Arapça:
أَن تَقُولَ نَفْسٌ يَا حَسْرَتَا عَلَىٰ مَا فَرَّطتُ فِي جَنبِ اللَّهِ وَإِن كُنتُ لَمِنَ السَّاخِرِينَ
Çeviriyazı:
en teḳûle nefsüy yâ ḥasratâ `alâ mâ ferraṭtü fî cembi-llâhi vein küntü lemine-ssâḫirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(O günden sakının ki günahkar) nefis şöyle diyecektir: "Allah'ın yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazık bana! Doğrusu ben alay edenlerdendim."
Diyanet İşleri:
Kişinin: "Allah'a karşı aşırı gitmemden ötürü bana yazıklar olsun. Gerçekten ben alaya alanlardandım" diyeceği günden sakının.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Herkesin, Allah katından bir sevap kazanamadım, hey gidi hey ve gerçekten de alay edenlerdendim dediği.
Şaban Piriş:
Kişi (o gün): Allah’a karşı (itaat etmede) aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim.
Edip Yüksel:
Ki kişi, "ALLAH'ın öğretisine aldırmamaktan ötürü vay halime; doğrusu ben alay edenlerdendim," demesin
Ali Bulaç:
Kişinin (yana yakıla) şöyle diyeceği (gün): "Allah yanında (kullukta) yaptığım kusurlardan dolayı yazıklar olsun (bana) doğrusu ben, (Allah'ın diniyle) alay edenlerdendim."
Suat Yıldırım:
Ta ki kişi şöyle demeye mecbur kalmasın: “Rabbime karşı yaptığım bunca kusurdan dolayı yazıklar olsun bana!Yazıklar olsun bana ki ben O'nun diniyle, kitabıyla alay edenler arasında yer aldım!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Her nefsin, «Allah´a karşı yaptığım kusurlardan dolayı eyvah bana yazıklar olsun ve ben müstehzilerden olmuş idim,» demesinden evvel (insan, halini ıslah etmelidir.)
Yaşar Nuri Öztürk:
Benlik şöyle diyecektir o zaman: "Allah'a karşı aşırı gitmem yüzünden başıma gelenlere bak! Alay edip duranlardan biriydim doğrusu!..."
Bekir Sadak:
Allah her seyin yaratanidir. O her seye Vekil´dir.
İbni Kesir:
Kişinin: Allah´a karşı aşırı gitmemden dolayı vay bana, yazıklar olsun
Adem Uğur:
Kişinin: Allah´a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği günden sakının)!
İskender Ali Mihr:
Kişinin, "
Celal Yıldırım:
Kişinin, «Allah´ın huzurunda yaptığım eksikliklerden, kusurlardan dolayı yazıklar olsun bana
Tefhim ul Kuran:
Kişinin (yana yakıla) şöyle diyeceği (gün): «Allah yanında (kullukta) yaptığım kusurlardan dolayı yazıklar olsun (bana)
Fransızca:
avant qu'une âme ne dise : "Malheur à moi pour mes manquements envers Allah. Car j'ai été certes, parmi les railleurs";
İspanyolca:
No sea que alguien diga; «¡Ay de mí que fui tan remiso para con Alá! ¡Yo era de los que se burlaban!»,
İtalyanca:
[prima] che un'anima dica: " Ahimé, quanto sono stata negligente nei confronti di Allah! Certo son stato fra coloro che schernivano";
Almanca:
Damit keine Seele sagt: "Weh mir für das, was ich ALLAH gegenüber vernachlässigte. Und ich war doch von den Spöttern."
Çince:
以免任何人说:呜呼痛哉!我已怠慢了对真主应尽的义务,我确是亏折者。
Hollandaca:
En eene ziel zegt, helaas! Ik was zorgeloos omtrent mijn plicht nopens God; waarlijk, ik was een spotter.
Rusça:
Чтобы не пришлось человеку говорить: "О горе мне за то, что я был нерадив по отношению к Аллаху! Я был всего лишь одним из насмехающихся!"
Somalice:
Ama odhan nafu shaleyte waxaan ku gaboodfalay cibaadada Eebe waxaana ahaa kuwa jees jeesa.
Swahilice:
Isije ikasema nafsi: Ee majuto yangu kwa yale niliyo poteza upande wa Mwenyezi Mungu, na hakika nilikuwa miongoni mwa wanao fanya maskhara!
Uygurca:
ھەر قانداق ئادەم: «اﷲ نىڭ تائىتىدە كەتكۈزۈپ قويغانلىرىمغا ھەسرەت! مەن (اﷲ نىڭ شەرىئىتىنى ۋە دىنىنى) مەسخىرە قىلغۇچىلاردىن ئىدىم» دەپ قالماسلىق ئۈچۈن
Japonca:
魂がこのように言わないよう。『ああ情ない,わたしはアッラーヘ(自分の義務を)怠っていた。本当にわたしは嘲笑者の一人であった。』
Arapça (Ürdün):
فبادروا قبل «أن تقول نفسٌ يا حسرتى» أصله يا حسرتي، أي ندامتي «على ما فرطت في جنب الله» أي طاعته «وإن» مخففة من الثقيلة، وإني «كنت لمن الساخرين» بدينه وكتابه.
Hintçe:
(कहीं ऐसा न हो कि) (तुममें से) कोई शख्स कहने लगे कि हाए अफ़सोस मेरी इस कोताही पर जो मैने ख़ुदा (की बारगाह) का तक़र्रुब हासिल करने में की और मैं तो बस उन बातों पर हँसता ही रहा
Tayca:
มิฉะนั้น ชีวิตหนึ่งจะกล่าวว่า โอ้ความหายนะจงประสบแก่ข้าพระองค์ ที่ข้าพระองค์ทอดทิ้ง (หน้าที่) ที่มีต่ออัลลอฮฺ และข้าพระองค์เคยอยู่ในหมู่ผู้เยาะเย้ยอีกด้วย
İbranice:
ותאמר אז כל נפש: 'אוי לי כי הזנחתי את חובותיי כלפי אלוהים, ואכן הייתי מהמזלזלים!״
Hırvatça:
Da čovjek ne bi uzviknuo: "Teško meni, koliko sam samo dužnosti prema Allahu propustio, doista sam i u one koji se izruguju spadao!"
Rumence:
Înainte ca vreun suflet să spună: “Vai mie, din nepăsare faţă de Dumnezeu, am fost dintre zeflemitori!”
Transliteration:
An taqoola nafsun ya hasrata AAala ma farrattu fee janbi Allahi wain kuntu lamina alssakhireena
Türkçe:
Benlik şöyle diyecektir o zaman: "Allah'a karşı aşırı gitmem yüzünden başıma gelenlere bak! Alay edip duranlardan biriydim doğrusu!..."
Sahih International:
Lest a soul should say, "Oh [how great is] my regret over what I neglected in regard to Allah and that I was among the mockers."
İngilizce:
Lest the soul should (then) say: 'Ah! Woe is me!- In that I neglected (my duty) towards Allah, and was but among those who mocked!'-
Azerbaycanca:
(Elə edin ki, sonradan) bir kəs: “Allaha itaət barəsində etdiyim təqsirlərə görə vay halıma! Həqiqətən, mən (Allahın hökmlərinə, Qur’ana, Peyğəmbərə və mö’minlərə) istehza edirdim!” – deməsin.
Süleyman Ateş:
(O gün günahkar) nefsin şöyle demesinden sakının: "Allah'ın yanında (O'na kullukta) kusur edişimden dolayı vah (bana). Gerçekten ben alay edenlerdendim."
Diyanet Vakfı:
Kişinin: Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği günden sakının)!
Erhan Aktaş:
Sonunda: “Allah’a karşı aşırı gittiğimden dolayı yazıklar olsun bana! Doğrusu ben alay edenlerdendim.” dememeniz için;
Kral Fahd:
Kişinin: Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği günden sakının)!
Hasan Basri Çantay:
(O azâb günü) her nefsin «Allah yanında işlediğim taksıyrlerden dolayı vay hasret (ve nedamet) ime! Hakıykat, hakıykat ben (Onun diniyle, kitabiyle) eğlenenlerdendim» diyeceği,
Muhammed Esed:
ki hiçbir insan (Kıyamet Günü) "Allah´a karşı umursamaz davrandığım ve (hakikati) küçümseyenlerden biri olduğum için yazıklar olsun bana!" demesin;
Gültekin Onan:
Kişinin (yana yakıla) şöyle diyeceği (gün): "
Ali Fikri Yavuz:
Sonra günahkâr nefsin şöyle demesi var: “- Yazık bana! Allah’a ibadette kusur etmişim. Ben (Kur’an ve müminlerle) alay edenlerdenim.”
Portekizce:
Antes que qualquer alma diga: Ai de mim por ter-me descuidado (das minhas obrigações) para com Deus, posto que fuium dos escarnecedores!
İsveççe:
Ingen skall [då] kunna säga: 'Hur ångrar jag inte att jag försummade [lydnaden mot] Gud och att jag vågade göra narr [av de troende]!' -
Farsça:
تا مبادا آنکه کسی بگوید: دریغ و افسوس بر اهمال کاری و تقصیری که درباره خدا کردم، و بی تردید [نسبت به احکام الهی و آیات ربّانی] از مسخره کنندگان بودم.
Kürtçe:
نەکا ئەوسا کەسێك بڵێت ئەی مەخابن لەسەر ئەوەی کەمتەرخەمیم کرد لەکارکردن بەوەی خوا فەرمانی پێکردبوو وەبەڕاستی من لەو گاڵتە چیانە بووم (کە گاڵتەیان بە ئاینەکەی دەکرد)
Özbekçe:
Жон: «Аллоҳ ҳақида йўл қўйган камчиликларим учун надомат бўлсин. Тўғриси, мен масхара қилгувчилардан бўлган эдим», демасидан олдин...
Malayca:
"(Diperintahkan demikian) supaya jangan seseorang (menyesal dengan) berkata: ` sungguh besar sesal dan kecewaku kerana aku telah mencuaikan kewajipan- kewajipanku terhadap Allah serta aku telah menjadi dari orang-orang yang sungguh memperolok-olokkan (ugama Allah dan penganut-penganutnya)! -
Arnavutça:
e njeriu të thotë: “Mjer për mua që nuk i kam kryer obligimet ndaj Perëndisë, e madje edhe jam tallur (me besimtarët)!”
Bulgarca:
Някой ще каже: “О, горко ми, че нехаех за подчинението пред Аллах и че бях от присмиващите се!”
Sırpça:
Да човек не би узвикнуо: „Тешко мени, колико сам само дужности према Аллаху пропустио, чак сам се и изругивао!”
Çekçe:
a než člověk vykřikne: 'Běda mi za to, že jsem tak zanedbával Boha, a věru jsem patřil mezi ty, kdož se posmívali!',
Urduca:
کہیں ایسا نہ ہو کہ بعد میں کوئی شخص کہے "افسوس میری اُس تقصیر پر جو میں اللہ کی جناب میں کرتا رہا، بلکہ میں تو الٹا مذاق اڑانے والوں میں شامل تھا"
Tacikçe:
то касе нагӯяд: «Эй ҳасрато бар ман, ки дар кори Худо кутоҳӣ кардам ва аз масхаракунандагон будам».
Tatarca:
Аллаһуга гыйбадәт илә итәгатькә ашыгыгыз, Аллаһуның әмерләрендә кимчелек кылганым өчен миңа хәсрәт килде диюдән элек, вә инсафсыз кеше бидеґәтләрне яклап, Коръән хөкемнәрен мәсхәрә итәдер идем, дияр.
Endonezyaca:
supaya jangan ada orang yang mengatakan: "Amat besar penyesalanku atas kelalaianku dalam (menunaikan kewajiban) terhadap Allah, sedang aku sesungguhnya termasuk orang-orang yang memperolok-olokkan (agama Allah),
Amharca:
(የካደች) ነፍስ «እኔ ከሚሳለቁት የነበርኩ ስኾን በአላህ በኩል ባጓደልኩት ዋ ጸጸቴ» ማለቷን (ለመፍራት)፤
Tamilce:
“அல்லாஹ்வின் விஷயங்களில் நான் குறைசெய்து விட்டதால் எனக்கு நேர்ந்த துக்கமே! நிச்சயமாக நான் கேலி செய்பவர்களில்தான் இருந்தேன்” என்று எந்த ஓர் ஆன்மாவும் சொல்லாமல் இருப்பதற்காக (இந்த உலகத்தில் நீங்கள் வாழும்போதே அவனுக்கு கீழ்ப்படிந்து விடுங்கள்!)
Korece:
이는 영혼이 오 슬프도다 내 가 하나님께 나의 임무를 게을리 했으며 내가 조롱한 자 가운데 있 었단 말이뇨 라고 말하지 않도록 함이라
Vietnamca:
“(Các ngươi hãy làm điều đó để) linh hồn (của các ngươi khỏi phải) than vãn (trong sự hối hận muộn màng): Ôi thật hối tiếc cho việc mình đã lơ là đối với Allah và thật hối tiếc cho việc mình đã là một trong những kẻ thường hay nhạo báng (những người có đức tin).”
Ayet Linkleri: