Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

3209

Sayfa No: 

381

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَكَرُوا مَكْرًا وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Çeviriyazı: 

vemekerû mekrav vemekernâ mekrav vehüm lâ yeş`urûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.

Diyanet İşleri: 

Onlar bir düzen kurdular. Biz farkettirmeden düzenlerini bozduk.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlar, bir düzendir kurdular, biz de düzenlerine bir cezadır verdik, fakat onlar, anlamıyorlardı bunu, haberleri bile yoktu bundan.

Şaban Piriş: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de bir tuzak kurduk. Hiç farkında olmadılar.

Edip Yüksel: 

Böylece bir plan kurdular, ancak onlar farkına varmadan biz de bir plan kurduk.

Ali Bulaç: 

Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.

Suat Yıldırım: 

Onlar bir tuzak kurdular, ama tuzaklarına karşı Biz de tuzak kurduk, kendileri farkında olmadan onların tuzaklarını bozduk, onların planlarını altüst ettik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar bir hile ile hile yaptılar, Biz de hiç bilgileri olmaksızın bir hile ile hile yaptık (yani onları ansızın hilelerinin cezasına kavuşturduk).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar bir tuzak kurdular, biz de bir tuzak kurduk, ama şuursuzluk eden onlardı.

Bekir Sadak: 

Milletinin cevabi sadece: «Lut´un ailesini kasabanizdan cikarin, guya onlar temiz kalmaya calisan insanlarmis» demek oldu.

İbni Kesir: 

Onlar bir düzen kurdular. Onlar farketmezlerken Biz de bir düzen kurduk.

Adem Uğur: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.

İskender Ali Mihr: 

Ve hile düzenlediler. Ve Biz de (onlara) hile düzenledik, fakat onlar farkına varmadılar.

Celal Yıldırım: 

Onlar, bir hile ve düzen plânladılar, biz de onlar farkında değilken hilelerini başlarına geçirerek bir plân kurduk.

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, hileli bir düzen kurdu, biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.

Fransızca: 

Ils ourdirent une ruse et Nous ourdîmes une ruse sans qu'ils s'en rendent compte.

İspanyolca: 

Urdieron una intriga sin sospechar que Nosotros urdíamos otra.

İtalyanca: 

Ordirono una trama e Noi ordimmo una trama senza che se ne accorgessero.

Almanca: 

Und sie planten eine Intrige und WIR entgegneten ihre Intrige, während sie nicht merkten.

Çince: 

他们曾用一个计谋,我也曾用一个计谋,但他们不知不觉。

Hollandaca: 

En zij vormden eene samenspanning tegen hen en zij bemerkten het niet.

Rusça: 

Они замыслили хитрость, и Мы замыслили хитрость, но они не ощущали этого.

Somalice: 

Way Dhagreen Dhagar Anana waan Abaal marinay Iyagoon Ogayn.

Swahilice: 

Basi wakapanga mipango yao, na Sisi tukapanga mipango yetu, na wao hawatambui.

Uygurca: 

ئۇلار (سالىھقا قارشى) سۇيىقەست پىلانلىدى. ئۇلارنى (ئۇلارنىڭ ھالاك بولۇشىنى تېزلىتىش ئۈچۈن) سۇيىقەستى ئۈچۈن تۇيۇقسىز جازالىدۇق

Japonca: 

かれらは策謀して企んだが,われも策を巡した。だがかれらは(それに)気付かない。

Arapça (Ürdün): 

«ومكروا» في ذلك «مكراً ومكرنا مكراً» أي جازيناهم بتعجيل عقوبتهم «وهم لا يشعرون».

Hintçe: 

और उन लोगों ने एक तदबीर की और हमने भी एक तदबीर की और (हमारी तदबीर की) उनको ख़बर भी न हुई

Tayca: 

และพวกเขาได้วางแผน และเราก็ได้วางแผนโดยที่พวกเขาไม่รู้สึกตัว

İbranice: 

אז הם תכננו מזימה, אך גם אנו רקמנו מזימה , והם לא היו מודעים לכך

Hırvatça: 

I spleli su spletku, pa smo i Mi spleli njima spletku, a oni to nisu osjećali,

Rumence: 

Ei au viclenit, însă şi Noi am viclenit fără ca ei să-şi dea seama.

Transliteration: 

Wamakaroo makran wamakarna makran wahum la yashAAuroona

Türkçe: 

Onlar bir tuzak kurdular, biz de bir tuzak kurduk, ama şuursuzluk eden onlardı.

Sahih International: 

And they planned a plan, and We planned a plan, while they perceived not.

İngilizce: 

They plotted and planned, but We too planned, even while they perceived it not.

Azerbaycanca: 

Onlar bir hiylə qurdular. Biz isə özləri də bilmədən (gözlənilməyən bir əzabla) hiylələrinin cəzasını verdik.

Süleyman Ateş: 

Böyle bir tuzak kurdular, biz de onlar hiç farkında olmadan onlara bir tuzak kurduk.

Diyanet Vakfı: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.

Erhan Aktaş: 

Plan yaptılar. Biz de planlarını boşa çıkardık. Fakat farkına varamadılar.

Kral Fahd: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendilerinin haberleri olmadan, onların plânlarını altüst ediverdik.

Muhammed Esed: 

Ve böylece bir tuzak kurdular; fakat, onların hiç fark edemeyecekleri biçimde, biz de bir tuzak kurduk.

Gültekin Onan: 

Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.

Ali Fikri Yavuz: 

Böyle bir hile kurdular. Biz de, onların haberi olmadan hilelerinin cezasını verdik (kendilerini helâk ettik).

Portekizce: 

E conspiraram e planejaram; porém, Nós também planejamos, sem que eles o suspeitassem.

İsveççe: 

De smidde sina onda planer - men Vi smed [också] Våra planer utan att de anade något.

Farsça: 

آنان نیرنگ مهمی به کار گرفتند و ما هم در حالی که بی خبر بودند [با کیفر بسیار سختی] نیرنگ آنان را از بین بردیم.

Kürtçe: 

ئەوان پیلانی نەخشەیان داڕشت بەپیلاندانێکی خراپ (بۆ کوشتنی صاڵح) ئێمەش (لەبەرامبەر پیلانی ئەواندا) پیلانمان گێڕا (بۆ لەناو بردنیان) بە پیلانگێڕانێکی بەھێز لەکاتێکدا ئەوان ھەستیان نەدەکرد

Özbekçe: 

Улар макр қилдилар. Биз ҳам улар сезмаган ҳолда бир «макр» қилдик.

Malayca: 

Dan (dengan demikian) mereka telah merancangkan rancangan jahat, dan Kami pula rancangkan balasannya dengan seburuk-buruk balasan, sedang mereka tidak menyedarinya.

Arnavutça: 

Dhe, trillonin dredhira, por Ne i dënonim ata për këtë trillim, e ata nuk e hetonin.

Bulgarca: 

И лукавстваха те с умисъл, но провалихме Ние тяхното лукавство, без да усетят.

Sırpça: 

И ковали су сплетку, па смо и Ми припремили њима сплетку, а они то нису осећали,

Çekçe: 

A strojili úklady, ale také my jsme lest připravili, aniž o tom měli tušení.

Urduca: 

یہ چال تو وہ چلے اور پھر ایک چال ہم نے چلی جس کی انہیں خبر نہ تھی

Tacikçe: 

Ва ғофил буданд, ки агар онҳо ҳилае андешидаанд, Мо низ ҳилае андешидаем.

Tatarca: 

Әнә шулай Салихны үтермәк өчен мәкерлек кылдылар һәм Без аларга каршы мәкерне мәкер кылдык, сизми дә калдылар, һәлак булдылар.

Endonezyaca: 

Dan merekapun merencanakan makar dengan sungguh-sungguh dan Kami merencanakan makar (pula), sedang mereka tidak menyadari.

Amharca: 

ተንኮልንም መከሩ፡፡ እነርሱም የማያወቁ ሲኾኑ በተንኮላቸው አጠፋናቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் ஒரு சூழ்ச்சி செய்தனர். இன்னும், நாம் ஒரு சூழ்ச்சி செய்தோம். அவர்களோ (நமது சூழ்ச்சியை) உணராதவர்களாக இருந்தனர்.

Korece: 

그들은 공모하고 음모를 꾸몄지만 하나님은 계획을 세웠노라그러나 그들은 알지 못하였더라

Vietnamca: 

Chúng đã mưu toan một kế hoạch và TA cũng đã sắp đặt một kế hoạch trong lúc chúng không hề hay biết.