Cuz 30

 
00:00

ŝümme kellâ sevfe ta`lemûn.

Arapça:

ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ

Türkçe:

Hayır, hayır! İş öyle değil! Yakında bileceksiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yine hayır! Yakında bileceksiniz (hatanızı).

Diyanet Vakfı:

Elbette yakında bileceksiniz!

İngilizce:

Again, ye soon shall know!

Fransızca:

(Encore une fois) ! Vous saurez bientôt !

Almanca:

Dann gewiß, nein! Ihr werdet noch wissen.

Rusça:

Еще раз нет! Скоро вы узнаете!

Açıklama:
 
00:00

kellâ lev ta`lemûne `ilme-lyeḳîn.

Arapça:

كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ

Türkçe:

İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.

Diyanet Vakfı:

Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,

İngilizce:

Nay, were ye to know with certainty of mind, (ye would beware!)

Fransızca:

Sûrement! Si vous saviez de science certaine .

Almanca:

Gewiß, nein! Würdet ihr über dasWissen der Gewißheit verfügen,

Rusça:

О нет! Если бы вы только обладали знанием с полной убежденностью!

Açıklama:
 
00:00

leteravunne-lceḥîm.

Arapça:

لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ

Türkçe:

Yemin olsun, o cehennemi mutlaka göreceksiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.

Diyanet Vakfı:

Mutlaka cehennem ateşini görürdünüz.

İngilizce:

Ye shall certainly see Hell-Fire!

Fransızca:

Vous verrez, certes, la Fournaise.

Almanca:

würdet ihr bestimmt die Hölle erkennen.

Rusça:

Вы непременно увидите Ад.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme leteravunnehâ `ayne-lyeḳîn.

Arapça:

ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ

Türkçe:

Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.

İngilizce:

Again, ye shall see it with certainty of sight!

Fransızca:

Puis, vous la verrez certes, avec l'œil de certitude.

Almanca:

Dann werdet ihr sie doch als die Gewißheit an sich sehen.

Rusça:

Вы увидите его своими глазами доподлинно.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme letüs'elünne yevmeiẕin `ani-nne`îm.

Arapça:

ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ

Türkçe:

Sonra o gün, nimetten kesinlikle sorguya çekileceksiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten sorulacaksınız

Diyanet Vakfı:

Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.

İngilizce:

Then, shall ye be questioned that Day about the joy (ye indulged in!).

Fransızca:

Puis, assurément, vous serez interrogés, ce jour-là, sur les délices.

Almanca:

Dann werdet ihr an diesem Tag zweifelsohne für das Wohlergehen zur Rechenschaft gezogen.

Rusça:

В тот день вы будете спрошены о благах.

Açıklama:
 
00:00

vel`aṣr.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْعَصْرِ

Türkçe:

Yemin olsun zamana/çağa/gündüzün iki ucuna/sabah namazına/ikindi vaktine/Asrısaadet'e ki,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Asra yemin olsun ki,

Diyanet Vakfı:

Asra yemin ederim ki

İngilizce:

By (the Token of) Time (through the ages),

Fransızca:

Par le Temps !

Almanca:

Bei Al-'asr!

Rusça:

Клянусь предвечерним временем,

Açıklama:
 
00:00

inne-l'insâne lefî ḫusr.

Arapça:

إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ

Türkçe:

İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İnsan mutlaka ziyandadır.

Diyanet Vakfı:

İnsan gerçekten ziyan içindedir.

İngilizce:

Verily Man is in loss,

Fransızca:

L'homme est certes, en perdition,

Almanca:

Gewiß, der Mensch ist im Verlust

Rusça:

что люди несут убытки,

Açıklama:
 
00:00

ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti vetevâṣav bilḥaḳḳi vetevâṣav biṣṣabr.

Arapça:

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ

Türkçe:

İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır

Diyanet Vakfı:

Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

İngilizce:

Except such as have Faith, and do righteous deeds, and (join together) in the mutual teaching of Truth, and of Patience and Constancy.

Fransızca:

sauf ceux qui croient et accomplissent les bonnes oeuvres, s'enjoignent mutuellement la vérité et s'enjoignent mutuellement l'endurance.

Almanca:

außer denjenigen, die den Iman verinnerlicht, gottgefällig Gutes getan, einander zur Wahrheit ermahnt und einander zur Geduld ermahnt haben.

Rusça:

кроме тех, которые уверовали, совершали праведные деяния, заповедали друг другу истину и заповедали друг другу терпение!

Açıklama:
 
00:00

veylül likülli hümezetil lümezeh.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ

Türkçe:

Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline!

Diyanet Vakfı:

Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi adet edinen herkesin vay haline!

İngilizce:

Woe to every (kind of) scandal-monger and-backbiter,

Fransızca:

Malheur à tout calomniateur diffamateur,

Almanca:

Niedergang sei jedem äußerst durch üble Nachrede Beleidigenden, äußerst durch Mimik Beleidigenden,

Rusça:

Горе всякому хулителю и обидчику,

Açıklama:
 
00:00

elleẕî ceme`a mâlev ve`addedeh.

Arapça:

الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ

Türkçe:

O ki, mal biriktirdi, onu saydı da saydı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline!

Diyanet Vakfı:

O ki, toplamış ve onu sayıp durmuştur.

İngilizce:

Who pileth up wealth and layeth it by,

Fransızca:

qui amasse une fortune et la compte,

Almanca:

der Vermögen anhäufte und immer wieder zählte.

Rusça:

который копит состояние и подсчитывает его,

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 30 beslemesine abone olun.