
inne hâẕe-lḳur'âne yehdî lilletî hiye aḳvemü veyübeşşiru-lmü'minîne-lleẕîne ya`melûne-ṣṣâliḥâti enne lehüm ecran kebîrâ.
Arapça:
إِنَّ هَٰذَا الْقُرْآنَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا
Türkçe:
Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Barışa/hayra yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz ki bu Kur'ân, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.
İngilizce:
Verily this Qur'an doth guide to that which is most right (or stable), and giveth the Glad Tidings to the Believers who work deeds of righteousness, that they shall have a magnificent reward;
Fransızca:
Certes, ce Coran guide vers ce qu'il y a de plus droit, et il annonce aux croyants qui font de bonnes oeuvres qu'ils auront une grande récompense,
Almanca:
Gewiß, dieser Quran leitet zu dem recht, was geradlinig ist, und überbringt frohe Botschaft zu den Mumin, die gottgefällig Gutes tun, daß für sie eine große Belohnung bestimmt ist,
Rusça:
Воистину, этот Коран указывает на самый правильный путь и возвещает верующим, которые совершают праведные деяния, благую весть о том, что им уготована великая награда.
Açıklama:
