
velemmâ deḫalû `alâ yûsüfe âvâ ileyhi eḫâhü ḳâle innî ene eḫûke felâ tebteis bimâ kânû ya`melûn.
Türkçe:
Kardeşler Yûsuf'un yanına girdiklerinde, Yûsuf öz kardeşini yanına çekip dedi: "Şu bir gerçek ki, ben senin kardeşinim. Onların yapıp ettiklerine üzülme."
İngilizce:
Now when they came into Joseph's presence, he received his (full) brother to stay with him. He said (to him): "Behold! I am thy (own) brother; so grieve not at aught of their doings."
Fransızca:
Et quand ils furent entrés auprès de Joseph, [celui-ci] retînt son frère auprès de lui en disant : "Je suis ton frère. Ne te chagrine donc pas pour ce qu'ils faisaient".
Almanca:
Und als sie bei Yusuf eintraten, nahm er seinen Bruder zu sich. Er sagte: Gewiß, ich bin dein Bruder, so sei nicht verbittert über das, was sie zu tun pflegten."
Rusça:
Когда они вошли к Йусуфу (Иосифу), он прижал к себе своего брата и сказал: "Воистину, я - твой брат. Пусть не печалит тебя то, что они совершали".
Arapça:
وَلَمَّا دَخَلُوا عَلَىٰ يُوسُفَ آوَىٰ إِلَيْهِ أَخَاهُ ۖ قَالَ إِنِّي أَنَا أَخُوكَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yusuf'un yanına girdikleri vakit, o, kardeşini (Bünyamin'i) yanında alıkoydu. Dedi ki: "Bilesin, ben, senin kardeşinim! İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme!"
Diyanet Vakfı:
Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve "Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme" dedi.
