Arapça
قَالُوا سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَا إِلَّا مَا عَلَّمْتَنَا ۖ إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Turkish Transliteration:
Qaloo subhanaka la AAilma lana illa ma AAallamtana innaka anta alAAaleemu alhakeemu
Türkçe:
Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin."
Çeviriyazı:
ḳâlû sübḥâneke lâ `ilme lenâ illâ mâ `allemtenâ. inneke ente-l`alîmü-lḥakîm.
Kral Fahd:
Melekler: (Rabbimiz) Seni (noksan sıfatlardan) tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm (herşeyi bilen) ve hakîm olan ancak sensin, dediler.
Şaban Piriş:
"Sen yücesin! Seni eksiklikten tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Bilen ve hüküm veren sensin" dediler.
İngilizce
They said: "Glory to Thee, of knowledge We have none, save what Thou Hast taught us: In truth it is Thou Who art perfect in knowledge and wisdom."
Fransızca:
Sûredeki Ayet No: - Ils dirent : "Gloire à Toi ! Nous n'avons de savoir que ce que Tu nous a appris. Certes c'est Toi l'Omniscient, le Sage".