
lehümü-lbüşrâ fi-lḥayâti-ddünyâ vefi-l'âḫirah. lâ tebdîle likelimâti-llâh. ẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm.
Arapça:
لَهُمُ الْبُشْرَىٰ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ ۚ لَا تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللَّهِ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Türkçe:
Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah'ın kelimelerinde değişme/değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur.
Diyanet Vakfı:
Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde vardır. Allah'ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.
İngilizce:
For them are glad tidings, in the life of the present and in the Hereafter; no change can there be in the words of Allah. This is indeed the supreme felicity.
Fransızca:
Il y a pour eux une bonne annonce dans la vie d'ici-bas tout comme dans la vie ultime. - Il n'y aura pas de changement aux paroles d'Allah -. Voilà l'énorme succès !
Almanca:
Für sie gibt es im diesseitigen Leben frohe Botschaft sowie im Jenseits. Keine Abänderung gibt es für ALLAHs Worte. Dies ist der unermeßliche Gewinn.
Rusça:
Им предназначена радостная весть в этом мире и в Последней жизни. Слова Аллаха не подлежат отмене. Это - великое преуспеяние.
