Arapça:
وَمَكَرُوا مَكْرًا وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Çeviriyazı:
vemekerû mekrav vemekernâ mekrav vehüm lâ yeş`urûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.
Diyanet İşleri:
Onlar bir düzen kurdular. Biz farkettirmeden düzenlerini bozduk.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, bir düzendir kurdular, biz de düzenlerine bir cezadır verdik, fakat onlar, anlamıyorlardı bunu, haberleri bile yoktu bundan.
Şaban Piriş:
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de bir tuzak kurduk. Hiç farkında olmadılar.
Edip Yüksel:
Böylece bir plan kurdular, ancak onlar farkına varmadan biz de bir plan kurduk.
Ali Bulaç:
Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
Suat Yıldırım:
Onlar bir tuzak kurdular, ama tuzaklarına karşı Biz de tuzak kurduk, kendileri farkında olmadan onların tuzaklarını bozduk, onların planlarını altüst ettik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar bir hile ile hile yaptılar, Biz de hiç bilgileri olmaksızın bir hile ile hile yaptık (yani onları ansızın hilelerinin cezasına kavuşturduk).
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar bir tuzak kurdular, biz de bir tuzak kurduk, ama şuursuzluk eden onlardı.
Bekir Sadak:
Milletinin cevabi sadece: «Lut´un ailesini kasabanizdan cikarin, guya onlar temiz kalmaya calisan insanlarmis» demek oldu.
İbni Kesir:
Onlar bir düzen kurdular. Onlar farketmezlerken Biz de bir düzen kurduk.
Adem Uğur:
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.
İskender Ali Mihr:
Ve hile düzenlediler. Ve Biz de (onlara) hile düzenledik, fakat onlar farkına varmadılar.
Celal Yıldırım:
Onlar, bir hile ve düzen plânladılar, biz de onlar farkında değilken hilelerini başlarına geçirerek bir plân kurduk.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, hileli bir düzen kurdu, biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
Fransızca:
Ils ourdirent une ruse et Nous ourdîmes une ruse sans qu'ils s'en rendent compte.
İspanyolca:
Urdieron una intriga sin sospechar que Nosotros urdíamos otra.
İtalyanca:
Ordirono una trama e Noi ordimmo una trama senza che se ne accorgessero.
Almanca:
Und sie planten eine Intrige und WIR entgegneten ihre Intrige, während sie nicht merkten.
Çince:
他们曾用一个计谋,我也曾用一个计谋,但他们不知不觉。
Hollandaca:
En zij vormden eene samenspanning tegen hen en zij bemerkten het niet.
Rusça:
Они замыслили хитрость, и Мы замыслили хитрость, но они не ощущали этого.
Somalice:
Way Dhagreen Dhagar Anana waan Abaal marinay Iyagoon Ogayn.
Swahilice:
Basi wakapanga mipango yao, na Sisi tukapanga mipango yetu, na wao hawatambui.
Uygurca:
ئۇلار (سالىھقا قارشى) سۇيىقەست پىلانلىدى. ئۇلارنى (ئۇلارنىڭ ھالاك بولۇشىنى تېزلىتىش ئۈچۈن) سۇيىقەستى ئۈچۈن تۇيۇقسىز جازالىدۇق
Japonca:
かれらは策謀して企んだが,われも策を巡した。だがかれらは(それに)気付かない。
Arapça (Ürdün):
«ومكروا» في ذلك «مكراً ومكرنا مكراً» أي جازيناهم بتعجيل عقوبتهم «وهم لا يشعرون».
Hintçe:
और उन लोगों ने एक तदबीर की और हमने भी एक तदबीर की और (हमारी तदबीर की) उनको ख़बर भी न हुई
Tayca:
และพวกเขาได้วางแผน และเราก็ได้วางแผนโดยที่พวกเขาไม่รู้สึกตัว
İbranice:
אז הם תכננו מזימה, אך גם אנו רקמנו מזימה , והם לא היו מודעים לכך
Hırvatça:
I spleli su spletku, pa smo i Mi spleli njima spletku, a oni to nisu osjećali,
Rumence:
Ei au viclenit, însă şi Noi am viclenit fără ca ei să-şi dea seama.
Transliteration:
Wamakaroo makran wamakarna makran wahum la yashAAuroona
Türkçe:
Onlar bir tuzak kurdular, biz de bir tuzak kurduk, ama şuursuzluk eden onlardı.
Sahih International:
And they planned a plan, and We planned a plan, while they perceived not.
İngilizce:
They plotted and planned, but We too planned, even while they perceived it not.
Azerbaycanca:
Onlar bir hiylə qurdular. Biz isə özləri də bilmədən (gözlənilməyən bir əzabla) hiylələrinin cəzasını verdik.
Süleyman Ateş:
Böyle bir tuzak kurdular, biz de onlar hiç farkında olmadan onlara bir tuzak kurduk.
Diyanet Vakfı:
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.
Erhan Aktaş:
Plan yaptılar. Biz de planlarını boşa çıkardık. Fakat farkına varamadılar.
Kral Fahd:
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.
Hasan Basri Çantay:
Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendilerinin haberleri olmadan, onların plânlarını altüst ediverdik.
Muhammed Esed:
Ve böylece bir tuzak kurdular; fakat, onların hiç fark edemeyecekleri biçimde, biz de bir tuzak kurduk.
Gültekin Onan:
Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
Ali Fikri Yavuz:
Böyle bir hile kurdular. Biz de, onların haberi olmadan hilelerinin cezasını verdik (kendilerini helâk ettik).
Portekizce:
E conspiraram e planejaram; porém, Nós também planejamos, sem que eles o suspeitassem.
İsveççe:
De smidde sina onda planer - men Vi smed [också] Våra planer utan att de anade något.
Farsça:
آنان نیرنگ مهمی به کار گرفتند و ما هم در حالی که بی خبر بودند [با کیفر بسیار سختی] نیرنگ آنان را از بین بردیم.
Kürtçe:
ئەوان پیلانی نەخشەیان داڕشت بەپیلاندانێکی خراپ (بۆ کوشتنی صاڵح) ئێمەش (لەبەرامبەر پیلانی ئەواندا) پیلانمان گێڕا (بۆ لەناو بردنیان) بە پیلانگێڕانێکی بەھێز لەکاتێکدا ئەوان ھەستیان نەدەکرد
Özbekçe:
Улар макр қилдилар. Биз ҳам улар сезмаган ҳолда бир «макр» қилдик.
Malayca:
Dan (dengan demikian) mereka telah merancangkan rancangan jahat, dan Kami pula rancangkan balasannya dengan seburuk-buruk balasan, sedang mereka tidak menyedarinya.
Arnavutça:
Dhe, trillonin dredhira, por Ne i dënonim ata për këtë trillim, e ata nuk e hetonin.
Bulgarca:
И лукавстваха те с умисъл, но провалихме Ние тяхното лукавство, без да усетят.
Sırpça:
И ковали су сплетку, па смо и Ми припремили њима сплетку, а они то нису осећали,
Çekçe:
A strojili úklady, ale také my jsme lest připravili, aniž o tom měli tušení.
Urduca:
یہ چال تو وہ چلے اور پھر ایک چال ہم نے چلی جس کی انہیں خبر نہ تھی
Tacikçe:
Ва ғофил буданд, ки агар онҳо ҳилае андешидаанд, Мо низ ҳилае андешидаем.
Tatarca:
Әнә шулай Салихны үтермәк өчен мәкерлек кылдылар һәм Без аларга каршы мәкерне мәкер кылдык, сизми дә калдылар, һәлак булдылар.
Endonezyaca:
Dan merekapun merencanakan makar dengan sungguh-sungguh dan Kami merencanakan makar (pula), sedang mereka tidak menyadari.
Amharca:
ተንኮልንም መከሩ፡፡ እነርሱም የማያወቁ ሲኾኑ በተንኮላቸው አጠፋናቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் ஒரு சூழ்ச்சி செய்தனர். இன்னும், நாம் ஒரு சூழ்ச்சி செய்தோம். அவர்களோ (நமது சூழ்ச்சியை) உணராதவர்களாக இருந்தனர்.
Korece:
그들은 공모하고 음모를 꾸몄지만 하나님은 계획을 세웠노라그러나 그들은 알지 못하였더라
Vietnamca:
Chúng đã mưu toan một kế hoạch và TA cũng đã sắp đặt một kế hoạch trong lúc chúng không hề hay biết.
Ayet Linkleri: