Arapça:
قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَّا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا
Çeviriyazı:
ḳul in edrî eḳarîbüm mâ tû`adûne em yec`alü lehû rabbî emedâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar.."
Diyanet İşleri:
De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı?
Şaban Piriş:
De ki: Size vadedilen yakın mı yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı bilmiyorum.
Edip Yüksel:
De ki, "Size söz verilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi belirlemiştir bilmiyorum."
Ali Bulaç:
De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?"
Suat Yıldırım:
Ey Resulüm! De ki: “O sizin tehdit edildiğiniz azap yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için bir süre mi belirler, kesin bilmiyorum.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
72:24
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"
Bekir Sadak:
73:1
İbni Kesir:
De ki: Size vaadedilen yakın mıdır, yoksa Rabbım onu uzun süreli mi kılmıştır bilemiyorum.
Adem Uğur:
De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Eğer bilseydim (size bildirirdim) vaadolunduğunuz şey yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi verir?”
Celal Yıldırım:
De ki: O va´dolunduğunuz şey (azâb) yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun bir zaman sonraya mı bırakmıştır? Bilemiyorum.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?»
Fransızca:
Dis : "Je ne sais pas si ce dont vous êtes menacés est proche, ou bien, si mon Seigneur va lui assigner un délai.
İspanyolca:
Di: «No sé si está cerca aquello con que se os ha amenazado o si mi Señor lo retardará aún.
İtalyanca:
Di': «Io non so se quello che vi è stato promesso è imminente o se il mio Signore vorrà ritardarlo:
Almanca:
Sag: "Ich weiß nicht, ob es nahe liegt, was euch angedroht wird, oder ob mein HERR dafür Zeit läßt.
Çince:
你说:我不知道你们被警告的刑罚是临近的呢?还是我的主将为它规定一个期限呢?
Hollandaca:
Zeg hun: Ik weet niet of de straf waarmede gij bedreigd zijt, nabij is, dan wel, of mijn heer die voor een verwijderd tijdstip heeft bepaald.
Rusça:
Скажи: "Я не знаю, скоро ли настанет обещанное вам, или же мой Господь отсрочил его".
Somalice:
Waxaad Dhahdaa ma ogi inuu Dhawyahay waxa la idiinku Gooddin ama Eebahay waqti u yeeli.
Swahilice:
Sema: Sijui kama yapo karibu hayo mnayo ahidiwa, au Mola wangu Mlezi atayawekea muda mrefu.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد! ئۇلارغا) ئېيتقىنكى، «سىلەرگە ئاگاھلاندۇرۇلغان ئازاب يېقىنمۇ؟ ياكى پەرۋەردىگارىم ئۇنىڭغا (ئۇزاق) ۋاقىت تەيىن قىلامدۇ؟ ئۇقمايمەن
Japonca:
言ってやるがいい。「わたしは,あなたがたに約束されたことが近付いているのか,それともアッラーがもう少し期間を設けられたのかを知らない。
Arapça (Ürdün):
«قل إن» أي ما «أدري أقريب ما توعدون»؟ من العذاب «أم يجعل له ربي أمدا» غاية وأجلا لا يعلمه إلا هو.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि मैं नहीं जानता कि जिस दिन का तुमसे वायदा किया जाता है क़रीब है या मेरे परवरदिगार ने उसकी मुद्दत दराज़ कर दी है
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด ฉันไม่รู้สิ่งที่พวกท่านถูกสัญญาไว้นั้น หรือว่าพระเจ้าของฉันจะทรงกำหนดเวลาการลงโทษนั้นให้ห่างไกลออกไป
İbranice:
אמור: 'איני יודע אם העונש, שנועד לכם, יבוא בקרוב או יעכבו ריבוני למועד רחוק
Hırvatça:
Reci: "Ja ne znam da li će uskoro biti ono čime vam se prijeti, ili je Gospodar moj odredio da će to poslije dugo vremena biti.
Rumence:
Spune: “Nu ştiu dacă ceea ce vi s-a făgăduit este aproape ori Domnul meu vă va mai da un răgaz.”
Transliteration:
Qul in adree aqareebun ma tooAAadoona am yajAAalu lahu rabbee amadan
Türkçe:
De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"
Sahih International:
Say, "I do not know if what you are promised is near or if my Lord will grant for it a [long] period."
İngilizce:
Say: "I know not whether the (Punishment) which ye are promised is near, or whether my Lord will appoint for it a distant term.
Azerbaycanca:
De: “Mən sizin qorxudulduğunuz əzabın yaxın olduğunu, yaxud Rəbbimin onun üçün uzun bir müddət tə’yin edəcəyini bilmirəm!
Süleyman Ateş:
De ki: "Size söylenen şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır, bilmem."
Diyanet Vakfı:
De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
Erhan Aktaş:
De ki: “Uyarıldığınız şey yakın mıdır, yoksa Rabb’im onun için uzun bir süre mi belirlemiştir, bilmiyorum.”
Kral Fahd:
De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
Hasan Basri Çantay:
De ki (Habîbim): «Tehdîd edilegeldiğiniz (azâb) ın yakın mı, yoksa Rabbimin ona uzun bir müddet mi´ ta´yîn etmiş olduğunu ben bilmem».
Muhammed Esed:
De ki: "Önceden uyarıldığınız bu (akibet)in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem".
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), de ki: “- Bilmiyorum, o korkutulduğunuz azab yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi tayin eder?”
Portekizce:
Dize-lhes: Ignoro se o que vos tem sido prometido é iminente, ou se o meu Senhor fixou-lhe um término remoto.
İsveççe:
Säg: "Jag vet inte om det som har lovats er är nära förestående eller om min Herre skall skjuta upp det."
Farsça:
بگو: نمی دانم آیا آنچه را وعده داده می شوید نزدیک است یا پروردگارم برای آن زمانی طولانی قرار خواهد داد؟
Kürtçe:
بڵێ من نازانم ئاخۆ نزیکە ئەو ڕۆژی دواییەی کە بەڵێنتان پێدراوە یان پەروەردگارم ماوەیەکی دووری بۆ داناوە
Özbekçe:
Сен: «Сизларга ваъда қилинган нарса яқинми ёки Роббим унга узоқ муддат қилганми–билмайман.
Malayca:
(Kalau ditanya bilakah azab itu? Maka) katakanlah: "Aku tidak mengetahui sama ada (azab) yang dijanjikan kepada kamu itu sudah dekat, atau Tuhanku menentukan bagi kedatangannya satu tempoh yang lanjut.
Arnavutça:
Thuaj (o Muhammed!): “Unë nuk e di, a është afër ajo që u është premtuar juve, apo Zoti im ka caktuar për të afat (më të gjatë),
Bulgarca:
Кажи: “Не знам близо ли е това, което ви е обещано, или е сторил за него предел моят Господ -
Sırpça:
Реци: „Ја не знам да ли ће ускоро да буде оно чиме вам се прети, или је мој Господар одредио да ће то после дуго времена бити.
Çekçe:
Rci: 'Nevím, zda je blízko to, co vám bylo slíbeno, či zda Pán můj dá odklad tomu další;
Urduca:
کہو، "میں نہیں جانتا کہ جس چیز کا وعدہ تم سے کیا جا رہا ہے وہ قریب ہے یا میرا رب اس کے لیے کوئی لمبی مدت مقرر فرماتا ہے
Tacikçe:
Бигӯ: «Ман намедонам, ки оё он ваъдае, ки ба шумо додаанд, наздик аст ё Парвардигори ман барои он замоне нисҳодааст?
Tatarca:
Әйт: "Белмимен сезгә вәгъдә ителгән кыямәт көне якындырмы, әллә Раббым ул кыямәт көненә озын вакыт билгеләгәнме?
Endonezyaca:
Katakanlah: "Aku tidak mengetahui, apakah azab yang diancamkan kepadamu itu dekat ataukah Tuhanku menjadikan bagi (kedatangan) azab itu masa yang panjang?".
Amharca:
«የምትስፈራሩበት ነገር ቅርብ ወይም ጌታየ ለእርሱ የተወሰነ ጊዜን የሚያደርግለት (ሩቅ) መኾኑን አላውቅም» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! “நீங்கள் எதை எச்சரிக்கப்படுகிறீர்களோ அது சமீபமாக உள்ளதா? அல்லது, அதற்கு என் இறைவன் ஒரு அவகாசத்தை ஆக்கி இருக்கின்றானா? என்று நான் அறியமாட்டேன்.”
Korece:
일러가로되 너희가 약속받은 응벌이 가까이 왔는지 아니면 주 님께서 일정기간 동안 유예하셨는 지 알지 못하노라
Vietnamca:
Ngươi hãy nói với chúng: “Ta không biết liệu điều mà các ngươi được hứa sắp đến hay Thượng Đế của Ta sẽ định cho nó một khoảng thời gian nữa.”
Ayet Linkleri: