Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

19

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

2272

Sayfa No: 

306

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ فَحَمَلَتْهُ فَانتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا

Çeviriyazı: 

feḥamelethü fentebeẕet bihî mekânen ḳaṣiyyâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nihayet (Allah'ın emri gerçekleşti) Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi.

Diyanet İşleri: 

Meryem oğlana gebe kaldı, o haliyle uzak bir yere çekildi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonunda ona gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekilip gitti.

Şaban Piriş: 

Nihayet ona gebe kaldı ve onunla (karnındaki bebekle) uzak bir yere çekildi.

Edip Yüksel: 

Ona gebe kalınca onunla uzak bir bölgeye çekildi.

Ali Bulaç: 

Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.

Suat Yıldırım: 

Sonra çocuğuna hamile kaldı ve bu haliyle uzakça bir yere çekildi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık (Meryem nefh-i rûh ile) O´na hamile kaldı. Onunla hemen uzakça bir mahalle çekilip gitti.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi.

Bekir Sadak: 

19:27

İbni Kesir: 

Nihayet ona gebe kaldı ve bu sebeple uzak bir yere çekildi.

Adem Uğur: 

Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.

İskender Ali Mihr: 

Böylece ona hamile kaldı. Bundan sonra onunla uzak bir mekâna (yere) çekildi.

Celal Yıldırım: 

Meryem, oğluna gebe kaldı ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.

Tefhim ul Kuran: 

Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.

Fransızca: 

Elle devient donc enceinte [de l'enfant], et elle se retira avec lui en un lieu éloigné.

İspanyolca: 

Quedó embarazada con él y se retiró con él a un lugar alejado.

İtalyanca: 

Lo concepì e, in quello stato, si ritirò in un luogo lontano.

Almanca: 

Dann wurde sie schwanger mit ihm, und zog sich mit ihm unmittelbar an einen entfernten Ort zurück.

Çince: 

她就怀了孕,于是她退避到一个僻远的地方。

Hollandaca: 

Zij ontving hem dus, en zij verwijderde zich, met hem in haren schoot, naar eene afgelegen plaats.

Rusça: 

Она понесла его (забеременела) и отправилась с ним в отдаленное место.

Somalice: 

way xambaartay (uurowday) waxayna u fogaatay meel dheer (durugsan).

Swahilice: 

Basi akachukua mimba yake, na akaondoka nayo mpaka mahali pa mbali.

Uygurca: 

مەريەم ھامىلدار بولدى، (ئائىلىسىدىن) يىراق بىر جايغا كەتتى

Japonca: 

こうして,かの女はかれ(息子)を妊娠したので,遠い所に引き籠った。

Arapça (Ürdün): 

«فحملته فانتبذت» تنحَّت «به مكانا قصيا» بعيدا من أهلها.

Hintçe: 

और ये बात फैसला शुदा है ग़रज़ लड़के के साथ वह आप ही आप हामेला हो गई फिर इसकी वजह से लोगों से अलग एक दूर के मकान में चली गई

Tayca: 

แล้วนางได้ตั้งครรภ์ และนางได้ปลีกตัวออกไปพร้อมกับบุตรในครรภ์ ยังสถานที่ไกลแห่งหนึ่ง

İbranice: 

אז הרתה בו, ופרשה עמו אל מקום מרוחק

Hırvatça: 

I ona zanese i bremenita se skloni daleko negdje.

Rumence: 

Ea rămase grea şi se retrase într-un loc îndepărtat.

Transliteration: 

Fahamalathu faintabathat bihi makanan qasiyyan

Türkçe: 

Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi.

Sahih International: 

So she conceived him, and she withdrew with him to a remote place.

İngilizce: 

So she conceived him, and she retired with him to a remote place.

Azerbaycanca: 

(Məryəm) artıq (Cəbrailin üfürməsi ilə İsaya) hamilə oldu və onunla (bətnindəki uşaqla) birlikdə uzaq bir yerə (xəlvətə) çəkildi.

Süleyman Ateş: 

(Meryem), ona gebe kaldı. Onunla uzak bir yere çekildi.

Diyanet Vakfı: 

Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.

Erhan Aktaş: 

Ona hamile kaldı ve gözden uzak bir yere çekildi.

Kral Fahd: 

Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.

Hasan Basri Çantay: 

Nihayet ona (îsâya) gebe kaldıkda bununla (karnındaki bu çocuğu ile ailesinden) uzak bir yere çekildi.

Muhammed Esed: 

bunun için de, (Meryem) o´na gebe kaldı ve o´nunla birlikte uzak bir yere çekildi.

Gültekin Onan: 

Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.

Ali Fikri Yavuz: 

Nihayet (Cebrail’in üfürmesiyle Meryem) İsa’ya gebe kaldı ve bununla uzak bir yere çekildi.

Portekizce: 

E quando concebeu, retirou-se, com um rebento a um lugar afastado.

İsveççe: 

Och hon blev havande och drog sig undan med sin börda till en avlägsen trakt.

Farsça: 

پس به عیسی حامله شد و به خاطر او در مکانی دور کناره گرفت.

Kürtçe: 

جا (مەریەم) سکی پڕ بوو بەو (کۆرپەلەوە) ئەمجا بە (سکەکە)وە دوور کەوتەوە بۆ شوێنێکی دوور (لە کەسوکاری)

Özbekçe: 

Бас, унга ҳомиладор бўлди. Сўнгра у билан узоқ маконга четланди. (Яъни, Жаброил алайҳиссалом Марямнинг ёқасидан пуфлаганидан кейин Ийсога алайҳиссалом ҳомиладор бўлди.)

Malayca: 

Maka Maryam hamilah mengandungnya, lalu ia memencilkan diri dengan kandungannya itu ke sebuah tempat yang jauh.

Arnavutça: 

Dhe, mbeti shtatzënë, e u tërhoq me të (barrë) në një vend të largët.

Bulgarca: 

И зачена го тя, и се уедини с него в отдалечено място.

Sırpça: 

И она занесе и бременита се склони негде далеко.

Çekçe: 

A otěhotněla dítětem a uchýlila se s ním na místo vzdálené.

Urduca: 

مریم کو اس بچے کا حمل رہ گیا اور وہ اس حمل کو لیے ہوئے ایک دُور کے مقام پر چلی گئی

Tacikçe: 

Пас ба ӯ ҳомиладор шуд ва ӯро бо худ ба маконе дурафтода бурд.

Tatarca: 

Җәбраил Мәрьямнең җиңеннән өрде, Мәрьям Гыйсага йөкле булды, һәм корсагындагы йөген күтәреп, кавеменнән аерылып, ерак җиргә китте.

Endonezyaca: 

Maka Maryam mengandungnya, lalu ia menyisihkan diri dengan kandungannya itu ke tempat yang jauh.

Amharca: 

ወዲያውኑም አረገዘችው፡፡ በእርሱም (በሆዷ ይዛው) ወደ ሩቅ ስፍራ ገለል አለች፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவள் அதை (-அக்குழந்தையை) கர்ப்பத்தில் சுமந்தாள். மேலும், அதனுடன் (-அந்த கர்ப்பத்துடன்) தூரமான இடத்திற்கு விலகிச் சென்றாள்.

Korece: 

그리하여 그녀는 잉태하고 멀리 떨어진 곳으로 옮겨갔더라

Vietnamca: 

Thế rồi Nữ đã thụ thai và tạm lánh mặt ở một nơi xa.

Rubu tag: 

Hizb tag: