Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

3487

Sayfa No: 

412

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ

Çeviriyazı: 

velâ tüṣa``ir ḫaddeke linnâsi velâ temşi fi-l'arḍi meraḥâ. inne-llâhe lâ yüḥibbü külle muḫtâlin feḫûr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez.

Diyanet İşleri: 

İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ululanıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde, kendini beğenerek kibirle yürüme; şüphe yok ki Allah, ululanıp övünenlerin hiçbirini sevmez.

Şaban Piriş: 

Halktan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek çalımlı yürüme! Çünkü Allah, övünen ve büyükleneni sevmez.

Edip Yüksel: 

Büyüklük taslayarak halkı küçümseme, yeryüzünde de böbürlenerek dolaşma. ALLAH kendini beğenip övüneni sevmez.

Ali Bulaç: 

İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.

Suat Yıldırım: 

Kibirli davranarak insanlara yüzünü dönme, yerde çalımlı çalımlı yürüme!Çünkü Allah kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. [17,37]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve nâs için avurdunu şişirme ve yeryüzünde çalımla yürüme. Şüphe yok ki, Allah hiçbir böbürleneni, övüneni sevmez.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez.

Bekir Sadak: 

Onlari az bir sure gecindiririz, sonra da agir bir azaba surukleriz.

İbni Kesir: 

İnsanları küçümseyip yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Allah kendini beğenip böbürleneni şüphesiz ki hiç sevmez.

Adem Uğur: 

Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.

İskender Ali Mihr: 

Ve insanlardan (kibirlenerek) yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Muhakkak ki Allah, çalımla yürüyenlerin ve çok övünenlerin hiçbirini sevmez.

Celal Yıldırım: 

İnsanlardan (büyüklük taslayarak) yüzünü çevirme

Tefhim ul Kuran: 

«İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, her büyüklük taslayıp bölürleneni sevmez.»

Fransızca: 

Et ne détourne pas ton visage des hommes, et ne foule pas la terre avec arrogance : car Allah n'aime pas le présomptueux plein de gloriole.

İspanyolca: 

¡No pongas mala cara a la gente, ni pises la tierra con insolencia! Alá no ama a nadie que sea presumido, jactancioso.

İtalyanca: 

Non voltare la tua guancia dagli uomini e non calpestare la terra con arroganza: in verità Allah non ama il superbo vanaglorioso.

Almanca: 

Und wende dich nicht in Arroganz von den Leuten ab! Und gehe auf der Erde nicht freudenerregt! Gewiß, ALLAH liebt keinen stolzen Eingebildeten.

Çince: 

你不要为藐视众人而转脸,不要洋洋得意地在大地上行走。真主确是不喜爱一切傲慢者、矜夸才的。

Hollandaca: 

Verwring uw aangezicht niet tot verachting der menschen, noch wandel onbeschaamd over de aarde; want God bemint den verwaanden, den ingebeelden mensch niet.

Rusça: 

Не отворачивай своего лица от людей из высокомерия и не шествуй по земле кичливо. Воистину, Аллах не любит всяких гордецов и бахвалов.

Somalice: 

hana ka jeedin Wajiga dadka hana ugu socon dhulka kibir, Eebana ma jeela mid kastoo isla weyn oo faanbadane.

Swahilice: 

Wala usiwabeuwe watu, wala usitembee katika nchi kwa maringo. Hakika Mwenyezi Mungu hampendi kila anaye jivuna na kujifakhirisha.

Uygurca: 

كىشىلەردىن مەنسىتمەسلىك بىلەن يۈز ئۆرۈمىگىن، زېمىندا غادىيىپ ماڭمىغىن، اﷲ ھەقىقەتەن ھاكاۋۇر، ئۆزىنى چوڭ تۇتقۇچىلارنى دوست تۇتمايدۇ

Japonca: 

他人に対して(高慢に)あなたの頬を背けてはならない。また横柄に地上を歩いてはならない。本当にアッラーは,自惚れの強い威張り屋を御好みになられない。

Arapça (Ürdün): 

«ولا تصعِّر» وفي قراءة تصاعر «خدك للناس» لا تمل وجهك عنهم تكبرا «ولا تمش في الأرض مرحا» أي خيلاء «إن الله لا يحب كل مختالٍ» متبختر في مشيه «فخور» على الناس.

Hintçe: 

और लोगों के सामने (गुरुर से) अपना मुँह न फुलाना और ज़मीन पर अकड़कर न चलना क्योंकि ख़ुदा किसी अकड़ने वाले और इतराने वाले को दोस्त नहीं रखता और अपनी चाल ढाल में मियाना रवी एख्तेयार करो

Tayca: 

“และเจ้าอย่าหันแก้ม (ใบหน้า) ของเจ้าให้แก่ผู้คนอย่างยะโส และอย่าเดินไปตามแผ่นดินอย่างไร้มรรยาท แท้จริง อัลลอฮฺ มิทรงชอบทุกผู้หยิ่งจองหอง และผู้คุยโวโอ้อวด”

İbranice: 

אל תפנה עורף לאנשים, ואל תתהלך מתנשא בארץ, כי אלוהים אינו אוהב את השחצן המתפאר

Hırvatça: 

I, iz oholosti, ne okreći od ljudi lice svoje i ne idi Zemljom nadmeno. Zaista Allah ne voli ni gordog ni hvalisavog.

Rumence: 

Nu-ţi întoarce obrazul de la oameni, nu umbla semeţ pe pământ, căci Dumnezeu nu-l iubeşte pe lăudărosul fudul.

Transliteration: 

Wala tusaAAAAir khaddaka lilnnasi wala tamshi fee alardi marahan inna Allaha la yuhibbu kulla mukhtalin fakhoorin

Türkçe: 

"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez."

Sahih International: 

And do not turn your cheek [in contempt] toward people and do not walk through the earth exultantly. Indeed, Allah does not like everyone self-deluded and boastful.

İngilizce: 

And swell not thy cheek (for pride) at men, nor walk in insolence through the earth; for Allah loveth not any arrogant boaster.

Azerbaycanca: 

Adamlardan təkəbbürlə üz çevirmə, yer üzündə lovğa-lovğa gəzib dolanma. Həqiqətən, Allah heç bir özündən razını, lovğalanıb fəxr edəni sevməz!

Süleyman Ateş: 

İnsanlara yanağını bükme (kibirlenerek boynunu bir yana büküp yüzünü insanlardan öte çevirme) ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenip övünen kimseyi sevmez.

Diyanet Vakfı: 

Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.

Erhan Aktaş: 

“Kibirli bir tavırla insanları küçümseyerek onlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Kuşkusuz Allah, kendisini beğenen ve övünüp duranları sevmez.”

Kral Fahd: 

Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.

Hasan Basri Çantay: 

«İnsanlardan (kibirlenib) yüzünü çevirme. Yer (yüzün) de şımarık yürüme. Zîrâ Allah her kibir taslayanı, kendini beğenib öğüneni sevmez».

Muhammed Esed: 

"(Yersiz) bir gurura kapılarak insanlara üstünlük taslama ve yeryüzünde küstahça gezip durma! Unutma ki Allah, böbürlenerek küstahlık yapanları sevmez.

Gültekin Onan: 

31:16

Ali Fikri Yavuz: 

(Kibirlilerin yaptığı gibi) insanlara yüzünün yanını çevirme ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah, her büyüklük taslıyan öğüngeni sevmez.

Portekizce: 

E não vires o rosto às gentes, nem andes insolentemente pala terra, porque Deus não estima arrogante e jactanciosoalgum.

İsveççe: 

Uppträd aldrig med överlägsenhet mot [andra] och trampa inte denna jord med inbilsk högfärd! Gud är inte vän till de överlägsna, de som vill vara förmer än andra.

Farsça: 

متکبرانه روی از مردم برمگردان، و در زمین با ناز و غرور راه مرو، همانا خدا هیچ خودپسند فخرفروش را دوست ندارد.

Kürtçe: 

ڕوو لەخەڵك وەرمەگێڕە وبەکەشخە و فیزەوە مەڕۆ بەزەویدا چونکە بەڕاستی خوا ھیچ خۆبەزل زانێکی شانازیکەری خۆش ناوێت

Özbekçe: 

Одамлардан такаббурла юз ўгирма ва ер юзида кибр-ҳаво ила юрма. Албатта, Аллоҳ ҳеч бир мутакаббир ва мақтанчоқни севмас.

Malayca: 

"Dan janganlah engkau memalingkan mukamu (kerana memandang rendah) kepada manusia, dan janganlah engkau berjalan di bumi dengan berlagak sombong; sesungguhnya Allah tidak suka kepada tiap-tiap orang yang sombong takbur, lagi membanggakan diri.

Arnavutça: 

Mos e shmang fytyrën tënde nga njerëzit dhe mos ec nëpër tokë mendjemadhësisht, se Perëndia nuk e don asnjë mendjemadh, as mburracak.

Bulgarca: 

И не криви лице пред хората, и не върви по земята с високомерие! Аллах не обича никой горделивец, самохвалец.

Sırpça: 

И, из охолости, не окрећи своје лице од људи и не иди Земљом надмено. Заиста Аллах не воли ни гордог ни хвалисавог.

Çekçe: 

Neodvracej tvář svou od lidí a nechoď nadutě po zemi, neboť Bůh věru nemiluje domýšlivé vychloubače!

Urduca: 

اور لوگوں سے منہ پھیر کر بات نہ کر، نہ زمین میں اکڑ کر چل، اللہ کسی خود پسند اور فخر جتانے والے شخص کو پسند نہیں کرتا

Tacikçe: 

Ба такаббур аз мардум рӯй магардон ва ба худписандӣ бар замин роҳ марав, зеро Худо ҳеҷ такаббури фахрфурӯшеро дӯст надорад.

Tatarca: 

Кешеләр белән сөйләшкәндә тәкәбберләнеп, яның белән сөйләшмә, вә җир өстендә зураеп мактанып вә шатланып йөрмә, тәхкыйк Аллаһ үзенә исе китеп мактанып йөрүчеләрне сөймидер.

Endonezyaca: 

Dan janganlah kamu memalingkan mukamu dari manusia (karena sombong) dan janganlah kamu berjalan di muka bumi dengan angkuh. Sesungguhnya Allah tidak menyukai orang-orang yang sombong lagi membanggakan diri.

Amharca: 

«ጉንጭህንም (በኩራት) ከሰዎች አታዙር፡፡ በምድርም ላይ ተንበጥርረህ አትሂድ፡፡ አላህ ተንበጥራሪን ጉረኛን ሁሉ አይወድምና፡፡

Tamilce: 

இன்னும், மக்க(ள் உன்னிடம் பேசும்போது அவர்க)ளை விட்டும் உனது கன்னத்தை திருப்பிக் கொள்ளாதே! பூமியில் பெருமை பிடித்தவனாக நடக்காதே! நிச்சயமாக அல்லாஹ் கர்வமுடையவர்கள் தற்பெருமை பேசுபவர்கள் எவரையும் விரும்ப மாட்டான்.

Korece: 

그리고 너의 얼굴을 돌려 사람들을 경멸하지 말것이며 걸음을 걸을 때면 거만하지 말라 실로 하 나님께서는 오만한 자들을 사랑하 시지 아니 하니라

Vietnamca: 

“Con chớ vênh mặt trước mọi người và chớ bước đi với dáng vẻ kênh kiệu trên mặt đất. Quả thật, Allah không yêu thương những kẻ cao ngạo khoác lác.”