Arapça:
كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى الْمُقْتَسِمِينَ
Çeviriyazı:
kemâ enzelnâ `ale-lmuḳtesimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(İnanmazsanız başınıza) tıpkı o taksimcilere (yahudi ve hıristiyanlara) indirdiğimiz azap gibi (bir azab inecektir).
Diyanet İşleri:
Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Nitekim bölükbölük olanlara da indirmiştik.
Şaban Piriş:
Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.
Edip Yüksel:
Aynı şekilde o bölücülerle de ilgileneceğiz.
Ali Bulaç:
Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,
Suat Yıldırım:
Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur'ân’ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Nitekim (o azabı,) taksimcilerin üzerlerine indirmiştik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.
Bekir Sadak:
(95-96) Allah´la beraber baska bir tanrinin bulundugunu kabul eden alaycilara karsi suphesiz Biz sana kafiyiz. Yakinda ne oldugunu ogreneceklerdir.
İbni Kesir:
Tıpkı o bölüşenlere indirdiğimiz gibi.
Adem Uğur:
Nitekim biz, (Kur´an´ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.
İskender Ali Mihr:
Muktesimlere (kısım kısım ayıranlara) indirdiğimiz gibi.
Celal Yıldırım:
Nitekim işbölümü yapanlara.
Tefhim ul Kuran:
Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,
Fransızca:
De même que Nous avons fait descendre [le châtiment] sur ceux qui ont juré (entre eux) ,
İspanyolca:
como hemos infligido un castigo a los conjurados,
İtalyanca:
Lo stesso che facemmo scendere sui congiurati,
Almanca:
(WIR offenbarten dir) wie WIR (den Gesandten) derjenigen Einteilenden hinabsandten,
Çince:
那正如我所降示分配者们的(东西)一样的,
Hollandaca:
Indien zij niet gelooven, zullen wij hun eene gelijke straf opleggen, als aan de verdeelers.
Rusça:
Мы также ниспослали его (наказание) разделяющим,
Somalice:
sidaan ugu soo dejinay Cadaab kuwii isu dhaarsaday (Dhibka xaqa).
Swahilice:
Kama hivyo tuliwateremshia walio gawa,
Uygurca:
پارچىلىۋەتكۈچىلەرگە (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالارغا تەۋرات بىلەن ئىنجىلنى) نازىل قىلغاندەك (ساڭا سۈرە فاتىھە بىلەن ئۇلۇغ قۇرئاننى نازىل قىلدۇق)
Japonca:
(啓示を勝手に)分割した者に対しても,われは啓示しておいた。
Arapça (Ürdün):
«كما أنزلنا» العذاب «على المقتسمين» اليهود والنصارى.
Hintçe:
जिन्होंने क़ुरान को बॉट कर टुकडे टुकड़े कर डाला
Tayca:
เช่นเดียวกับที่เราได้ให้แก่พวกแบ่งการศรัทธา
İbranice:
כפי שהורדנו על המפולגים
Hırvatça:
Isto tako smo i urotitelje opomenuli,
Rumence:
Noi am trimis osânda asupra celor care s-au despărţit
Transliteration:
Kama anzalna AAala almuqtasimeena
Türkçe:
Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.
Sahih International:
Just as We had revealed [scriptures] to the separators
İngilizce:
(Of just such wrath) as We sent down on those who divided (Scripture into arbitrary parts),-
Azerbaycanca:
Eynilə (Qur’anı) bölənlərə endirdiyimiz (əzab) kimi!
Süleyman Ateş:
(Siz bilirsiniz, inanmazsanız Allah'ın azabı başınıza inecektir.) Tıpkı o bölücülere (veya and içenlere) indirdiğimiz gibi (sizin başınıza da azab indiririz)!
Diyanet Vakfı:
Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.
Erhan Aktaş:
Muktesimlere(1) indirdiğimiz şey gibi.
Kral Fahd:
Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara (onu bölük pörçük edenlere) azabı indirmişizdir.
Hasan Basri Çantay:
(90-91) Nitekim iş bölümü yapanlara, Kur´ânı parçalayanlara da (öyle azâb) indirmişdik.
Muhammed Esed:
(Bir ilahi kelam bağışladık sana), tıpkı onu (sonradan) bölüp parçalayanlara indirdiğimiz gibi,
Gültekin Onan:
Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,
Ali Fikri Yavuz:
Tıpkı o Yahudi ve Hristiyanlara indirdiğimiz (azap) gibi.
Portekizce:
Tal como admoestamos aqueles que dividiram (as escrituras),
İsveççe:
[Vi har nämligen anförtrott dig ett gudomligt budskap] så som Vi tidigare gav Våra uppenbarelser till dem som [därefter godtyckligt] delade upp dem i stycken
Farsça:
[عذابی به سوی شما می فرستیم] همان گونه که بر تفرقه افکنان [در دین] فرستادیم.
Kürtçe:
وێنەی ئەو (سزایە) ی ناردمان بۆ دابەشکەران (مەبەست پێ جولەکە وگاورەکانە کە باوەڕیان دەکرد بەھەندێکی قورئان وبێ باوەڕیش بوون بەھەندێکی تری)
Özbekçe:
Худди тақсимловчиларга туширганимизга ўхшаш. (Аҳли китоб; яҳудий ва насоролар ўзларига келган илоҳий китобларни тақсимлаб, бир қисмига иймон келтириб, бир қисмига иймон келтирмаган эдилар. Ана ўшаларга китоб туширганимизга ўхшаб сенга ҳам китоб туширдик.)
Malayca:
(Kami berikan kepadamu Al-Faatihah dan Al-Quran) samalah seperti Kami menurunkan (Kitab-kitab) kepada orang-orang yang membahagi-bahagi. -
Arnavutça:
(Ashtu u kemi dërguar cënim) atyre, të cilët e kanë ndarë Librin,
Bulgarca:
Както низпослахме [наказание] и за поделящите,
Sırpça:
Као што смо следбенике Књиге опоменули.
Çekçe:
A podobně jsme seslali trest na ty, kdož rozdělují
Urduca:
یہ اُسی کی طرح کی تنبیہ ہے جیسی ہم نے اُن تفرقہ پردازوں کی طرف بھیجی تھی
Tacikçe:
Ҳамонанди азобе, ки бар тақсимкунандагон нозил кардем:
Tatarca:
Хаҗга баручыларны диннән дүндерү өчен бүленеп, алар юлына чыккан кәферләргә ґәзаб иңдергәнебез кеби башкаларга да иңдерербез.
Endonezyaca:
Sebagaimana (Kami telah memberi peringatan), Kami telah menurunkan (azab) kepada orang-orang yang membagi-bagi (Kitab Allah),
Amharca:
(ሰዎችን ለማገድ የመካን በሮች) በተከፋፈሉት ላይ እንደ አወረድነው (በኾነ ቅጣት አሰፈራሪያችሁ ነኝ በል)፡፡
Tamilce:
(வேதத்தை) பிரித்தவர்கள் மீது நாம் (தண்டனையை) இறக்கியது போன்றே (இந்நிராகரிப்பாளர்கள் மீது தண்டனையை இறக்குவோம்).
Korece:
부분으로 분리한 백성들에게계시했듯이 그대에게 꾸란을 계시했으되
Vietnamca:
Giống như việc TA đã từng cảnh báo với những kẻ đã chia rẽ tôn giáo của chúng.
Ayet Linkleri: