Sayfa 599

vemey ya`mel miŝḳâle ẕerratin şerray yerah.

Türkçe:
Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.
İngilizce:
And anyone who has done an atom's weight of evil, shall see it.
Fransızca:
et quiconque fait un mal fût-ce du poids d'un atome, le verra.
Almanca:
Und wer das Gewicht eines Stäubchens Böses tut, der wird es sehen.
Rusça:
И тот, кто сделал зло весом в мельчайшую частицу, увидит его.
Arapça:
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.
Diyanet Vakfı:
Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

vel`âdiyâti ḍabḥâ.

Türkçe:
Yemin olsun soluyuşlarıyla ses çıkararak koşanlara/nefes nefese saldıranlara,
İngilizce:
By the (Steeds) that run, with panting (breath),
Fransızca:
Par les coursiers qui halètent,
Almanca:
Bei den schnaubenden Rennenden,
Rusça:
Клянусь скачущими, запыхаясь!
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O harıl harıl (savaşa) koşanlara,
Diyanet Vakfı:
Harıl harıl koşanlara,

felmûriyâti ḳadḥâ.

Türkçe:
Çakıp çakıp ateş çıkaranlara,
İngilizce:
And strike sparks of fire,
Fransızca:
qui font jaillir des étincelles,
Almanca:
dann den Funken-Schlagenden,
Rusça:
Клянусь высекающими искры!
Arapça:
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Tırnaklarıyla yerden) ateş çıkaranlara,
Diyanet Vakfı:
(Nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,

felmügîrâti ṣubḥâ.

Türkçe:
Sabahleyin akın edenlere/baskın yapıp toprak fethedenlere,
İngilizce:
And push home the charge in the morning,
Fransızca:
qui attaquent au matin.
Almanca:
dann den am Morgen Anstürmenden,
Rusça:
Клянусь нападающими на заре,
Arapça:
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sabahleyin akın edenlere,
Diyanet Vakfı:
(Ansızın) sabah baskını yapanlara,

feeŝerne bihî naḳ`â.

Türkçe:
Derken, onunla toz duman çıkaranlara,
İngilizce:
And raise the dust in clouds the while,
Fransızca:
et font ainsi voler la poussière,
Almanca:
dann wirbelten sie damit Staub auf,
Rusça:
которые оставляют его (врага) в пыли
Arapça:
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Tozu dumana karıştıranlara,
Diyanet Vakfı:
Orada tozu dumana katanlara,

fevesaṭne bihî cem`â.

Türkçe:
Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki,
İngilizce:
And penetrate forthwith into the midst (of the foe) en masse;-
Fransızca:
et pénètrent au centre de la troupe ennemie.
Almanca:
dann drangen sie damit in die Mitte der Versammlung ein!
Rusça:
и врываются с ним (со всадником) в гущу.
Arapça:
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,
Diyanet Vakfı:
Derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki,

Sayfalar

Sayfa 599 beslemesine abone olun.