
ev tüsḳiṭa-ssemâe kemâ za`amte `aleynâ kisefen ev te'tiye billâhi velmelâiketi ḳabîlâ.
Arapça:
أَوْ تُسْقِطَ السَّمَاءَ كَمَا زَعَمْتَ عَلَيْنَا كِسَفًا أَوْ تَأْتِيَ بِاللَّهِ وَالْمَلَائِكَةِ قَبِيلًا
Türkçe:
"Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin.
Diyanet Vakfı:
"Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin."
İngilizce:
Or thou cause the sky to fall in pieces, as thou sayest (will happen), against us; or thou bring Allah and the angels before (us) face to face:
Fransızca:
ou que tu fasses tomber sur nous, comme tu le prétends, le ciel en morceaux, ou que tu fasses venir Allah et les Anges en face de nous ;
Almanca:
oder du läßt über uns den Himmel, wie du es behauptet hast, in Stücke fallen, oder du bringst ALLAH und die Engel uns gegenüber,
Rusça:
или пока не обрушишь на нас небо кусками, как ты это утверждаешь; или не предстанешь перед нами вместе с Аллахом и ангелами;
Açıklama:
