَىٰ أَنفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنتُمُ الظَّالِمُونَ
Türkçe:
Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: "Doğrusu siz haksızsınız."
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
İngilizce:
So they turned to themselves and said, "Surely ye are the ones in the wrong!"
Fransızca:
Se ravisant alors, ils se dirent entre eux : "C'est vous qui êtes les vrais injustes".
Almanca:
Dann wandten sie sich zueinander, dann sagten sie: "Gewiß, ihr seid selbst die Unrecht-Begehenden."
Rusça:
Обратившись друг к другу, они сказали: "Воистину, вы сами являетесь беззаконниками!"
Açıklama:
