Nuzul 2193

 
00:00

verae-lmücrimûne-nnâra feżannû ennehüm müvâḳi`ûhâ velem yecidû `anhâ maṣrifâ.

Arapça:

وَرَأَى الْمُجْرِمُونَ النَّارَ فَظَنُّوا أَنَّهُم مُّوَاقِعُوهَا وَلَمْ يَجِدُوا عَنْهَا مَصْرِفًا

Türkçe:

Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar.

Diyanet Vakfı:

Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anladılar; ondan kurtuluş yolu da bulamadılar.

İngilizce:

And the Sinful shall see the fire and apprehend that they have to fall therein: no means will they find to turn away therefrom.

Fransızca:

Et les criminels verront le Feu. Il seront alors convaincus qu'ils y tomberont et n'en trouveront pas d'échappatoire.

Almanca:

Und die schwer Verfehlenden sahen das Feuer und wußten, daß sie zweifelsohne hineingeworfen werden, und sie fanden davon kein Entrinnen mehr.

Rusça:

Грешники увидят Огонь, и им станет ясно, что они будут брошены в него. Они не найдут от него спасения!

Açıklama:
Nuzul 2193 beslemesine abone olun.