Arapça:
۞ فَحَمَلَتْهُ فَانتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا
Çeviriyazı:
feḥamelethü fentebeẕet bihî mekânen ḳaṣiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nihayet (Allah'ın emri gerçekleşti) Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi.
Diyanet İşleri:
Meryem oğlana gebe kaldı, o haliyle uzak bir yere çekildi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonunda ona gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekilip gitti.
Şaban Piriş:
Nihayet ona gebe kaldı ve onunla (karnındaki bebekle) uzak bir yere çekildi.
Edip Yüksel:
Ona gebe kalınca onunla uzak bir bölgeye çekildi.
Ali Bulaç:
Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
Suat Yıldırım:
Sonra çocuğuna hamile kaldı ve bu haliyle uzakça bir yere çekildi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık (Meryem nefh-i rûh ile) O´na hamile kaldı. Onunla hemen uzakça bir mahalle çekilip gitti.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi.
Bekir Sadak:
19:27
İbni Kesir:
Nihayet ona gebe kaldı ve bu sebeple uzak bir yere çekildi.
Adem Uğur:
Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.
İskender Ali Mihr:
Böylece ona hamile kaldı. Bundan sonra onunla uzak bir mekâna (yere) çekildi.
Celal Yıldırım:
Meryem, oğluna gebe kaldı ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.
Tefhim ul Kuran:
Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
Fransızca:
Elle devient donc enceinte [de l'enfant], et elle se retira avec lui en un lieu éloigné.
İspanyolca:
Quedó embarazada con él y se retiró con él a un lugar alejado.
İtalyanca:
Lo concepì e, in quello stato, si ritirò in un luogo lontano.
Almanca:
Dann wurde sie schwanger mit ihm, und zog sich mit ihm unmittelbar an einen entfernten Ort zurück.
Çince:
她就怀了孕,于是她退避到一个僻远的地方。
Hollandaca:
Zij ontving hem dus, en zij verwijderde zich, met hem in haren schoot, naar eene afgelegen plaats.
Rusça:
Она понесла его (забеременела) и отправилась с ним в отдаленное место.
Somalice:
way xambaartay (uurowday) waxayna u fogaatay meel dheer (durugsan).
Swahilice:
Basi akachukua mimba yake, na akaondoka nayo mpaka mahali pa mbali.
Uygurca:
مەريەم ھامىلدار بولدى، (ئائىلىسىدىن) يىراق بىر جايغا كەتتى
Japonca:
こうして,かの女はかれ(息子)を妊娠したので,遠い所に引き籠った。
Arapça (Ürdün):
«فحملته فانتبذت» تنحَّت «به مكانا قصيا» بعيدا من أهلها.
Hintçe:
और ये बात फैसला शुदा है ग़रज़ लड़के के साथ वह आप ही आप हामेला हो गई फिर इसकी वजह से लोगों से अलग एक दूर के मकान में चली गई
Tayca:
แล้วนางได้ตั้งครรภ์ และนางได้ปลีกตัวออกไปพร้อมกับบุตรในครรภ์ ยังสถานที่ไกลแห่งหนึ่ง
İbranice:
אז הרתה בו, ופרשה עמו אל מקום מרוחק
Hırvatça:
I ona zanese i bremenita se skloni daleko negdje.
Rumence:
Ea rămase grea şi se retrase într-un loc îndepărtat.
Transliteration:
Fahamalathu faintabathat bihi makanan qasiyyan
Türkçe:
Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi.
Sahih International:
So she conceived him, and she withdrew with him to a remote place.
İngilizce:
So she conceived him, and she retired with him to a remote place.
Azerbaycanca:
(Məryəm) artıq (Cəbrailin üfürməsi ilə İsaya) hamilə oldu və onunla (bətnindəki uşaqla) birlikdə uzaq bir yerə (xəlvətə) çəkildi.
Süleyman Ateş:
(Meryem), ona gebe kaldı. Onunla uzak bir yere çekildi.
Diyanet Vakfı:
Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.
Erhan Aktaş:
Ona hamile kaldı ve gözden uzak bir yere çekildi.
Kral Fahd:
Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.
Hasan Basri Çantay:
Nihayet ona (îsâya) gebe kaldıkda bununla (karnındaki bu çocuğu ile ailesinden) uzak bir yere çekildi.
Muhammed Esed:
bunun için de, (Meryem) o´na gebe kaldı ve o´nunla birlikte uzak bir yere çekildi.
Gültekin Onan:
Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet (Cebrail’in üfürmesiyle Meryem) İsa’ya gebe kaldı ve bununla uzak bir yere çekildi.
Portekizce:
E quando concebeu, retirou-se, com um rebento a um lugar afastado.
İsveççe:
Och hon blev havande och drog sig undan med sin börda till en avlägsen trakt.
Farsça:
پس به عیسی حامله شد و به خاطر او در مکانی دور کناره گرفت.
Kürtçe:
جا (مەریەم) سکی پڕ بوو بەو (کۆرپەلەوە) ئەمجا بە (سکەکە)وە دوور کەوتەوە بۆ شوێنێکی دوور (لە کەسوکاری)
Özbekçe:
Бас, унга ҳомиладор бўлди. Сўнгра у билан узоқ маконга четланди. (Яъни, Жаброил алайҳиссалом Марямнинг ёқасидан пуфлаганидан кейин Ийсога алайҳиссалом ҳомиладор бўлди.)
Malayca:
Maka Maryam hamilah mengandungnya, lalu ia memencilkan diri dengan kandungannya itu ke sebuah tempat yang jauh.
Arnavutça:
Dhe, mbeti shtatzënë, e u tërhoq me të (barrë) në një vend të largët.
Bulgarca:
И зачена го тя, и се уедини с него в отдалечено място.
Sırpça:
И она занесе и бременита се склони негде далеко.
Çekçe:
A otěhotněla dítětem a uchýlila se s ním na místo vzdálené.
Urduca:
مریم کو اس بچے کا حمل رہ گیا اور وہ اس حمل کو لیے ہوئے ایک دُور کے مقام پر چلی گئی
Tacikçe:
Пас ба ӯ ҳомиладор шуд ва ӯро бо худ ба маконе дурафтода бурд.
Tatarca:
Җәбраил Мәрьямнең җиңеннән өрде, Мәрьям Гыйсага йөкле булды, һәм корсагындагы йөген күтәреп, кавеменнән аерылып, ерак җиргә китте.
Endonezyaca:
Maka Maryam mengandungnya, lalu ia menyisihkan diri dengan kandungannya itu ke tempat yang jauh.
Amharca:
ወዲያውኑም አረገዘችው፡፡ በእርሱም (በሆዷ ይዛው) ወደ ሩቅ ስፍራ ገለል አለች፡፡
Tamilce:
ஆக, அவள் அதை (-அக்குழந்தையை) கர்ப்பத்தில் சுமந்தாள். மேலும், அதனுடன் (-அந்த கர்ப்பத்துடன்) தூரமான இடத்திற்கு விலகிச் சென்றாள்.
Korece:
그리하여 그녀는 잉태하고 멀리 떨어진 곳으로 옮겨갔더라
Vietnamca:
Thế rồi Nữ đã thụ thai và tạm lánh mặt ở một nơi xa.
Ayet Linkleri: