Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

90

Ayet No: 

1892

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى الْمُقْتَسِمِينَ

Çeviriyazı: 

kemâ enzelnâ `ale-lmuḳtesimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(İnanmazsanız başınıza) tıpkı o taksimcilere (yahudi ve hıristiyanlara) indirdiğimiz azap gibi (bir azab inecektir).

Diyanet İşleri: 

Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Nitekim bölükbölük olanlara da indirmiştik.

Şaban Piriş: 

Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.

Edip Yüksel: 

Aynı şekilde o bölücülerle de ilgileneceğiz.

Ali Bulaç: 

Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,

Suat Yıldırım: 

Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur'ân’ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Nitekim (o azabı,) taksimcilerin üzerlerine indirmiştik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.

Bekir Sadak: 

(95-96) Allah´la beraber baska bir tanrinin bulundugunu kabul eden alaycilara karsi suphesiz Biz sana kafiyiz. Yakinda ne oldugunu ogreneceklerdir.

İbni Kesir: 

Tıpkı o bölüşenlere indirdiğimiz gibi.

Adem Uğur: 

Nitekim biz, (Kur´an´ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.

İskender Ali Mihr: 

Muktesimlere (kısım kısım ayıranlara) indirdiğimiz gibi.

Celal Yıldırım: 

Nitekim işbölümü yapanlara.

Tefhim ul Kuran: 

Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,

Fransızca: 

De même que Nous avons fait descendre [le châtiment] sur ceux qui ont juré (entre eux) ,

İspanyolca: 

como hemos infligido un castigo a los conjurados,

İtalyanca: 

Lo stesso che facemmo scendere sui congiurati,

Almanca: 

(WIR offenbarten dir) wie WIR (den Gesandten) derjenigen Einteilenden hinabsandten,

Çince: 

那正如我所降示分配者们的(东西)一样的,

Hollandaca: 

Indien zij niet gelooven, zullen wij hun eene gelijke straf opleggen, als aan de verdeelers.

Rusça: 

Мы также ниспослали его (наказание) разделяющим,

Somalice: 

sidaan ugu soo dejinay Cadaab kuwii isu dhaarsaday (Dhibka xaqa).

Swahilice: 

Kama hivyo tuliwateremshia walio gawa,

Uygurca: 

پارچىلىۋەتكۈچىلەرگە (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالارغا تەۋرات بىلەن ئىنجىلنى) نازىل قىلغاندەك (ساڭا سۈرە فاتىھە بىلەن ئۇلۇغ قۇرئاننى نازىل قىلدۇق)

Japonca: 

(啓示を勝手に)分割した者に対しても,われは啓示しておいた。

Arapça (Ürdün): 

«كما أنزلنا» العذاب «على المقتسمين» اليهود والنصارى.

Hintçe: 

जिन्होंने क़ुरान को बॉट कर टुकडे टुकड़े कर डाला

Tayca: 

เช่นเดียวกับที่เราได้ให้แก่พวกแบ่งการศรัทธา

İbranice: 

כפי שהורדנו על המפולגים

Hırvatça: 

Isto tako smo i urotitelje opomenuli,

Rumence: 

Noi am trimis osânda asupra celor care s-au despărţit

Transliteration: 

Kama anzalna AAala almuqtasimeena

Türkçe: 

Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.

Sahih International: 

Just as We had revealed [scriptures] to the separators

İngilizce: 

(Of just such wrath) as We sent down on those who divided (Scripture into arbitrary parts),-

Azerbaycanca: 

Eynilə (Qur’anı) bölənlərə endirdiyimiz (əzab) kimi!

Süleyman Ateş: 

(Siz bilirsiniz, inanmazsanız Allah'ın azabı başınıza inecektir.) Tıpkı o bölücülere (veya and içenlere) indirdiğimiz gibi (sizin başınıza da azab indiririz)!

Diyanet Vakfı: 

Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.

Erhan Aktaş: 

Muktesimlere(1) indirdiğimiz şey gibi.

Kral Fahd: 

Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara (onu bölük pörçük edenlere) azabı indirmişizdir.

Hasan Basri Çantay: 

(90-91) Nitekim iş bölümü yapanlara, Kur´ânı parçalayanlara da (öyle azâb) indirmişdik.

Muhammed Esed: 

(Bir ilahi kelam bağışladık sana), tıpkı onu (sonradan) bölüp parçalayanlara indirdiğimiz gibi,

Gültekin Onan: 

Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,

Ali Fikri Yavuz: 

Tıpkı o Yahudi ve Hristiyanlara indirdiğimiz (azap) gibi.

Portekizce: 

Tal como admoestamos aqueles que dividiram (as escrituras),

İsveççe: 

[Vi har nämligen anförtrott dig ett gudomligt budskap] så som Vi tidigare gav Våra uppenbarelser till dem som [därefter godtyckligt] delade upp dem i stycken

Farsça: 

[عذابی به سوی شما می فرستیم] همان گونه که بر تفرقه افکنان [در دین] فرستادیم.

Kürtçe: 

وێنەی ئەو (سزایە) ی ناردمان بۆ دابەشکەران (مەبەست پێ جولەکە وگاورەکانە کە باوەڕیان دەکرد بەھەندێکی قورئان وبێ باوەڕیش بوون بەھەندێکی تری)

Özbekçe: 

Худди тақсимловчиларга туширганимизга ўхшаш. (Аҳли китоб; яҳудий ва насоролар ўзларига келган илоҳий китобларни тақсимлаб, бир қисмига иймон келтириб, бир қисмига иймон келтирмаган эдилар. Ана ўшаларга китоб туширганимизга ўхшаб сенга ҳам китоб туширдик.)

Malayca: 

(Kami berikan kepadamu Al-Faatihah dan Al-Quran) samalah seperti Kami menurunkan (Kitab-kitab) kepada orang-orang yang membahagi-bahagi. -

Arnavutça: 

(Ashtu u kemi dërguar cënim) atyre, të cilët e kanë ndarë Librin,

Bulgarca: 

Както низпослахме [наказание] и за поделящите,

Sırpça: 

Као што смо следбенике Књиге опоменули.

Çekçe: 

A podobně jsme seslali trest na ty, kdož rozdělují

Urduca: 

یہ اُسی کی طرح کی تنبیہ ہے جیسی ہم نے اُن تفرقہ پردازوں کی طرف بھیجی تھی

Tacikçe: 

Ҳамонанди азобе, ки бар тақсимкунандагон нозил кардем:

Tatarca: 

Хаҗга баручыларны диннән дүндерү өчен бүленеп, алар юлына чыккан кәферләргә ґәзаб иңдергәнебез кеби башкаларга да иңдерербез.

Endonezyaca: 

Sebagaimana (Kami telah memberi peringatan), Kami telah menurunkan (azab) kepada orang-orang yang membagi-bagi (Kitab Allah),

Amharca: 

(ሰዎችን ለማገድ የመካን በሮች) በተከፋፈሉት ላይ እንደ አወረድነው (በኾነ ቅጣት አሰፈራሪያችሁ ነኝ በል)፡፡

Tamilce: 

(வேதத்தை) பிரித்தவர்கள் மீது நாம் (தண்டனையை) இறக்கியது போன்றே (இந்நிராகரிப்பாளர்கள் மீது தண்டனையை இறக்குவோம்).

Korece: 

부분으로 분리한 백성들에게계시했듯이 그대에게 꾸란을 계시했으되

Vietnamca: 

Giống như việc TA đã từng cảnh báo với những kẻ đã chia rẽ tôn giáo của chúng.