
ḥattâ iẕâ belegae beyne-sseddeyni vecede min dûnihimâ ḳavmel lâ yekâdûne yefḳahûne ḳavlâ.
Arapça:
حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِن دُونِهِمَا قَوْمًا لَّا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلًا
Türkçe:
Nihayet, iki set arasında ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.
Diyanet Vakfı:
Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
İngilizce:
Until, when he reached (a tract) between two mountains, he found, beneath them, a people who scarcely understood a word.
Fransızca:
Et quant il eut atteint un endroit situé entre les Deux Barrières (montagnes), il trouva derrière elles une peuplade qui ne comprenait presque aucun langage.
Almanca:
Als er dann (den Ort) zwischen den beiden Wällen erreichte, fand er hinter ihnen Leute, die kaum Gesagtes verstanden.
Rusça:
Когда он достиг двух горных преград, он обнаружил перед ними людей, которые почти не понимали речи.
Açıklama:
