
ẕâlike cezâühüm biennehüm keferû biâyâtinâ veḳâlû eiẕâ künnâ `iżâmev verufâten einnâ lemeb`ûŝûne ḫalḳan cedîdâ.
Arapça:
ذَٰلِكَ جَزَاؤُهُم بِأَنَّهُمْ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا
Türkçe:
Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, un-ufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu onların cezasıdır! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: "Sahi bizler, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, yeni bir yaratılışla diriltilmiş olacağız?" demişlerdir.
Diyanet Vakfı:
Cezaları işte budur! Çünkü onlar, ayetlerimizi inkar etmişler ve: "Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?" demişlerdir.
İngilizce:
That is their recompense, because they rejected Our signs, and said, "When we are reduced to bones and broken dust, should we really be raised up (to be) a new Creation?"
Fransızca:
Telle sera leur sanction parce qu'ils ne croient pas en Nos preuves et disent : "Quand nous serons ossements et poussière, serons-nous ressuscités en une nouvelle création ? "
Almanca:
Dies ist die ihnen bestimmte Vergeltung, weil sie gewiß Kufr Unseren Ayat gegenüber betrieben und sagten: "Nachdem wir zu Knochen und Staub geworden sind, werden wir etwa sicher als neue Schöpfung erweckt?"
Rusça:
Таково возмездие им за то, что они не уверовали в Наши знамения и говорили: "Неужели после того, как мы превратимся в прах и частички, мы будем воскрешены в новом творении?"
Açıklama:
