Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

1251

Sayfa No: 

189

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تُتْرَكُوا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللَّهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا مِن دُونِ اللَّهِ وَلَا رَسُولِهِ وَلَا الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً ۚ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

em ḥasibtüm en tütrakû velemmâ ya`lemi-llâhü-lleẕîne câhedû minküm velem yetteḫiẕû min dûni-llâhi velâ rasûlihî vele-lmü'minîne velîceh. vellâhü ḫabîrum bimâ ta`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yoksa siz hep kendi halinize terk olunacağınızı mı sandınız? Allah'ın, içinizden cihad edenleri ve Allah'tan, Resulü'nden, müminlerden başka kimseye sığınmayan ve başkaca sığınacak bir yer aramayanları görmediğini mi (zannediyorsunuz)? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Diyanet İşleri: 

Allah, içinizden cihat edenleri; Allah'tan, peygamberinden ve inananlardan başka sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan sizi kendi halinize bırakacak mı zannediyorsunuz? Allah işlediklerinizden haberdardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sanır mısınız ki kendi halinize bırakılacaksınız ve Allah, sizden savaşanlarla Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan başkasını sır dostu edinmeyenleri bilmeyecek? Ve Allah, ne yaparsanız hepsinden de haberdardır.

Şaban Piriş: 

Allah, içinizden cihad edenleri; Allah’tan, rasûlünden ve müminlerden başkasını yakın dost edinmeyenleri ortaya çıkarmadan sizi bırakacak mı sandınız? Allah işlediklerinizin hepsinden haberdardır.

Edip Yüksel: 

ALLAH, içinizden kendisi uğrunda cihad edenleri, ALLAH'tan, elçisinden ve inananlardan başkasını yakın dost edinmeyenleri bilip ayırmadan bırakılacağınızı mı sandınız? ALLAH yaptıklarınızı Haber Alır.

Ali Bulaç: 

Yoksa siz, içinizden cihad edenleri ve Allah'tan ve Resûlü’nden ve mü'minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah 'bilip (ortaya) çıkarmadan' bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Suat Yıldırım: 

Yoksa siz, Allah sizden mücahede edenlerle Allah'tan, Resulünden ve müminlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri iyice ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı zannettiniz? Halbuki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. [29,2 - 3; 3,142 - 179]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Yoksa sandınız mı ki bırakılacaksınız ve Allah Teâlâ sizden mücâhedede bulunanları ve Allah Teâlâ´dan ve Resûlünden ve mü´minlerden başkasını öz dost ittihaz etmeyenleri bilmeyecek? Halbuki, Allah Teâlâ bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan, resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri belirlemedikçe bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Bekir Sadak: 

(21-22) Rableri onlara katindan bir rahmet, hosnutluk ve icinde tukenmez nimetler bulunan cennetleri mujdeler. Dogrusu buyuk ecir Allah katindadir.

İbni Kesir: 

Yoksa siz, içinizden cihad edip Allah´tan, peygamberinden ve mü´minlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan sizi kendi halinize bırakacak mı sandınız? Allah, işlediklerinizden haberdardır.

Adem Uğur: 

Yoksa, Allah, sizden, cihad edip Allah, peygamber ve müminlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

İskender Ali Mihr: 

Yoksa siz Allah´ın, sizden savaşanları ve Allah´tan ve O´nun resûlünden ve mü´minlerden başkasını dost edinmeyenleri bilmesine rağmen, bırakılacağınızı mı sandınız? Ve Allah, yaptığınız şeylerden haberdardır.

Celal Yıldırım: 

Yoksa siz, içinizden cihâd edenleri

Tefhim ul Kuran: 

Yoksa siz, içinizden cihad edenleri ve Allah´tan ve Resulünden ve mü´minlerden başka sır dostu edinmeyenleri Allah ´bilip (ortaya) çıkarmadan´ bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

Fransızca: 

Pensez-vous que vous serez délaissés, cependant qu'Allah n'a pas encore distingué ceux d'entre vous qui ont lutté et qui n'ont pas cherché des alliés en dehors d'Allah, de Son messager et des croyants ? Et Allah est Parfaitement Connaisseur de ce que vous faites.

İspanyolca: 

¿O es que habéis creído que se os iba a dejar en paz y que Alá aún no conoce a quienes de vosotros han combatido sin trabar amistad con nadie, fuera de Alá, de Su Enviado y de los creyentes? Alá está bien informado de lo que hacéis.

İtalyanca: 

Credete di poter essere lasciati in pace prima che Allah non abbia riconosciuto coloro che lottano e che non cercano altri alleati oltre a Allah, al Suo Messaggero e ai credenti? Allah è ben informato di quello che fate.

Almanca: 

Oder habt ihr etwa gedacht, daß ihr in Ruhe gelassen würdet, ohne daß ALLAH diejenigen unter euch kenntlich macht, die Dschihad geleistet und außer ALLAH, Seinem Gesandten und den Mumin keine Vertraute genommen haben?! Und ALLAH ist dessen allkundig, was ihr tut.

Çince: 

真主还没有认识你们中那些人是为主道而奋斗,并且未舍真主及其使者和信士们而以他人为心腹的人,难道你们就以为自己得自由自在的(不受考验了)吗?真主是熟悉你们的行为的。

Hollandaca: 

Verbeelddet gij u, dat gij verlaten zoudt worden, alsof God hen nog niet kende, die voor zijnen godsdienst streden, en naast God en zijn apostel niemand, maar de geloovigen tot hunne vrienden kozen? God is wel bekend met hetgeen gij doet.

Rusça: 

Неужели вы полагали, что вы будете оставлены (не будете подвергнуты испытанию), пока Аллах не распознает тех из вас, которые сражались и не избирали себе помощников, кроме Аллаха, Его Посланника и верующих? Воистину, Аллах ведает о том, что вы совершаете.

Somalice: 

ma waxaad u malayseen in laydinka tegi isagoon Eebe muujin kuwa jahaaday oo idinka mida oon ka yeelanin wax ka soo hadhay Eebe iyo Rasuulkiisa iyo Mu'miniinta Saaxiib, Eebana waa ogyahay waxaad falaysaan.

Swahilice: 

Je, mlidhani kuwa mtaachwa tu, bila ya Mwenyezi Mungu kuwajuulisha wale walio pigana Jihadi kati yenu, na wala hawakumfanya mwendani wao isipo kuwa Mwenyezi Mungu na Mtume wake na Waumini wenziwe? Na Mwenyezi Mungu anazo khabari za yote mnayo yatenda.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرنىڭ ئاراڭلاردىكى جىھاد قىلغانلارنى، اﷲ تىن، اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىدىن ۋە مۆمىنلەردىن باشقىنى سىرداش قىلىۋالمىغانلارنى بىلمەي (يەنى ئوتتۇرىغا چىقارماي) تۇرۇپ سىلەر ئۆز ھالىمىزغا قويۇپ بېرىلىمىز، (يەنى سىنالمايمىز) دەپ ئويلامسىلەر؟ اﷲ سىلەرنىڭ قىلمىشىڭلاردىن خەۋەرداردۇر

Japonca: 

それともアッラーは,あなたがたの中(教えのために)奮闘努力する者たち,またアッラーと使徒,と信者たち以外に親しい友を持たない者たちを,まだ知らずに,放って置かれると思うのか。本当にアッラーはあなたがたの行うことを熟知される。

Arapça (Ürdün): 

«أم» بمعنى همزة الإنكار «حسبتم أن تُتركوا ولما» لم «يعلم الله» علم ظهور «الذين جاهدوا منكم» بإخلاص «ولم يتخذوا من دون الله ولا رسوله ولا المؤمنين وليجة» بطانة وأولياء، المعنى ولم يظهر المخلصون وهم الموصوفون بما ذكر من غيرهم «والله خبير بما تعملون».

Hintçe: 

क्या तुमने ये समझ लिया है कि तुम (यूं ही) छोड़ दिए जाओगे और अभी तक तो ख़ुदा ने उन लोगों को मुमताज़ किया ही नहीं जो तुम में के (राहे ख़ुदा में) जिहाद करते हैं और ख़ुदा और उसके रसूल और मोमेनीन के सिवा किसी को अपना राज़दार दोस्त नहीं बनाते और जो कुछ भी तुम करते हो ख़ुदा उससे बाख़बर है

Tayca: 

