Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

12

Sûredeki Ayet No: 

52

Ayet No: 

1648

Sayfa No: 

241

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ذَٰلِكَ لِيَعْلَمَ أَنِّي لَمْ أَخُنْهُ بِالْغَيْبِ وَأَنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي كَيْدَ الْخَائِنِينَ

Çeviriyazı: 

ẕâlike liya`leme ennî lem eḫunhü bilgaybi veenne-llâhe lâ yehdî keyde-lḫâinîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Yusuf dedi ki): İşte bu şunun içindir: Bilsin ki, ben ona arkasından hainlik etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz.

Diyanet İşleri: 

Yusuf, "Maksadım, vezire, gıyabında ihanet etmediğimi, hainlerin tuzaklarını Allah'ın başarıya erdirmediğini bilmesini sağlamaktı" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yusuf, bu da dedi, padişahın, o yokken ona bir hainlik yapmadığımı bilmesi içindi ve şüphe yok ki Allah, hainlerin düzenlerini başarıyla sonuçlandırmaz.

Şaban Piriş: 

Bu, gıyabında ona ihanet etmediğimi bilmesi içindir. Allah, hainlerin tuzağını (başarıya) ulaştırmaz.

Edip Yüksel: 

Umarım ki arkasında kendisine ihanet etmediğimi bilir, zira ALLAH hainlerin planını onaylamaz.

Ali Bulaç: 

(Yusuf aracıya şunu söyledi:) "Bu, (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah'ın ihanet edenlerin hileli-düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi."

Suat Yıldırım: 

Ve devamla şöyle dedi: Bunu böylece söylüyorum ki eşim vezir de (Yusuf'a sahib olmaya yeltenmemle beraber) kendisinden gizli olarak ona (fiilen) hiyanet etmediğimi ve Allah’ın hainlerin hilesini iflah etmeyeceğini bilsin. Doğrusu, ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefis daima fenalığı ister, kötülüğe sevk eder. Doğrusu Rabbim gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hazret-i Yusuf dedi ki: «Bu, bilmesi içindir ki, Ben ona gıyabında hıyanet etmiş olmadım. Ve şüphesiz ki, Allah Teâlâ hain olanların hilesini muvaffakiyete erdirmez.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gerçeği söylüyorum ki, Yûsuf, gıyabında ona hainlik etmediğimi, Allah'ın, hainlerin tuzağını başarıya ulaştırmayacağını bilsin.

Bekir Sadak: 

Ama ahiret ecri, inananlar ve Allah´a karsi gelmekten sakinanlar icin daha iyidir. *

İbni Kesir: 

Bu

Adem Uğur: 

(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah´ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir.

İskender Ali Mihr: 

(Yusuf haberciye dedi ki:) &quot

Celal Yıldırım: 

Yûsuf, «İşte amacım, gıyabında ihanet etmediğimi ve Allah´ın hâinlerin hilesini başarıya eriştirmiyeceğini efendimin bilmesini ortaya koymaktı» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

(Yusuf aracıya şunu söyledi:) «Bu, (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah´ın ihanet edenlerin hileli düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi.»

Fransızca: 

"Cela afin qu'il sache que je ne l'ai pas trahi en son absence, et qu'en vérité Allah ne guide pas la ruse des traîtres.

İspanyolca: 

«Esto es así para que sepa que no le he traicionado a escondidas y que Alá no dirige la astucia de los traidores.

İtalyanca: 

[Disse Giuseppe]: «[Ho sollecitato] questa

Almanca: 

Dies damit er weiß, daß ich ihn in Abwesenheit doch nicht verraten habe, und daß ALLAH die List der Verräter doch nicht gelten läßt.

Çince: 

这是因为要他知道,在背地里我并没有不忠于他的行为,并且要他知道,真主不诱导不忠者的诡计。

Hollandaca: 

En toen Jozef daarmede bekend was, zeide hij: Deze ontdekking heeft thans plaats gehad, opdat mijn heer wete, dat ik hem niet ongetrouw was tijdens zijne afwezigheid, en dat God den aanslag der bedriegers niet leidt.

Rusça: 

Я признаюсь в этом для того, чтобы он (мой муж) знал, что я не изменила ему в его отсутствие, и что Аллах не помогает козням изменников.

Somalice: 

Arrintaasna waa inuu ogaado inaanan Khayaamin isagoo maqan iyo inuusan Eebe toosinin dhagarta Khaa'imiinta.

Swahilice: 

Hayo ni apate kujua ya kwamba mimi sikumfanyia khiyana nyuma yake; na ya kwamba Mwenyezi Mungu haziongoi hila za makhaini.

Uygurca: 

(يۇسۇف ئېيتتى) «بۇ (يەنى پادىشاھنىڭ ئەلچىسىنى قايتۇرۇۋەتكەنلىكىم) ئەزىز يوق چاغدا خوتۇنىغا خىيانەت قىلمىغانلىقىمنى ۋە خائىنلارنىڭ ھىيلىسىنى اﷲ نىڭ مۇۋەپپەقىيەتكە ئېرىشتۈرمەيدىغانلىقىنى ئەزىزگە بىلدۈرۈش ئۈچۈندۇر»

Japonca: 

かれ(ユースフ)は言った。「これはかれ(主人)に,かれの不在中わたしが決して裏切らないことを知らせ,またアッラーが裏切り者の悪企みを決して御助けになられないことを知らせるためです。

Arapça (Ürdün): 

«ذلك» أي طلب البراءة «ليعلم» العزيز «أني لم أخنه» في أهله «بالغيب» حال «وأن الله لا يهدي كيد الخائنين» ثم تواضع لله فقال.

Hintçe: 

(ये वाक़िया चौबदार ने यूसुफ से बयान किया (यूसुफ ने कहा) ये क़िस्से मैने इसलिए छेड़ा) ताकि तुम्हारे बादशाह को मालूम हो जाए कि मैने अज़ीज़ की ग़ैबत में उसकी (अमानत में ख़यानत नहीं की) और ख़ुदा ख़यानत करने वालों की मक्कारी हरगिज़ चलने नहीं देता

Tayca: 

“ทั้งนี้เพื่อให้เขารู้ว่า แท้จริงฉันมิได้ทรยศต่อเขาโดยลับหลัง และแท้จริงอัลลอฮ์จะไม่ทรงชี้แนะแนวการวางแผนของพวกทรยศ

İbranice: 

כדי שיידע כי לא בגדתי בו בסתר, וכי אלוהים לא ידריך את תחבולת הבוגדים

Hırvatça: 

To je zato da on zna da ga ja nisam tajno iznevjerila i da Allah ne da da se ostvare spletke izdajnika.

Rumence: 

Iată, bărbatul meu să ştie că nu l-am trădat pe ascuns şi că Dumnezeu nu călăuzeşte vicleşugul trădătorilor.

Transliteration: 

Thalika liyaAAlama annee lam akhunhu bialghaybi waanna Allaha la yahdee kayda alkhaineena

Türkçe: 

"Gerçeği söylüyorum ki, Yûsuf, gıyabında ona hainlik etmediğimi, Allah'ın, hainlerin tuzağını başarıya ulaştırmayacağını bilsin."

Sahih International: 

That is so al-'Azeez will know that I did not betray him in [his] absence and that Allah does not guide the plan of betrayers.

İngilizce: 

This (say I), in order that He may know that I have never been false to him in his absence, and that Allah will never guide the snare of the false ones.

Azerbaycanca: 

(Yusif dedi:) “Bu (qadınlara həqiqəti e’tiraf etdirməyim) ona görədir ki, (vəzir evdə) olmadıqda mənim ona xəyanət etmədiyimi və Allahın xainlərin hiylələrinə yol vermədiyini (onları baş tutmağa qoymadığını) bilsin!

Süleyman Ateş: 

(Gerçeği söyledim ki Yusuf) Benim, arkadan kendisine hainlik etmediğimi ve Allah'ın, hainlerin tuzağını başarıya ulaştırmayacağını bilsin."

Diyanet Vakfı: 

(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir.

Erhan Aktaş: 

“Bu, gıyabında ona ihânet etmediğimi(1) ve Allah’ın hainlerin planlarını başarılı kılmadığını bilmesi içindir.”

Kral Fahd: 

(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir. 

Hasan Basri Çantay: 

(Elçi gidib de Yuusufa bu kat´î i´tirâfı nakletdikden sonra o, dedi ki: «(Benim) bu (i´tirâfa lüzum görüşüm azîzin) gıyaabında kendisine hakıykaten haainlik etmediğimi ve Allahın, haainlerin hıyiesini hiç şübhesiz muvaffakiyyete erdirmeyeceğini onun da bilmesi içindi».

Muhammed Esed: 

(Yusuf olup biteni öğrendiğinde: "Amacım (eski efendimin,) arkasından kendisine ihanet etmediğimi ve Allah´ın hainlerin hazırladığı tuzakları asla başarıya ulaştırmadığını bilmesini sağlamaktı" dedi,

Gültekin Onan: 

(Yusuf aracıya şunu söyledi:) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yûsuf dedi ki, kadınlara gerçeği itiraf ettirişim şunun içindi: vezir bilsin ki, hakîkaten ben ona, gıyâbında hainlik yapmadım ve muhakkak ki, Allah hainlerin hilesini muvaffakıyete ulaştırmaz.

Portekizce: 

Isto para que (ele) saiba que não fui falsa durante a sua ausência, porque Deus não dirige as conspirações dos falsos.

İsveççe: 

[När Josef hörde vad som hänt sade han: "Jag har begärt] detta för att [min husbonde] skulle få veta att jag inte har bedragit honom bakom hans rygg och att Gud inte vägleder förrädare som gillrar fällor.

Farsça: 

[من به پاکی او و گناه خود اعتراف کردم] و این اعتراف برای این است که یوسف بداند من در غیاب او به وی خیانت نورزیدم و اینکه خدا نیرنگ خیانت کاران را به نتیجه نمی رساند.

Kürtçe: 

(یوسف ووتی) ئەوە بۆ ئەوەی (پادشا) بزانی بەڕاستی من بەپەنھانی ناپاکی وخیانەتم نەکردووە لێی وە بەڕاستی خواش پیلانی ناپاکان ناگەیەنێتە ئەنجام

Özbekçe: 

Бу мен унга йўғида орқасидан хиёнат қилмаганимни, албатта, Аллоҳ хоинларнинг макрини тўғриликка йўлламаслигини билиши учундир.

Malayca: 

"(Pengakuanku) yang demikian supaya ia mengetahui, bahawa aku tidak mengkhianatinya semasa ia tidak hadir (bersama di sini); dan bahawa Allah tidak menjayakan tipu daya orang-orang yang khianat.

Arnavutça: 

(Kur Jusufi mori vesh për të gjitha këto), tha: “Kjo është që ta dijë ai (ministri), se unë me të vërtetë, nuk e kam tradhëtuar atë gjatë kohës së mungesës së tij dhe, me të vërtetë Perëndia nuk i përfundon mirë dredhitë e tradhëtarëve.

Bulgarca: 

[Рече Юсуф:] “Това е, за да узнае, че не му измених скришом. Аллах възпира коварството на изменниците.

Sırpça: 

То је зато да зна да га ја нисам преварила и да Аллах неће дати да се остваре сплетке издајника.

Çekçe: 

'A tak je to, aby věděl, že jsem jej neoklamal ohledně skrytého a že Bůh nepřivede úklad proradných ke zdaru.

Urduca: 

(یوسفؑ نے کہا) "اِس سے میری غرض یہ تھی کہ (عزیز) یہ جان لے کہ میں نے درپردہ اس کی خیانت نہیں کی تھی، اور یہ کہ جو خیانت کرتے ہیں ان کی چالوں کو اللہ کامیابی کی راہ پر نہیں لگاتا

Tacikçe: 

«Чунин шуд то бидонад, ки ман дар ғайбаташ ба ӯ хиёнат накардаам ва Худо ҳилаи хоинонро ба мақсад намерасоздад.

Tatarca: 

Ул хатынларның минем дөреслегем белән шәһадәт бирүләре – үзе юк чагында хатынына хыянәт итмәгәнлегемне Ґәзиз белсен өчендер һәм хыянәтчеләрнең хәйләсен Аллаһ юлга салмаганлыгын белсенләр өчен.

Endonezyaca: 

(Yusuf berkata): "Yang demikian itu agar dia (Al Aziz) mengetahui bahwa sesungguhnya aku tidak berkhianat kepadanya di belakangnya, dan bahwasanya Allah tidak meridhai tipu daya orang-orang yang berkhianat.

Amharca: 

(ዩሱፍ) «ይህ (ጌታዬ) ሩቅ ሆኖ ሳለ ያልከዳሁት መሆኔን አላህም የከዳተኞችን ተንኮል የማያቃና መሆኑን እንዲያውቅ ነው፤» (አለ)፡፡

Tamilce: 

“அது, நிச்சயமாக நான் (என் எஜமானர்) மறைவில் (இருந்த போது) அவருக்கு துரோகம் செய்யவில்லை என்பதை அவர் அறிவதற்காகவும், நிச்சயமாக அல்லாஹ் மோசடி செய்பவர்களின் சதி திட்டத்தை நல்வழி படுத்தமாட்டான் என்பதற்காகவும்தான் (அந்த பெண்களை விசாரிக்கும்படி நான் கூறினேன் என்று யூஸுஃப் விளக்கம் அளித்தார்).”

Korece: 

그렇게 하여 그분은 내가 몰래 그분을 배반하지 아니했음을 알게 되었을 것이라 실로 하나님 은 배반자들의 간교함이 성공하도록 두지 아니 하시노라

Vietnamca: 

“Đó là vì thần muốn để cho phu quân của thần biết rằng thần không phản bội ông ấy khi ông ấy vắng mặt. Tuy nhiên, Allah không hướng dẫn kế hoạch của những kẻ phản bội.”

Rubu tag: 

Hizb tag: