Sayfa 493

veḳâlû eâlihetünâ ḫayrun em hû. mâ ḍarabûhü leke illâ cedelâ. bel hüm ḳavmün ḫasimûn.

Türkçe:
Dediler ki: "Bizim tanrılarımız mı hayırlı, o mu?" Bunu sana sadece çekişme olsun diye örnek verdiler. Çekişmeyi seven bir toplumdur onlar.
İngilizce:
And they say, "Are our gods best, or he?" This they set forth to thee, only by way of disputation: yea, they are a contentious people.
Fransızca:
en disant : "Nos dieux sont-ils meilleurs, ou bien lui ? " Ce n'est que par polémique qu'ils te le citent comme exemple. Ce sont plutôt des gens chicaniers.
Almanca:
Und sie sagten: "Sind unsere Götter besser oder er?" Sie prägten es dir nur zum Disput. Nein, sondern sie sind streitsüchtige Leute.
Rusça:
Они говорят: "Наши боги лучше или он?" Они приводят его тебе в пример только для того, чтобы поспорить. Они являются людьми препирающимися!
Arapça:
وَقَالُوا أَآلِهَتُنَا خَيْرٌ أَمْ هُوَ ۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًا ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlıdır, yoksa İsâ mı?" Bu misâli sırf seninle tartışmak için ortaya attılar. Doğrusu onlar çok kavgacı bir topluluktur.
Diyanet Vakfı:
Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.

in hüve illâ `abdün en`amnâ `aleyhi vece`alnâhü meŝelel libenî isrâîl.

Türkçe:
Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu.
İngilizce:
He was no more than a servant: We granted Our favour to him, and We made him an example to the Children of Israel.
Fransızca:
Il (Jésus) n'était qu'un Serviteur que Nous avions comblé de bienfaits et que Nous avions désigné en exemples aux Enfants d'Israël.
Almanca:
Gewiß, er ist nur ein Diener, dem WIRWohltaten erwiesen und zum Gleichnis für die Kinder Israils gemacht.
Rusça:
Он - всего лишь раб, которого Мы облагодетельствовали и сделали примером для сынов Исраила (Израиля).
Arapça:
إِنْ هُوَ إِلَّا عَبْدٌ أَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَاهُ مَثَلًا لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İsâ, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
Diyanet Vakfı:
O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

velev neşâü lece`alnâ minküm melâiketen fi-l'arḍi yaḫlüfûn.

Türkçe:
Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde size halef olacak melekler vücuda getirirdik.
İngilizce:
And if it were Our Will, We could make angels from amongst you, succeeding each other on the earth.
Fransızca:
Si Nous voulions, Nous ferions de vous des Anges qui vous succéderaient sur la terre.
Almanca:
Und würden WIR es wollen, würden WIR aus euch Engel auf Erden machen, die (euch) nachfolgen.
Rusça:
Если бы Мы пожелали, то заменили бы вас на земле ангелами, которые бы стали вашими преемниками.
Arapça:
وَلَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَا مِنكُم مَّلَائِكَةً فِي الْأَرْضِ يَخْلُفُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.
Diyanet Vakfı:
Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.

Sayfalar

Sayfa 493 beslemesine abone olun.