“หรือพวกเจ้าคิดว้าพวกเจ้าจะถูกปล่อยไว้ โดยที่อัลลอฮ์ยังมิได้ทรงรู้ บรรดาผู้ที่ต่อสู้ในหมู่พวกเจ้า และมิได้ยึดถือเพื่อนสนิท อื่นจากอัลลอฮ์ และร่อซูลของพระองค์ และอื่นจากผู้ศรัทธาทั้งหลาย และอัลลอฮ์นั้นทรงรอบรู้อย่างละเอียดในสิ่งที่พวกเจ้ากระทำ”

İbranice: 

האם חשבתם שאלוהים יניח לכם לפני שהוא יידע מי מכם מאלה אשר התאמצו בהקרבה ולא לקחו להם ידידי נפש . מלבד אלוהים ושליחו והמאמינים? אלוהים בקי היטב במעשיכם

Hırvatça: 

Zar mislite da ćete biti ostavljeni, a da Allah ne zna one među vama koji se bore i koji umjesto Allaha i Poslanika Njegova i vjernika nisu uzeli nikoga za prisna prijatelja?! A Allah upotpunosti zna ono što radite.

Rumence: 

Socotiţi că veţi fi părăsiţi şi că Dumnezeu nu îi va şti pe cei dintre voi ce s-au străduit şi care nu şi-au luat afară de Dumnezeu, de trimis şi de credincioşi alţi prieteni? Dumnezeu este Cunoscător a ceea ce făptuiţi.

Transliteration: 

Am hasibtum an tutrakoo walamma yaAAlami Allahu allatheena jahadoo minkum walam yattakhithoo min dooni Allahi wala rasoolihi wala almumineena waleejatan waAllahu khabeerun bima taAAmaloona

Türkçe: 

Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan, resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri belirlemedikçe bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Sahih International: 

Do you think that you will be left [as you are] while Allah has not yet made evident those among you who strive [for His cause] and do not take other than Allah, His Messenger and the believers as intimates? And Allah is Acquainted with what you do.

İngilizce: 

Or think ye that ye shall be abandoned, as though Allah did not know those among you who strive with might and main, and take none for friends and protectors except Allah, His Messenger, and the (community of) Believers? But Allah is well-acquainted with (all) that ye do.

Azerbaycanca: 

Yoxsa elə güman edirsiniz ki, Allah içərinizdə cihad edənləri, Allahdan, Onun Peyğəmbərindən və mö’minlərdən başqasını özlərinə dost tutanları ayırd etməmiş siz sərbəst buraxılacaqsınız? Allah nə etdiklərinizdən xəbərdardır!

Süleyman Ateş: 

Yoksa siz, Allah içinizden cihadeden ve Allah'tan, Elçisinden ve mü'minlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri bilmeden, bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızı haber almaktadır.

Diyanet Vakfı: 

Yoksa, Allah, sizden, cihad edip Allah, peygamber ve müminlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Erhan Aktaş: 

Yoksa siz, Allah’ın içinizden cihat(1) edip, Allah’tan, Resûl’ünden ve Mü’minlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Kral Fahd: 

Yoksa siz, Allah, içinizden cihâd edenleri, Allah'tan, Rasûlûnden ve mü'minlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılıvereceğinizi mi zannediyorsunuz? Allah, yaptıklarınızın hepsinden haberdârdır.

Hasan Basri Çantay: 

Yoksa siz (kendi haalinize) bırakılıvereceğinizi, içinizden cihâd edenleri, Allahdan, Resulünden ve mü´minlerden başkasını sır dostu edinmeyenleri Allahın bilmediği (Onun uğrundaki fedâkârlıklarınızın mükâfatsız kalacağını) mı sandınız? Allah, ne yaparsanız (hepsinden) haberdârdır.

Muhammed Esed: 

(Ey inananlar!) Allah, aranızdan, Allahtan, Onun Elçisinden ve Ona inananlardan başka kimseden yardım gözlemeden (Onun yolunda) her türlü çabayı gösterenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Oysa, Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

Gültekin Onan: 

Yoksa siz içinizden cihad edenleri ve Tanrı´dan ve Resülü´nden ve inançlılardan başka sır dostu edinmeyenleri Tanrı ´bilip (ortaya) çıkarmadan´ bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Tanrı yaptıklarınızdan haberdardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey müminler, yoksa sizden cihad işi terk olunur mu zannedersiniz? ve yine Allah, içinizden ihlâsla mücadele edenleri, ne Allah’dan, ne Rasûlünden, ne de müminerden başkasını dost edinmiyenleri, bilmediğini mi sandınız? Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Portekizce: 

Pensais, acaso, que podereis ser deixados livres, sendo sabido que Deus ainda não pôs à prova aqueles, dentre vós, quelutarão e não tomarão por confidentes ninguém além de Deus, Seu Mensageiro e os fiéis? Deus está bem inteirado de tudoquando fazeis!

İsveççe: 

Trodde ni att ni skulle lämnas i fred, utan att ha visat Gud vilka de av er är som vill sträva och kämpa [för Hans sak] och som inte söker stöd och skydd hos någon annan än Gud och Hans Sändebud och de troende? Gud är väl underrättad om vad ni gör.

Farsça: 

آیا گمان کرده اید که شما را به خود واگذارند [و به بوته آزمایش نیازمایند] در حالی که هنوز کسانی از شما را که جهاد کردند و غیر خدا و پیامبرش و مؤمنان را محرم اسرار خود نگرفتند، از دیگران معلوم و مشخص نکرده است [یقیناً باید آزمایش شوید تا مؤمن از غیر مؤمن معلوم و مشخص شود]؛ و خدا به آنچه انجام می دهید، آگاه است.

Kürtçe: 

ئایا گومانتان وابوو کەوازتان لێ دەھێنرێت لەکاتێکدا ھێشتا خوا ئاشکرای نەکردووە ئەوانەی تێکۆشان لەئێوە (لە پێناو خوادا) وە نەیان کردووە و ھەڵیان نەبژاردووە جگە لەخوا و پێغەمبەرەکەی و موسوڵمانان بە ھاوڕاز و جێی نھێنیان (دڵسۆزیان) وە خوا ئاگایە بەھەرچی کەئێوە دەیکەن

Özbekçe: 

Сиздан жиҳод қилганларни, Аллоҳдан, Унинг Расулидан ва мўминлардан ўзгани дўст тутмаганларни билмай туриб, Аллоҳ томонидан тарк этиб қўйилмоғингизни ўйладингизми? Аллоҳ нима қилаётганларингиздан хабардор зотдир. (Даъват қилиб динга қизиқтирилганда, одамлар кўпчиликка қўшилаверадилар. Турли фикр, мақсад ва ғараз билан ўзини мусулмон кўрсатишга ҳамма уринаверади. Баъзилар сиртдан ўзини мусулмон кўрсатиб, ичдан Аллоҳдан бошқани дўст тутган бўлиши мумкин. Мўминлардан бошқани дўст тутган бўлиши мумкин. Бундай кишиларнинг ҳақиқий башараларини очиш учун сохтакорлар чидай олмайдиган қийинроқ иш таклиф қилинади. Жиҳод ана ўша ишлардан биридир. Жиҳодда ҳақиқий мўмин-мусулмонлар бошқалардан ажралиб чиқиб қоладилар.)

Malayca: 

Adakah kamu menyangka, bahawa kamu akan dibiarkan (dalam keadaan kamu yang ada itu), padahal belum lagi terbukti kepada Allah (sebagaimana yang diketahuiNya) orang-orang yang berjihad di antara kamu dan yang tidak mengambil teman-teman rapat (untuk mencurahkan rahsia kepada mereka), selain daripada Allah dan RasulNya serta orang-orang yang beriman? Dan (ingatlah) Allah Maha Mengetahui secara mendalam akan apa yang kamu kerjakan.

Arnavutça: 

Vallë, a mendoni ju se do të braktiseni, e që Perëndia të mos i tregojë ata që kanë luftuar dhe të cilët nuk e kanë bërë asnjë mik intim, përpos Perëndisë, Pejgamberit të Tij dhe besimtarëve? – E, Perëndia e di atë që bëni.

Bulgarca: 

Или смятате, че ще бъдете оставени, без Аллах да узнае кои от вас се борят и взимат за довереник само Аллах и Неговия Пратеник, и вярващите? Сведущ е Аллах за вашите дела.

Sırpça: 

Зар мислите да ћете да будете остављени, а да Аллах не укаже на оне међу вама који се боре и који уместо Аллаха и Његовог Посланика и верника нису узели никога за присног пријатеља?! А Аллах у потпуности зна оно што радите.

Çekçe: 

Nebo se snad domníváte, že budete opuštěni, dříve než Bůh pozná ty z vás, kteří bojují na cestě Jeho a kteří si nevzali za spojence nikoho kromě Boha, Jeho posla a věřících? Bůh zajisté je dobře zpraven o všem, co děláte.

Urduca: 

کیا تم لوگوں نے یہ سمجھ رکھا ہے کہ یونہی چھوڑ دیے جاؤ گے حالانکہ ابھی اللہ نے یہ تو دیکھا ہی نہیں کہ تم میں سے کون وہ لوگ ہیں جنہوں نے (اس کی راہ میں) جاں فشانی کی اور اللہ اور رسول اور مومنین کے سوا کسی کو جگری دوست نہ بنایا، جو کچھ تم کرتے ہو اللہ اس سے باخبر ہے

Tacikçe: 

Оё пиндоштаед, ки шуморо ба ҳоли худ вомегузоранд, бе он ки Худо касоне аз шуморо, ки ҷиҳод мекунанд ва ҷуз Худову паёмбараш ва мӯъминонро ба ҳамрозӣ намегиранд, маълум дорад? Ва Худо ба ҳар коре, ки мекунед, огоҳ аст!

Tatarca: 

Сезләрдән Аллаһ юлында ислам файдасына тырышкан, көрәшкән, хәтта сугышкан кешеләрне Аллаһ белмидер дип уйлыйсызмы? Вә Аллаһудан, Аның рәсүленнән һәм хак мөэминнәрдән башканы дус тотмагыз, чын мөселманнарны Аллаһ белми дип уйлыйсызмы? Кәферләрне, динсезләрне дус тоткан мөселманнардан Аллаһ һич разый булмас, Аллаһ сезнең кылган эшләрегездән хәбәрдар.

Endonezyaca: 

Apakah kamu mengira bahwa kamu akan dibiarkan, sedang Allah belum mengetahui (dalam kenyataan) orang-orang yang berjihad di antara kamu dan tidak mengambil menjadi teman yang setia selain Allah, Rasul-Nya dan orang-orang yang beriman. Dan Allah Maha Mengetahui apa yang kamu kerjakan.

Amharca: 

እነዚያን ከእናንተ ውስጥ የታገሉትንና ከአላህም ከመልክተኛውም ከምእመናንም ሌላ ምስጢረኛ ወዳጅ ያልያዙትን አላህ ሳይገልጽ ልትተው ታስባላችሁን አላህም በምትሠሩት ሁሉ ውስጠ ዐዋቂ ነው፡፡

Tamilce: 

(நம்பிக்கையாளர்களே!) உங்களில் எவர்கள் (மனம் விரும்பி) போர்புரிந்தார்களோ அவர்களையும்; இன்னும், அல்லாஹ், அவனுடைய தூதர், இன்னும் நம்பிக்கை கொண்டவர்கள் ஆகிய இவர்கள் அல்லாதவர்களை அந்தரங்க நண்பர்களாக எவர்கள் எடுத்துக் கொள்ளாமல் இருக்கிறார்களோ அவர்களையும் அல்லாஹ் (வெளிப்படையாக) அறியாமல் இருக்கும் நிலையில், நீங்கள் (சோதிக்கப்படாமல்) விட்டுவிடப்படுவீர்கள் என்று எண்ணிக்கொண்டீர்களா? அல்லாஹ் நீங்கள் செய்பவற்றை ஆழ்ந்தறிந்தவன் ஆவான்.

Korece: 

너희중에 성전하는자가 누구이며 하나님과 그분의 선지자와 믿는 자들을 따르는 자가 누구인 가를 하나님께서 알지 못한채 외 면당하리라 생각했느뇨 하나님 은 너희가 행하는 모든 것을 알고 계시니라

Vietnamca: 

Hoặc phải chăng các ngươi (những người có đức tin) tưởng rằng các ngươi được yên thân trong khi (Allah chưa thử thách các ngươi) để biết ai trong các ngươi là những người thực sự hết lòng chiến đấu (cho con đường chính nghĩa của Allah) và không nhận bất cứ ai ngoài Allah cũng như Thiên Sứ của Ngài và những người có đức tin làm người thân tín? Quả thật, Allah thông toàn những gì các ngươi làm.