Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

12

Sûredeki Ayet No: 

107

Ayet No: 

1703

Sayfa No: 

248

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَفَأَمِنُوا أَن تَأْتِيَهُمْ غَاشِيَةٌ مِّنْ عَذَابِ اللَّهِ أَوْ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Çeviriyazı: 

efeeminû en te'tiyehüm gâşiyetüm min `aẕâbi-llâhi ev te'tiyehümü-ssâ`atü bagtetev vehüm lâ yeş`urûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yoksa bunlar Allah'ın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın başlarına kıyametin kopuvermesinden güven içinde midirler?

Diyanet İşleri: 

Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramalarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmesinden güvende midirler?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yoksa onlar, herkesi gelip kaplayacak Allah azabından, yahut hiç haberleri yokken ansızın gelip çatacak kıyametten emin mi oluyorlar?

Şaban Piriş: 

Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramayacaklarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmeyeceğinden emin midirler?

Edip Yüksel: 

Onlar, ALLAH tarafından kuşatıcı bir azabın kendilerine çatmasından, yahut dünyanın sonunun (Saat) aniden kendilerine gelmesinden emin mi oldular?

Ali Bulaç: 

Şimdi bunlar, kendilerine Allah'ın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?

Suat Yıldırım: 

Acaba onlar, farkında olmadıkları bir sırada, Allah'ın cezasına uğrayıp azabın kendilerini kaplamasından,yahut ansızın kıyametin kopmasından emin midirler? [16,45-47; 7,87,1; 97-99]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ya kendilerine Allah´ın azabından hepsini saracak bir felaketin gelmesinden veya kendilerine farkında olmadıkları halde Kıyametin ansızın gelmesinden emin mi oldular?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Peki onlar, Allah'ın azabından bir sarıp sarmalayanın gelmesinden yahut hiç farkında olmadıkları bir sırada kıyametin ansızın tepelerine inmesinden emin mi bulunuyorlar?

Bekir Sadak: 

Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitap´in ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen Kitap haktir

İbni Kesir: 

Allah tarafından onları kuşatacak bir azabın kendilerine gelip çatmasından veya farkında olmadan kıyamet saatinin ansızın gelmesinden emin midirler?

Adem Uğur: 

Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra Allah´ın azabından bir perdenin (herşeyi örtüp kaplayan bir azabın) gelmesinden veya onlar farkında olmadan o saatin (o vaktin) ansızın onlara gelmesinden (gelmeyeceğinden) emin mi oldular?

Celal Yıldırım: 

Allah´ın azabının birdenbire kendilerini kaplayıp kuşatacak şekilde geleceğinden veya farkına varmazlarken, Kıyametin ansızın gelmesinden güvende midirler ?

Tefhim ul Kuran: 

Şimdi bunlar, kendilerine Allah´ın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?

Fransızca: 

Est-ce qu'ils sont sûrs que le châtiment d'Allah ne viendra pas les couvrir ou que l'Heure ne leur viendra pas soudainement, sans qu'ils s'en rendent compte ?

İspanyolca: 

¿Es que están, pues, a salvo de que les venga, cubriéndolos, el castigo de Alá, o de que les venga la Hora de repente, sin presentirla?

İtalyanca: 

Sono forse certi che non li avvolga il castigo di Allah o che non giunga improvvisa l'Ora mentre sono incoscienti?

Almanca: 

Fühlen sie sich etwa davor sicher, daß sie eine Peinigung von ALLAH überzieht, oder daß die Stunde sie überrascht, während sie es nicht merken?!

Çince: 

难道他们不怕真主惩罚中的大灾降临他们,或复活时在他们不知不觉之中,突然降临他们吗?

Hollandaca: 

Zijn zij er dan van verzekerd, dat Gods zware kastijding hen niet zal overvallen, of dat het uur des oordeels hen niet plotseling zal bereiken, als zij de nadering niet verwachten?

Rusça: 

Неужели они не опасаются того, что покрывало наказания Аллаха окутает их или что Час настанет внезапно, когда они об этом и думать не будут?

Somalice: 

Ma waxay ka Aamin noqdeen inay u timaado MasiiboCadaabka Eebe ama ugu Timaado Saacaddu Kado iyagoo ogayn.

Swahilice: 

Je! Wanaaminisha kuwa haitowajia adhabu ya Mwenyezi Mungu ya kuwagubika, au haitawafikia Saa ya Kiyama kwa ghafla, na hali hawatambui?

Uygurca: 

ئۇلار اﷲ نىڭ ئازابىدىن، بىرەر جازانىڭ ئۆزلىرىگە چۈشۈشىدىن ياكى ئۇلار سەزمەستىن قىيامەتنىڭ تۇيۇقسىز يېتىپ كېلىشىدىن ئەمىن بولدىمۇ؟

Japonca: 

かれらに下るアッラーの懲罰が覆いかかることに対し,またかれらが気付かない間に突然来る時に対し,かれらは安心出来るのか。

Arapça (Ürdün): 

«أفأمِنوا أن تأتيهم غاشية» نقمة تغشاهم «من عذاب الله أو تأتيهم الساعة بغتة» فجأة «وهم لا يشعرون» بوقت إتيانها قبله.

Hintçe: 

तो क्या ये लोग इस बात से मुतमइन हो बैठें हैं कि उन पर ख़ुदा का अज़ाब आ पड़े जो उन पर छा जाए या उन पर अचानक क़यामत ही आ जाए और उनको कुछ ख़बर भी न हो

Tayca: 

พวกเขาจะปลอดภัยละหรือ เมื่อการครอบคลุมแห่งการลงโทษของอัลลอฮ์จะมายังพวกเขา หรือเมื่อวันอวสานจะมายังพวกเขาอย่างฉับพลัน โดยที่พวกเขาไม่รู้สึกตัว

İbranice: 

האם הם בטוחים שהעונש חובק הכול של אלוהים לא ינחת עליהם? או שלא תבוא עליהם השעה (יום הדין) בהפתעה, מבלי שהם ירגישו

Hırvatça: 

Zar mogu biti sigurni da ih nevolja, kao Allahova kazna, neće stići ili da ih čas suđeni neće iznenaditi, a da oni to neće ni primijetiti?

Rumence: 

Sunt siguri că nu va veni asupra lor, învăluitoare, osânda lui Dumnezeu? Ori că Ceasul nu le va veni deodată de unde nici nu se aşteaptă?

Transliteration: 

Afaaminoo an tatiyahum ghashiyatun min AAathabi Allahi aw tatiyahumu alssaAAatu baghtatan wahum la yashAAuroona

Türkçe: 

Peki onlar, Allah'ın azabından bir sarıp sarmalayanın gelmesinden yahut hiç farkında olmadıkları bir sırada kıyametin ansızın tepelerine inmesinden emin mi bulunuyorlar?

Sahih International: 

Then do they feel secure that there will not come to them an overwhelming [aspect] of the punishment of Allah or that the Hour will not come upon them suddenly while they do not perceive?

İngilizce: 

Do they then feel secure from the coming against them of the covering veil of the wrath of Allah,- or of the coming against them of the (final) Hour all of a sudden while they perceive not?

Azerbaycanca: 

Məgər (müşriklər) Allahın əzabından onlara bir bəla gəlməyəcəyinə və ya qiyamətin, özləri də bilmədən, qəflətən başlarının üstünü almayacağına əmindirlərmi?

Süleyman Ateş: 

Onlar, Alah'ın azabından, sargın bir belanın, kendilerine gelmeyeceğinden veya hiç farkında değillerken ansızın O (Duruşma) sa'atin(in) kendilerine gelmeyeceğinden emin midirler?

Diyanet Vakfı: 

Allah tarafından kuşatıcı bir felaket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emin mi gördüler?

Erhan Aktaş: 

Yoksa onlar, hiç beklemedikleri bir anda Allah’ın her şeyi kaplayan azâbının gelmesinden veya o Sa’at’in(1) onlara, farkında olmadan ansızın gelmesinden güvende midirler?

Kral Fahd: 

Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?

Hasan Basri Çantay: 

Onlar (aammeyi) kaplayacak bir azâb-ı ilâhînin kendilerine gelib çatmasına, yahud kendileri farkında olmayarak onlara ansızın kıyamet kopub gelmesine (karşı) kendilerini emîn mi gördüler?

Muhammed Esed: 

Peki, bunlar Allah´ın cezalandırıcı azabı olarak kuşatıcı bir örtünün kendilerini sarmasından ve Son Saat´in onlar (yaklaştığının) farkında değilken ansızın gelip çatmasından büsbütün güvencede mi görüyorlar kendilerini?

Gültekin Onan: 

Şimdi bunlar, kendilerine Tanrı´nın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?

Ali Fikri Yavuz: 

Artık onlar, Allah’ın azabından kendilerini, saracak bir musibet gelivermesinden ve yahut haberleri yokken ansızın kıyametin kendilerine gelmesinden emin mi oldular?

Portekizce: 

Estão, por acaso, certos de que não os fulminará um evento assolador, como castigo de Deus, ou que a Hora não ossurpreenderá, subitamente, sem que o saibam?

İsveççe: 

Kan de vara säkra på att Guds straffande vrede inte skall drabba dem eller att den Yttersta stunden inte skall överraska dem när de inte anar något

Farsça: 

آیا ایمنند از اینکه فراگیرنده ای از عذاب خدا بیایدشان، یا ناگاه قیامت در حالی که نمی فهمند بر آنان فرا رسد؟

Kürtçe: 

جا ئایا ئەوانە ناترسن یەخەیان بگرێت سزایەکی داپۆشەری خوا یان لەناکاودا ڕۆژی دواییان بەسەردا بێت لە کاتێکدا ئەوان ھەستی پێ نەکەن

Özbekçe: 

Улар ўзларига Аллоҳдан қамраб олувчи азоб келишидан ёки сезмай турганларида қиёмат ногаҳон келиб қолишидан омондамилар?!

Malayca: 

(Mengapa mereka bersikap demikian?) Adakah mereka merasa aman dari didatangi azab Allah yang meliputi mereka, atau didatangi hari kiamat secara mengejut, sedang mereka tidak menyedarinya?

Arnavutça: 

A janë të sigurtë ata se nuk do t’i godas fatkeqësia – dënim nga Perëndia, ose që do t’i arrijë ata papritmas çasti (Dita e Kijametit), e që ata as që do ta hetojnë atë?

Bulgarca: 

Нима имат сигурност, че не ще ги покрие мъчение от Аллах или че не ще им се яви Часът внезапно, без да усетят?

Sırpça: 

Зар могу да буду сигурни да невоља, као Аллахова казна, неће да их стигне или да суђени Час неће да их изненади, а да они то неће ни да примете?

Çekçe: 

Což jsou si tak jisti, že nepostihne je úder trestu Božího anebo že je nezastihne Hodina znenadání, aniž o tom budou mít tušení?

Urduca: 

کیا یہ مطمئن ہیں کہ خدا کے عذاب کی کوئی بلا انہیں دبوچ نہ لے گی یا بے خبری میں قیامت کی گھڑی اچانک ان پر نہ آ جائے گی؟

Tacikçe: 

Оё пиндоранд, ки эминӣ ёфтаанд аз ин, ки уқубате умумӣ аз азоби Худо онҳоро фурӯ гирад ё қиёмат ба ногоҳ фаро расад, бе он ки хабардор шаванд?

Tatarca: 

Әйә алар имин булырлармы Аллаһуның көйдергүче ґәзабы аларга килүдән, яки искәрмәстән кыямәт көне килүдән имин булырлармы?

Endonezyaca: 

Apakah mereka merasa aman dari kedatangan siksa Allah yang meliputi mereka, atau kedatangan kiamat kepada mereka secara mendadak, sedang mereka tidak menyadarinya?

Amharca: 

ከአላህ ቅጣት ሸፋኝ አደጋ የምትመጣባቸው ወይም ሰዓቲቱ እነሱ የማያውቁ ሲኾኑ በድንገት የምትመጣባቸው መኾኑዋን አይፈሩምን

Tamilce: 

ஆக, அல்லாஹ்வின் தண்டனையிலிருந்து (அவர்களை) சூழ்ந்து கொள்ளக்கூடிய ஒரு தண்டனை அவர்களிடம் வருவதை; அல்லது அவர்கள் அறியாமல் இருக்கும் நிலையில் திடீரென மறுமை அவர்களிடம் வருவதை அவர்கள் அச்சமற்று விட்டனரா?

Korece: 

그들은 하나님으로부터 벌 을 받을 것이라는 것을 알지 못하 며 또는 그들에게 돌연 종말이 닥 쳐올 때 그들이 안전한 것으로 여 기느뇨

Vietnamca: 

Lẽ nào họ lại cảm thấy an tâm khi hình phạt của Allah bao trùm lấy họ (ở cuộc sống trần gian này) hoặc giờ khắc tận thế bất ngờ xảy đến trong lúc họ hoàn toàn không hay biết?

Rubu tag: 

Hizb tag: