Arapça:
إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا
Çeviriyazı:
innâ erselnâ ileyküm rasûlen şâhiden `aleyküm kemâ erselnâ ilâ fir`avne rasûlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu biz size tanıklık edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermiştik.
Diyanet İşleri:
Firavun'a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de, hakkınızda şahidlik edecek bir peygamber gönderdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki biz, size tanık olmak üzere bir Peygamber gönderdik, nitekim Firavun'a da peygamber göndermiştik.
Şaban Piriş:
Biz, Firavun’a bir rasûl gönderdiğimiz gibi size de üzerinize şahit olacak bir rasûl gönderdik.
Edip Yüksel:
Biz, size hakkınızda tanıklık edecek bir elçi gönderdik; nasıl ki Firavun'a da bir elçi göndermiştik.
Ali Bulaç:
Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi.
Suat Yıldırım:
Bakın (ey Mekkeliler, ey bütün insanlar) Biz vaktiyle Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi size de hakkınızda şahitlik edecek bir elçi gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
73:14
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz size, üstünüze tanık olan bir resul gönderdik. Tıpkı Firavun'a bir resul gönderdiğimiz gibi.
Bekir Sadak:
Ey ortuye burunen!
İbni Kesir:
Doğrusu Biz
Adem Uğur:
Nasıl Firavun´a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Biz, size, üzerinize şahit olacak bir resûl gönderdik. Firavuna resûl gönderdiğimiz gibi.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, biz, Fir´avn´a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de üzerinize şahit olacak bir peygamber gönderdik.
Tefhim ul Kuran:
Hiç şüphesiz biz size, üzerinize şahid olacak bir peygamber gönderdik
Fransızca:
Nous vous avons envoyé un Messager pour être témoin contre vous, de même que Nous avions envoyé un Messager à Pharaon.
İspanyolca:
Os hemos mandado un Enviado, testigo contra vosotros, como antes habíamos mandado un enviado a Faraón.
İtalyanca:
In verità inviammo a voi un Messaggero, affinché testimoniasse contro di voi, così come inviammo un Messaggero a Faraone.
Almanca:
Gewiß, WIR entsandten zu euch einen gegen euch bezeugenden Gesandten, wie WIR zu Pharao einen Gesandten entsandten.
Çince:
我确已派遣一个使者来教化你们,而且对你们作证,犹如我曾派遣一个使者去教化法老一样。
Hollandaca:
Waarlijk, wij hebben u een profeet gezonden, om getuigenis tegen u af te leggen, zooals wij een gezant aan Pharao zonden.
Rusça:
Мы отправили к вам Посланника свидетелем против вас, подобно тому, как отправили посланника к Фараону.
Somalice:
Annagaa idiin dirray Rasuul markhaati ah, sidaan ugu dirray fircoonba Rasuul.
Swahilice:
Hakika Sisi tumemtuma kwenu Mtume aliye shahidi juu yenu, kama tulivyo mtuma Mtume kwa Firauni.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، بىز پىرئەۋنگە بىر پەيغەمبەرنى ئەۋەتكەندەك، سىلەرگە (ئەمەلىڭلارغا) گۇۋاھلىق بەرگۈچى بىر پەيغەمبەرنى ئەۋەتتۇق
Japonca:
本当にわれは,あなたがたの証人とするために,使徒をあなたがたに遣わした。われが且つて,フィルアウンに一人の使徒を送ったように。
Arapça (Ürdün):
«إنا أرسلنا إليكم» يا أهل مكة «رسولا» هو محمد صلى الله عليه وسلم «شاهدا عليكم» يوم القيامة بما يصدر منكم من العصيان «كما أرسلنا إلى فرعون رسولا» هو موسى عليه الصلاة والسلام.
Hintçe:
(ऐ मक्का वालों) हमने तुम्हारे पास (उसी तरह) एक रसूल (मोहम्मद) को भेजा जो तुम्हारे मामले में गवाही दे जिस तरह फिरऔन के पास एक रसूल (मूसा) को भेजा था
Tayca:
แท้จริงเราได้ส่งร่อซูลคนหนึ่งไปยังพวกเจ้า เพื่อเป็นพยานต่อพวกเจ้า ดังที่เราได้ส่งร่อซูลคนหนึ่งไปยังฟิรเอานฺ
İbranice:
אנו שלחנו אליכם שליח אשר יעיד עליכם, כפי ששלחנו שליח אל פרעה
Hırvatça:
Mi smo vam zaista poslali Poslanika da bi svjedočio protiv vas, isto onako kao što smo i faraonu poslanika poslali,
Rumence:
Noi v-am trimis vouă un profet care este martor a ceea ce sunteţi, aşa cum am trimis un profet şi la Faraon.
Transliteration:
Inna arsalna ilaykum rasoolan shahidan AAalaykum kama arsalna ila firAAawna rasoolan
Türkçe:
Biz size, üstünüze tanık olan bir resul gönderdik. Tıpkı Firavun'a bir resul gönderdiğimiz gibi.
Sahih International:
Indeed, We have sent to you a Messenger as a witness upon you just as We sent to Pharaoh a messenger.
İngilizce:
We have sent to you, (O men!) a messenger, to be a witness concerning you, even as We sent a messenger to Pharaoh.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, Biz - Fir’ona peyğəmbər göndərdiyimiz kimi – sizə də (qiyamət günü Allahın hüzurunda) şahidlik edəcək peyğəmbər göndərdik.
Süleyman Ateş:
(Ey insanlar,) Doğrusu biz size, aleyhinize tanıklık edecek bir elçi gönderdik; nasıl ki Fir'avn'a da bir elçi göndermiştik.
Diyanet Vakfı:
Nasıl Firavun'a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
Erhan Aktaş:
Size tanıklık edecek bir Resûl gönderdik. Tıpkı Firavun’a da bir Resûl gönderdiğimiz gibi.
Kral Fahd:
Nasıl Firavun’a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, bir Fir´avne bir´ peygamber yolladığımız gibi size de (kıyamet günü) üzerinize şâhid olarak bir peygamber gönderdik.
Muhammed Esed:
Bakın (ey insanlar!) Firavun´a bir elçi gönderdiğimiz gibi size de karşınızda hakikate tanıklık yapacak bir elçi gönderdik.
Gültekin Onan:
Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten biz, (Ey Mekke halkı) Firavun’a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de (kıyamet günü) şahidlik edecek bir peygamber gönderdik
Portekizce:
Sabei que vos enviamos um Mensageiro, para ser testemunha contra vós, tal como enviamos um mensageiro ao Faraó.
İsveççe:
VI HAR sänt ett sändebud till er, som skall vittna mot er, liksom Vi sände ett sändebud till Farao.
Farsça:
ما پیامبری که گواه بر [اعمال] شماست، به سویتان فرستادیم، همان گونه که به سوی فرعون، رسولی فرستادیم؛
Kürtçe:
بێگومان ئێمە پێغەمبەرێکمان بۆ ناردن کە شایەتە لە سەرتان، ھەروەك پێغەمبەرێکمان نارد بۆلای فیرعەون
Özbekçe:
Албатта, Биз сизларга, худди Фиръавнга Расул юборганимиздек, сиз ҳақингизда гувоҳлик берувчи Расулни юбордик.
Malayca:
Sesungguhnya Kami telah mengutus kepada kamu (wahai umat Muhammad), seorang Rasul yang menjadi saksi terhadap kamu (tentang orang yang mematuhi atau menolak seruannya), sebagaimana Kami telah mengutus kepada Firaun seorang Rasul.
Arnavutça:
Ne, juve, me të vërtetë, ju kemi dërguar një Profet dëshmitar kundër jush, ashtu siç ia kemi pas dërguar një profet Faraonit,
Bulgarca:
Изпратихме ви Пратеник - свидетел за вас, както изпратихме при Фараона пратеник.
Sırpça:
Ми смо вам заиста послали Посланика да би сведочио против вас, исто онако као што смо и фараону послали посланика,
Çekçe:
A věru jsme k vám vyslali posla svědčícího proti vám, podobně jako jsme vyslali posla k Faraónovi předtím,
Urduca:
تم لوگوں کے پاس ہم نے اُسی طرح ایک رسول تم پر گواہ بنا کر بھیجا ہے جس طرح ہم نے فرعون کی طرف ایک رسول بھیجا تھا
Tacikçe:
Мо бар шумо паёмбаре фиристодем, ки бар амалҳоятон гувоҳ аст, ҳамон тавр, ки ба Фиръавн ҳам паёмбаре фиристодем.
Tatarca:
Тәхкыйк Без сезгә расүл җибәрдек хакны кабул итүегезгә яки кабул итмәвегезгә гуаһ кылып, Фиргаунга расүл җибәргәнебез кеби.
Endonezyaca:
Sesungguhnya Kami telah mengutus kepada kamu (hai orang kafir Mekah) seorang Rasul, yang menjadi saksi terhadapmu, sebagaimana Kami telah mengutus (dahulu) seorang Rasul kepada Fir'aun.
Amharca:
እኛ በእናንተ ላይ መስካሪ መልክተኛን ወደእናንተ ላክን፡፡ ወደ ፈርዖን መልክተኛን እንደላክን፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் (உங்களில் யார் நம்பிக்கை கொண்டார், யார் நிராகரித்தார் என்று என்னிடம்) உங்களைப் பற்றி சாட்சி கூறுகின்ற ஒரு தூதரை உங்களிடம் அனுப்பினோம், ஃபிர்அவ்னுக்கு ஒரு தூதரை நாம் அனுப்பியது போன்று.
Korece:
실로 내가 그대들에게 한 선지자를 보냄은 너희를 위한 증 인이 되도록 함이니 이는 내가 파 라오에게 선지자를 보낸 것과 같 노라
Vietnamca:
Thật vậy, TA (Allah) đã gửi đến các ngươi một Sứ Giả làm nhân chứng cho các ngươi giống như TA đã gửi đến Pha-ra-ông một Sứ Giả.
Ayet Linkleri: