Arapça:
يَا إِبْرَاهِيمُ أَعْرِضْ عَنْ هَٰذَا ۖ إِنَّهُ قَدْ جَاءَ أَمْرُ رَبِّكَ ۖ وَإِنَّهُمْ آتِيهِمْ عَذَابٌ غَيْرُ مَرْدُودٍ
Çeviriyazı:
yâ ibrâhîmü a`riḍ `an hâẕâ. innehû ḳad câe emru rabbik. veinnehüm âtîhim `aẕâbün gayru merdûd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Melekler: "Ey İbrahim! Bu konuda bizimle tartışmaktan vazgeç. Çünkü Rabbinin emri kesin olarak geldi ve onlara geri çevrilmesi mümkün olmayan bir azap gelecektir.
Diyanet İşleri:
Elçilerimiz, "Ey İbrahim! Bundan vazgeç, doğrusu Rabbinin emri gelmiştir. Onlara, şüphesiz, geri çevrilemeyecek bir azab gelmektedir" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey İbrahim dediler, vazgeç bundan, şüphe yok ki Rabbinin emri gelip çatmıştır ve şüphe yok ki onlar reddine imkan olmayan bir belaya uğrayacaklar.
Şaban Piriş:
Ey İbrahim, bundan vazgeç. Şüphesiz Rabbinin emri gelmiştir. Ve onlara kesinlikle geri çevrilemeyecek bir azap gelmektedir, dediler.
Edip Yüksel:
Bundan vazgeç İbrahim. Rabbinin emri gelmiş bulunuyor; onlar önlenemez bir azaba mahkum olmuşlardır.
Ali Bulaç:
Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbinin emri gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azap gelmiştir.
Suat Yıldırım:
“İbrâhim! Vazgeç sen bu işten. İşte Rabbinin helâk emri gelip çattı ve hiç şüphe yok ki onlara, geri çeviremeyecekleri bir azap geliyor.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ey İbrahim! Bu mücadeleden vazgeç. Şüphe yok ki, artık Rabbin emri gelmiştir. Ve muhakkak ki, onlara reddedilmemiş olan bir azap gelivermektedir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap onların enselerine binecektir.
Bekir Sadak:
«Ey Lut! Biz Rabbinin ecileriyiz, onlar sana ilisemiyecekler
İbni Kesir:
Ey İbrahim
Adem Uğur:
(Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!
İskender Ali Mihr:
Ey İbrâhîm, bundan vazgeç! Çünkü senin Rabbinin emri gelmiştir. Ve muhakkak ki onlara, geri çevrilemez bir azap gelecek (verilecek).
Celal Yıldırım:
Ey İbrahim, bu (tartışman)dan vazgeç. Çünkü gerçekten Rabbin em ri gelmiştir ve onlara reddi mümkün olmayan azâb gelecektir.
Tefhim ul Kuran:
«Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbinin emri gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azab gelmiştir.»
Fransızca:
ô Abraham, renonce à cela; car l'ordre de Ton Seigneur est déjà venu, et un châtiment irrévocable va leur arriver".
İspanyolca:
«¡Abraham! ¡Deja de defenderles! ¡Ha llegado la orden de tu Señor y recibirán un castigo ineludible!»
İtalyanca:
«O Abramo, desisti da ciò, che già il Decreto del tuo Signore è deciso. Giungerà loro un castigo irrevocabile».
Almanca:
Ibrahim! Laß ab davon! Gewiß, die Bestimmung deines HERRN traf bereits ein, und sie (Luts Leute) wird doch eine Peinigung überkommen, die unabwendbar ist.
Çince:
易卜拉欣啊!你避开这争论吧!你的主的命令确已来临了,不可抵御的惩罚必定降临他们。
Hollandaca:
De engelen zeiden tot hem: O Abraham! onthoud u hiervan; want thans is het bevel van uwen Heer gekomen, om hunne straf ten uitvoer te brengen, en eene onvermijdelijke straf is gereed, om op hen neder te komen.
Rusça:
Ангелы сказали: "О Ибрахим (Авраам)! Оставь споры, ибо твой Господь уже отдал приказ, и их постигнут неотвратимые мучения".
Somalice:
Ibraahimow iskaga jeedso xaalkan, waxaa dhab u yimid Amarkii Eebahaaye iyagana waxaa u imaan cadaab aan laga celinayne.
Swahilice:
(Akaambiwa): Ewe Ibrahim! Wachilia mbali haya! Kwa hakika amri ya Mola wako Mlezi imekwisha kuja, na hakika hao itawafikia adhabu isiyo rudi nyuma.
Uygurca:
(پەرىشتىلەر ئېيتتى) «ئى ئىبراھىم! بۇنى (يەنى لۇت قەۋمى توغرىسىدا مۇنازىرىلىشىشنى) قويغىن، شۈبھىسىزكى، پەرۋەردىگارىڭنىڭ (ئۇلارنى ھالاك قىلىش توغرىسىدىكى) ئەمرى ئاللىقاچان چۈشتى، ئۇلارغا چوقۇم (مۇنازىرىلىشىش ياكى شاپائەت قىلىش بىلەن) قايتۇرغىلى بولمايدىغان ئازاب چۈشىدۇ»
Japonca:
(主は仰せられた。)イブラーヒームよ,このことを断念しなさい。既に主の御命令は下っている。避けられない懲罰が,かれらに下るのである。
Arapça (Ürdün):
فلما أطال مجادلتهم قالوا: «يا إبراهيم أعرض عن هذا» الجدال «إنه قد جاء أمر ربك» بهلاكهم «وإنهم آتيهم عذاب غير مردود».
Hintçe:
(हमने कहा) ऐ इबराहीम इस बात में हट मत करो (इस बार में) जो हुक्म तुम्हारे परवरदिगार का था वह क़तअन आ चुका और इसमें शक़ नहीं कि उन पर ऐसा अज़ाब आने वाले वाला है
Tayca:
โอ้อิบรอฮีมเอ๋ย! จงผินหลังจากเรื่องนี้เถิด แท้จริงพระบัญชาของพระเจ้าของเจ้าได้มาถึงแล้ว และแท้จริงเพวกเขาเหล่านั้น การลงโทษที่ไม่เปลี่ยนเป็นอย่างอื่นจะมายังพวกเขาอย่างแน่นอน
İbranice:
הוי, אברהם! עזוב את זה! הנה כבר הגיעה החלטת ריבונך, והעונש מגיע אליהם, ואין לעצור אותו
Hırvatça:
"O Ibrahime, prođi se toga, naređenje od Gospodara tvoga je stiglo; njih će stići patnja neizbježna!"
Rumence:
“O, Abraham! Dă uitării aceasta! Porunca lui Dumnezeu va veni fără tăgadă şi o osândă fără întoarcere le va fi dată.”
Transliteration:
Ya ibraheemu aAArid AAan hatha innahu qad jaa amru rabbika wainnahum ateehim AAathabun ghayru mardoodin
Türkçe:
"Ey İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap onların enselerine binecektir."
Sahih International:
[The angels said], "O Abraham, give up this [plea]. Indeed, the command of your Lord has come, and indeed, there will reach them a punishment that cannot be repelled."
İngilizce:
O Abraham! Seek not this. The decree of thy Lord hath gone forth: for them there cometh a penalty that cannot be turned back!
Azerbaycanca:
(Mələklər dedilər: ) “Ey İbrahim! Bundan (bu mübahisədən) əl çək, Rəbbinin əmri artıq gəlmişdir. Onlara mütləq qarşısıalınmaz bir əzab gələcəkdir.
Süleyman Ateş:
(Melekler): "Ey İbrahim, dediler, bundan vazgeç (boşuna uğraşma). Zira Rabbinin emri gelmiştir. Mutlaka onlara, geri çevrilmez azab gelecektir!"
Diyanet Vakfı:
(Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!
Erhan Aktaş:
“Ey İbrâhîm! Bundan vazgeç. Çünkü Rabb’inin takdiri kesindir. Onlara gelecek azâp engellenemez.”
Kral Fahd:
(Melekler dediler ki):İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!
Hasan Basri Çantay:
«Ey İbrâhîm, (dediler), bundan (bu mücâdeleden) vaz geç. Zîrâ hakıykat şudur: Rabbinin emri gelmişdir. Onlara muhakkak reddolunamıyacak bir azâb gelib çatıcıdır»,
Muhammed Esed:
(Elçiler:) "Ey İbrahim, vazgeç bu yakarıdan!" dediler, "Rabbinin hükmü bir kere gelmiş bulunuyor: artık onlara geri çevrilmez bir azap vaki olacak!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Melekler: -Ey İbrahîm! Bu mücadeleden vazgeç
Portekizce:
Ó Abraão, não insistais mais nisso, porque a sentença de teu Senhor foi pronunciada, e em breve os fustigará um castigoirrevogável.
İsveççe:
[Men budbärarna sade:] "Avstå, Abraham, från detta! Din Herres dom har fallit och det straff som skall drabba dem kan ingen avvärja."
Farsça:
ای ابراهیم! از این [گفتگو] درگذر؛ زیرا فرمان پروردگارت [بر عذاب قوم لوط] فرا رسیده و یقیناً آنان را عذابی بدون بازگشت خواهد آمد.
Kürtçe:
ئەی ئیبراھیم وازبھێنە لەم کارە بەڕاستی بێگومان دەرچووە (بۆ ئەوکارە) فەرمانی پەروەردگارت وە بەڕاستی بۆ ئەوانە دێت سزایەکی نەگەڕاوە
Özbekçe:
«Эй Иброҳим, бундан воз кеч. Чунки Роббингнинг амри келиб бўлган. Албатта, уларга қайтарилмас азоб келгусидир», дейишди.
Malayca:
(Malaikat-malaikat itu berkata): "Wahai Ibrahim! Janganlah dihiraukan hal ini. Sesungguhnya telah datang perintah Tuhanmu (menghukum mereka), dan sesungguhnya mereka akan didatangi azab yang tidak akan dapat ditolak (oleh bantahan atau doa permohonan)".
Arnavutça:
“O Ibrahim, shmangu prej kësaj! Me të vërtetë, erdhi urdhëri nga Zoti yt – dhe, me të vërtetë, ata do t’i gjejë dënimi i paevitueshëm”.
Bulgarca:
“О, Ибрахим, откажи се от това! Вече дойде повелята на твоя Господ. Необратимо мъчение ще ги връхлети.”
Sırpça:
„О Авраме, прођи се тога, стигло је наређење од твога Господара; њих ће да стигне неизбежна патња!“
Çekçe:
I řekli vyslanci: 'Abrahame, přestaň s tím, vždyť rozkaz Pána tvého byl již vydán a dolehne na ně trest neodvratný.'
Urduca:
(آخر کار ہمارے فرشتوں نے اس سے کہا) "اے ابراہیمؑ، اس سے باز آ جاؤ، تمہارے رب کا حکم ہو چکا ہے اور اب ان لوگوں پر وہ عذاب آکر رہے گا جو کسی کے پھیرے نہیں پھر سکتا"
Tacikçe:
Эй Иброҳим, аз ин сухан рӯй гардон! Фармони Парвардигорат омадааст ва бар онҳо азобе, ки ҳеҷ баргаште надорад, фурӯд хоҳад омад.
Tatarca:
Җәбраил г-м әйтте: "Ий Ибраһим! Лут кауме хакында бәхәсләшүдән туктагыл, тәхкыйк Раббыңнан аларга ґәзаб белән әмер килде, шиксез аларга ґәзаб килүчедер, инде ул килүче ґәзаб алардан һич тә кире китмәс.
Endonezyaca:
Hai Ibrahim, tinggalkanlah soal jawab ini, sesungguhnya telah datang ketetapan Tuhanmu, dan sesungguhnya mereka itu akan didatangi azab yang tidak dapat ditolak.
Amharca:
«ኢብራሂም ሆይ! ከዚህ (ክርክር) ተው፡፡ እነሆ የጌታህ ትዕዛዝ በእርግጥ መጥቷል፡፡ እነሱም የማይመለስ ቅጣት የሚመጣባቸው ናቸው» (አሉት)፡፡
Tamilce:
இப்ராஹீமே! (தர்க்கம் செய்யாது) இதை விட்டும் புறக்கணிப்பீராக! நிச்சயமாக உம் இறைவனின் கட்டளை வந்து விட்டது. இன்னும், நிச்சயமாக அவர்கள் - தடுக்கமுடியாத தண்டனை அவர்களுக்கு வரும்.
Korece:
아브라함이여 이것은 간 구하지 말라 이것은 네 주님의 명령이라 실로 그들에게 벌이 있을 지니 이는 되돌릴 수 없는 것이니라
Vietnamca:
(Các Thiên Thần nói với Ibrahim): “Này Ibrahim, Ngươi hãy từ bỏ việc này - (việc cầu xin cho đám dân của Lut), bởi lệnh (trừng phạt) của Thượng Đế của Ngươi đã được ban hành, chúng chắc chắn sẽ phải chịu sự trừng phạt, không thể nào tránh khỏi.”
Ayet Linkleri: