
iẕ teberrae-lleẕîne-ttübi`û mine-lleẕîne-ttebe`û veraevü-l`aẕâbe veteḳaṭṭa`at bihimü-l'esbâb.
Arapça:
إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ
Türkçe:
O zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden uzaklaşıp gitmişlerdir. Azabı gördüler artık, aralarındaki bağlar parçalanıp koptu.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O zaman kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur.
Diyanet Vakfı:
İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
İngilizce:
Then would those who are followed clear themselves of those who follow (them) : They would see the penalty, and all relations between them would be cut off.
Fransızca:
Quand les meneurs désavoueront le suiveurs à la vue du châtiment, les liens entre eux seront bien brisés !
Almanca:
wenn diejenigen, denen gefolgt wurde, sich von denjenigen, die ihnen folgten, lossagen. Und sie werden die Peinigung erleben und die Verbindungen zwischen ihnen werden abbrechen.
Rusça:
Когда те, за кем следовали, отрекутся от тех, кто следовал за ними, и увидят мучения, связи между ними оборвутся.
Açıklama:
