Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

72

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

5472

Sayfa No: 

573

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَّا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا

Çeviriyazı: 

ḳul in edrî eḳarîbüm mâ tû`adûne em yec`alü lehû rabbî emedâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar.."

Diyanet İşleri: 

De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı?

Şaban Piriş: 

De ki: Size vadedilen yakın mı yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı bilmiyorum.

Edip Yüksel: 

De ki, "Size söz verilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi belirlemiştir bilmiyorum."

Ali Bulaç: 

De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?"

Suat Yıldırım: 

Ey Resulüm! De ki: “O sizin tehdit edildiğiniz azap yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için bir süre mi belirler, kesin bilmiyorum.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

72:24

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"

Bekir Sadak: 

73:1

İbni Kesir: 

De ki: Size vaadedilen yakın mıdır, yoksa Rabbım onu uzun süreli mi kılmıştır bilemiyorum.

Adem Uğur: 

De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.

İskender Ali Mihr: 

De ki: “Eğer bilseydim (size bildirirdim) vaadolunduğunuz şey yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi verir?”

Celal Yıldırım: 

De ki: O va´dolunduğunuz şey (azâb) yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun bir zaman sonraya mı bırakmıştır? Bilemiyorum.

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?»

Fransızca: 

Dis : "Je ne sais pas si ce dont vous êtes menacés est proche, ou bien, si mon Seigneur va lui assigner un délai.

İspanyolca: 

Di: «No sé si está cerca aquello con que se os ha amenazado o si mi Señor lo retardará aún.

İtalyanca: 

Di': «Io non so se quello che vi è stato promesso è imminente o se il mio Signore vorrà ritardarlo:

Almanca: 

Sag: "Ich weiß nicht, ob es nahe liegt, was euch angedroht wird, oder ob mein HERR dafür Zeit läßt.

Çince: 

你说:我不知道你们被警告的刑罚是临近的呢?还是我的主将为它规定一个期限呢?

Hollandaca: 

Zeg hun: Ik weet niet of de straf waarmede gij bedreigd zijt, nabij is, dan wel, of mijn heer die voor een verwijderd tijdstip heeft bepaald.

Rusça: 

Скажи: "Я не знаю, скоро ли настанет обещанное вам, или же мой Господь отсрочил его".

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa ma ogi inuu Dhawyahay waxa la idiinku Gooddin ama Eebahay waqti u yeeli.

Swahilice: 

Sema: Sijui kama yapo karibu hayo mnayo ahidiwa, au Mola wangu Mlezi atayawekea muda mrefu.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! ئۇلارغا) ئېيتقىنكى، «سىلەرگە ئاگاھلاندۇرۇلغان ئازاب يېقىنمۇ؟ ياكى پەرۋەردىگارىم ئۇنىڭغا (ئۇزاق) ۋاقىت تەيىن قىلامدۇ؟ ئۇقمايمەن

Japonca: 

言ってやるがいい。「わたしは,あなたがたに約束されたことが近付いているのか,それともアッラーがもう少し期間を設けられたのかを知らない。

Arapça (Ürdün): 

«قل إن» أي ما «أدري أقريب ما توعدون»؟ من العذاب «أم يجعل له ربي أمدا» غاية وأجلا لا يعلمه إلا هو.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कह दो कि मैं नहीं जानता कि जिस दिन का तुमसे वायदा किया जाता है क़रीब है या मेरे परवरदिगार ने उसकी मुद्दत दराज़ कर दी है

Tayca: 

จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด ฉันไม่รู้สิ่งที่พวกท่านถูกสัญญาไว้นั้น หรือว่าพระเจ้าของฉันจะทรงกำหนดเวลาการลงโทษนั้นให้ห่างไกลออกไป

İbranice: 

אמור: 'איני יודע אם העונש, שנועד לכם, יבוא בקרוב או יעכבו ריבוני למועד רחוק

Hırvatça: 

Reci: "Ja ne znam da li će uskoro biti ono čime vam se prijeti, ili je Gospodar moj odredio da će to poslije dugo vremena biti.

Rumence: 

Spune: “Nu ştiu dacă ceea ce vi s-a făgăduit este aproape ori Domnul meu vă va mai da un răgaz.”

Transliteration: 

Qul in adree aqareebun ma tooAAadoona am yajAAalu lahu rabbee amadan

Türkçe: 

De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"

Sahih International: 

Say, "I do not know if what you are promised is near or if my Lord will grant for it a [long] period."

İngilizce: 

Say: "I know not whether the (Punishment) which ye are promised is near, or whether my Lord will appoint for it a distant term.

Azerbaycanca: 

De: “Mən sizin qorxudulduğunuz əzabın yaxın olduğunu, yaxud Rəbbimin onun üçün uzun bir müddət tə’yin edəcəyini bilmirəm!

Süleyman Ateş: 

De ki: "Size söylenen şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır, bilmem."

Diyanet Vakfı: 

De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Uyarıldığınız şey yakın mıdır, yoksa Rabb’im onun için uzun bir süre mi belirlemiştir, bilmiyorum.”

Kral Fahd: 

De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.

Hasan Basri Çantay: 

De ki (Habîbim): «Tehdîd edilegeldiğiniz (azâb) ın yakın mı, yoksa Rabbimin ona uzun bir müddet mi´ ta´yîn etmiş olduğunu ben bilmem».

Muhammed Esed: 

De ki: "Önceden uyarıldığınız bu (akibet)in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem".

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), de ki: “- Bilmiyorum, o korkutulduğunuz azab yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi tayin eder?”

Portekizce: 

Dize-lhes: Ignoro se o que vos tem sido prometido é iminente, ou se o meu Senhor fixou-lhe um término remoto.

İsveççe: 

Säg: "Jag vet inte om det som har lovats er är nära förestående eller om min Herre skall skjuta upp det."

Farsça: 

بگو: نمی دانم آیا آنچه را وعده داده می شوید نزدیک است یا پروردگارم برای آن زمانی طولانی قرار خواهد داد؟

Kürtçe: 

بڵێ من نازانم ئاخۆ نزیکە ئەو ڕۆژی دواییەی کە بەڵێنتان پێدراوە یان پەروەردگارم ماوەیەکی دووری بۆ داناوە

Özbekçe: 

Сен: «Сизларга ваъда қилинган нарса яқинми ёки Роббим унга узоқ муддат қилганми–билмайман.

Malayca: 

(Kalau ditanya bilakah azab itu? Maka) katakanlah: "Aku tidak mengetahui sama ada (azab) yang dijanjikan kepada kamu itu sudah dekat, atau Tuhanku menentukan bagi kedatangannya satu tempoh yang lanjut.

Arnavutça: 

Thuaj (o Muhammed!): “Unë nuk e di, a është afër ajo që u është premtuar juve, apo Zoti im ka caktuar për të afat (më të gjatë),

Bulgarca: 

Кажи: “Не знам близо ли е това, което ви е обещано, или е сторил за него предел моят Господ -

Sırpça: 

Реци: „Ја не знам да ли ће ускоро да буде оно чиме вам се прети, или је мој Господар одредио да ће то после дуго времена бити.

Çekçe: 

Rci: 'Nevím, zda je blízko to, co vám bylo slíbeno, či zda Pán můj dá odklad tomu další;

Urduca: 

کہو، "میں نہیں جانتا کہ جس چیز کا وعدہ تم سے کیا جا رہا ہے وہ قریب ہے یا میرا رب اس کے لیے کوئی لمبی مدت مقرر فرماتا ہے

Tacikçe: 

Бигӯ: «Ман намедонам, ки оё он ваъдае, ки ба шумо додаанд, наздик аст ё Парвардигори ман барои он замоне нисҳодааст?

Tatarca: 

Әйт: "Белмимен сезгә вәгъдә ителгән кыямәт көне якындырмы, әллә Раббым ул кыямәт көненә озын вакыт билгеләгәнме?

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Aku tidak mengetahui, apakah azab yang diancamkan kepadamu itu dekat ataukah Tuhanku menjadikan bagi (kedatangan) azab itu masa yang panjang?".

Amharca: 

«የምትስፈራሩበት ነገር ቅርብ ወይም ጌታየ ለእርሱ የተወሰነ ጊዜን የሚያደርግለት (ሩቅ) መኾኑን አላውቅም» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக! “நீங்கள் எதை எச்சரிக்கப்படுகிறீர்களோ அது சமீபமாக உள்ளதா? அல்லது, அதற்கு என் இறைவன் ஒரு அவகாசத்தை ஆக்கி இருக்கின்றானா? என்று நான் அறியமாட்டேன்.”

Korece: 

일러가로되 너희가 약속받은 응벌이 가까이 왔는지 아니면 주 님께서 일정기간 동안 유예하셨는 지 알지 못하노라

Vietnamca: 

Ngươi hãy nói với chúng: “Ta không biết liệu điều mà các ngươi được hứa sắp đến hay Thượng Đế của Ta sẽ định cho nó một khoảng thời gian nữa.”

Rubu tag: 

Hizb tag: