
veleḳad ṣarrafnâ linnâsi fî hâẕe-lḳur'âni min külli meŝel. feebâ ekŝeru-nnâsi illâ küfûrâ.
Türkçe:
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.
İngilizce:
And We have explained to man, in this Qur'an, every kind of similitude: yet the greater part of men refuse (to receive it) except with ingratitude!
Fransızca:
Et certes, Nous avons déployé pour les gens, dans ce Coran, toutes sortes d'exemples. Mais la plupart des gens s'obstinent à être mécréants.
Almanca:
Und gewiß, bereits erläuterten WIR in diesem Quran von jedem Gleichnis. Doch die meisten Menschen lehnten alles außer dem äußersten Kufr ab.
Rusça:
Мы разъяснили людям в этом Коране всякие притчи, но большинство людей отвергает все, кроме неверия.
Arapça:
وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ فَأَبَىٰ أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yemin olsun ki biz bu Kur'ân'da insanlar için çeşitli misaller vermişizdir. Yine de insanların çoğu inkârlarında ısrar ederler.
Diyanet Vakfı:
Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
